
Bu yazını ilk bölümünde, Dan Ben David’in yaptığı çalışmaların ışığında, İsrail’i bekleyen ve her gün büyüyen tehlikeyi özetlemeye çalışmıştım. Ben David, verilere dayanarak İsraillilerin ekonomiye katkısı olmayan veya çok sınırlı olan kesimlerinin hızla arttığını, ekonomiyi ayakta tutan kesimin de özellikle eğitim sisteminde yapılması gereken reformlar olmadan yakın zamanda sürdürülebilir bir ekonomi için yeterli olmayacağını savunuyor.
Bu uyarıyı yapan sadece Ben David değil. İsrail Demokrasi Enstitüsü, Taub sosyal politik araştırmalar merkezi ve diğer pek çok düşünce kuruluşu da bir önceki yazımda bahsedilen tehlikelerle ilgili ciddi araştırmalar yapıp benzer sonuçlar açıkladılar. Kısacası bunlar bilinmeyen değil ne yazık ki göz ardı edilen tehlikeler.
2024’te, İsrail'in ileri gelen 130 ekonomisti sert bir dille “İsrailli ekonomistlerin uyarısı” adı altına, liderleri ve halkı ülkenin karşı karşıya bulunduğu varoluş tehlikesine karşı uyardılar. Mektuplarına “İsrail hükümetlerinin senelerdir sürdürdükleri politikalar ve Haredi toplumunun çoğalma hızı İsrail ekonomisini ve Harediler dahil tüm İsraillileri tehlikeli bir uçuruma sürüklüyor” diye başlayıp, “Yapabileceğimiz en sert uyarıyı yapıyoruz. Tarih, bu tehlikeye karşı önlem almayan günümüz veya gelecekteki İsrail liderlerini – politik spektrumun neresinden olursa olsunlar – affetmeyecek” diye bitiriyorlar. Aynı Ben David gibi toplumun yaratıcı / üretici kesiminin de ülkeyi terk etme hızının artabileceğini vurguluyor ve bunun bir “çöküş anaforuna” dönüşebileceğini belirtiyorlar.
Kanımca bu düşünce kuruluşlarının, ekonomistlerin mektubunun ve Ben David’in uyarılarının en korkutucu kısmı, her ikisinin de acil önlem alınmazsa tüm ön gördüklerinin kısa zamanