top of page
ree

ree

Her ne kadar haberleri gün boyu radyodan, cep telefonlarımızdan takip ediyorsak da İsrael televizyonunda akşam 20.00 haberlerini izlemek olmazsa olmazlarımızdandır. Son iki yıldır TV haberlerini izlerken kâh şaşırıyor, kâh üzülüyor, kâh gözyaşı döküyoruz. Olumlu bir haber duymak bir nebze terapi oluyor. Haber programının ardından yayınlanan “Ha Kohav HaBaa Shel İsrael / Eurovision 2026” ruhumuza gerçekten iyi geliyor.

 

Birkaç yıldır zevkle izlediğim bu programda İsrael’i o yıl Eurovision’da temsil edecek yetenek aylar süren seçmeler sonucunda belirleniyor. 2025’te ülkeyi temsil eden Nova Müzik Festivali kurtulanı Yuval Refael işte bu programda seçildi. Önceki yıl Eden Golan da bu programda belirlendi. Son yılların zor koşulları altında da olsa, her ikisi de İsrael’i başarı ile temsil ettiler…

 

Bu programı izlerken, “bu ülkede sesi güzel, yetenekli, neredeyse her biri ülkesini temsil edecek kadar donanımlı ne çok gencimiz var” diye düşünürüm. Bu yarışmada Eurovision’a gidecek yarışmacı dışında öne çıkanlar, müzik kariyerleri doğrultusunda ilerleme ve adlarını duyurma şansını yakalıyorlar.

 

Biliyorsunuz, Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü savaş nedeniyle birçok ülke İsrael’in Eurovision Şarkı Yarışmasından çıkarılması yönünde baskı uyguladı.

İsrael’in Eurovision’dan atılması çağrısı yapan eylemciler yıllardır kampanya yürütüyor olsa da bu kampanya son iki yılda, Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırısı ve ardından başlayan iki yıllık Gazze savaşıyla birlikte zirveye ulaştı.

 

Ancak Avrupa Yayın Birliği EBU bu çağrıları sürekli reddederek Eurovision’un bir ülke yarışması değil, ulusal yayıncılar arasında düzenlenen bir etkinlik olduğunu belirtti. Böylece hiçbir ülke 2024 veya 2025 yarışmalarını İsrail’in katılımı nedeniyle boykot etmedi.

 

Yine de İsrael karşıtı tepkiler son iki yarışmayı gölgeledi; protestolar, tehditler, yuhalamalar ve polemikler manşetlere damga vurdu. Bu tepkiler, İsrael yanlısı toplumların karşı bir hamlesine yol açtı; Eden Golan’ın 2024’te, Yuval Raphael’in ise 2025’te halk oylamasında büyük destek alması, onları sıralamada hızla yükseltti ve İsrael karşıtı Eurovision hayranlarını daha da öfkelendirdi.

 

Oylama ve alınan karar, Avrupa Yayın Birliği EBU Genel Kurulunun Cenevre’deki toplantısının ardından geldi; üyeler İsrael’in katılımının lehine ve aleyhine tartışarak her seçeneğin sonuçlarını değerlendirdiler. EBU üyelerinin ülkeyi yarışmadan atma referandumu yerine bir dizi reformu kabul etmesiyle İsrael, 2026 Eurovision’a katılma hakkı elde etti.

 

Mutlu haber, geçtiğimiz günlerde ülkede sevinçle karşılandı. EBU oylamasında İsrael’e 2026 Eurovision onayının duyurulmasının hemen ardından Hollanda, İspanya, İrlanda ve Slovenya yarışmadan çekildi.

 

Alınan duyumlara göre, Almanya ve Ukrayna yayıncıları toplantı sırasında İsrael’in katılımına açık destek verirken, İspanya, Belçika, Slovenya ve Eurovision’a katılmayan EBU üyesi Türkiye’nin yayıncıları İsrail’in yarışmadan çıkarılmasını savundu.

 

İsrael’in yarışmada kalmasını sağlamak için en büyük çabayı Devlet Başkanı İtshak Herzog gösterdi. Herzog yaptığı açıklamada, “İsrael dünyanın her sahnesinde temsil edilmeyi hak ediyor. İsrael’in Eurovision Şarkı Yarışmasına katılacak olmasından memnunum. Yarışmanın kültürü, müziği, uluslararası dostluğu ve sınır ötesi kültürel anlayışı öne çıkaran bir etkinlik olarak kalmasını umuyorum” ifadesini kullandı.

 

Yazımın başında da söylediğim gibi bu ülkede müzik alanında çok yetenekli gençlerimiz var. “Ha Kohav HaBaa Shel İsrael / Eurovision 2026” programının değerli jürisinin ve halkın oylaması sonucunda bu yıl İsrael’i Viyana’da temsil edecek müzisyenimiz belirlenecek.

 

2026 Eurovision temsilcimizin bu yıl da işi kolay olmayacak gibi görünüyor ne yazık ki... Eden Golan 2024’te, Yuval Raphael 2025’te zorluklara göğüs gerdiler, düşmanca tepkilere karşın ülkeye başarıyla döndüler. Eminim yeni seçilecek ve 16 Mayıs’ta Viyana’da gerçekleşecek Eurovision yarışmasında sahne alacak yetenek de bunu başaracaktır…


Nelly BAROKAS


İYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.


Bir önceki yazımı okudunuz mu?

ree

ree


ree

Hiç düşündün mü?

Bazen geleceğe dair kurduğumuz bir hayal, geçmişi nasıl hissettiğimizi bile değiştirir.

Eskiden ağır gelen bir anı hafifler…  Ya da sıradan bir hatıra birden anlamlı olur.


Peki aynı şey bir ülke için de geçerli olabilir mi?  Mesela İsrael için?


Kulağa garip geliyor ama bence evet: İsrael’in geleceği, onun geçmişini gerçekten etkiler.


Gelecek büyüdükçe, geçmiş başka görünür .İsrael’in gücü sadece ne yaşadığıyla ilgili değil.

Asıl güç, yaşadıklarını nasıl taşıdığıyla ilgili.


Yeruşalayim’in eski taşları, Tel Aviv’in hızlı adımları… Bu iki dünya yan yana duruyor.

Bu yan yana duruş bile geçmiş ile gelecek arasında kurulmuş bir köprü aslında.


Bir ülke yarınını ne kadar net görürse, dünü de o kadar düzgün yerine oturuyor.


Bilim bu fikri destekliyor

Kuantum fiziğindeki “gecikmiş seçim deneyi”, bir parçacığın gelecekte nasıl ölçüleceğine dair verilen kararın, geçmişte bıraktığı izi bile değiştirebildiğini gösteriyor.


Psikolojide de aynı durum var:

İnsan gelecekte kim olmak istediğini netleştirdikçe, geçmişini başka bir gözle okumaya başlıyor.


Ve günlük hayattan basit bir örnek:Bir mimar binayı tasarlarken (gelecek), temelin (geçmiş) ne kadar derin olması gerektiğine karar verir. Yani geleceğin tasarımı, geçmişin anlamını belirler.


Kendini bir an orada hisset

Farz edelim ki sen, Sina Dağı’nın eteklerinde bekleyen bir Yahudisin.Moşe elinde On Emir’le dağdan iniyor.Kalabalık bir anda sessizleşiyor.O anı hayal et.


Aslında biz hâlâ o anı yaşıyoruz. Geleceğimizi o an gibi görüyoruz.Geçmişimizdeki o an, geleceğimizin biçimlendirdiği duygularla dolu.Bir ülke de geçmişi böyle taşır:

Her yeni gelecek, eski bir anıyı yeniden anlamlandırır.


Cesaret geçmişi hafifletir

İsrael kolay bir yer değil.

Bunu herkes biliyor.


Ama bu ülke geçmişiyle değil, geleceğe attığı adımlarla ayakta kaldı hep.

Korku vardı, hâlâ var. Ama burada cesaret, korkusuzluk değil, korkuya rağmen devam etmektir.Bugün de aynısı geçerli.


Gelecek seçilince, dün yeniden yazılıyor

Start-Up Nation bir dönemdi. İyi bir dönemdi.

Ama şimdi başka bir şeye dönüşüyor: Scale-Up Nation.


Yani sadece fikir üretmek değil, onları büyütmek, taşımak, sahip çıkmak.


Yapay zekâ, su teknolojileri, enerji çözümleri, çöl tarımı…

Bunlar sadece geleceği kurmuyor. Düne de yeni bir anlam veriyor:

Dünün yoklukları artık bir eksiklik değil. Bugünkü yaratıcılığın yakıtı aslında.


Gelecek büyüdükçe, geçmişteki “hayatta kalma” hikâyesi  yavaş yavaş “öncülük etme” hikâyesine dönüşüyor.


Dünü Anlamak İçin Yarına Bakmak

Gelecek geçmişi etkiler mi?

Evet. Hem de sandığımızdan çok daha fazla.


Bir ülke yarınını nasıl hayal ederse, dününü de öyle hatırlar.


Bu ülke geleceği beklemez. Geleceği inşa eder.


Ve inşa ettiği her gelecek, geçmişine yeni bir anlam daha ekler.


Ezra BEHAR

 

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.


Bir önceki yazımı okudunuz mu?




ree







ree


5 Aralık Cuma sabahı HaTahana (Tren İstasyonu) Kompleksi girişinde buluşan İYT üyeleri profesyonel rehber Michal Shif Weissman İle üç saatlik bir gezi gerçekleştirdiler.



Pek çoğumuzun daha evvelce mutlaka tanıdığı ve gezindiği Neve Tzedek ve HaTahana’yı son derece bilgili bir rehberin refakatinde, her mekânın ayrı hikayesini dinleyerek ziyaret etmek apayrı bir zevkti.

 

İlkin 1892’de açılan Yafo-Kudüs demiryolu hakkında çok ilginç bilgiler edindik. Fransızlar tarafından olması gerekenden çok daha dar bir şekilde döşenen bu raylarda vagonların ağır hareket etmeleri nedeniyle Yeruşalayim’e ancak dört saatte – atlı bir araba hızında- varıldığını öğrendik.

 

Tel Aviv'in kuruluşundan 22 yıl önce, 1887 yılında, nüfusu çok yoğun olan Yafo şehrinin dışında yaşamak isteyen Yahudi aileler tarafından kurulan Neve Tzedek sokaklarında gezinirken ilk Yahudi yerleşimlerinin hikayesini duymak heyecan vericiydi.

 

Şimon Rokah, Aharon Shlush, Şay Agnon, Nahum Gutman gibi vizyoner isimlerin izinden gerçekleştirilen bu keşif hiç şüphe yok ki geziye katılanları son derece etkiledi. Bölgenin ilk sinagoglarından birinde 35 yıl önce Fransa’dan aliya yapan bir din adamını anlatısı oldukça anlamlıydı.



 Turun sonunda 1926 yılında sonradan “Elit”e devredilen “Raanan” çikolata fabrikasının bulunduğu yerde yer alan gökdelenin yanı başından Slush Köprüsü ve HaMesila Parkı’nı izlerken rehberimizin ikram ettiği çikolatalar yenildi.

 





ree



Featured Posts
Recent Posts
Archive
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page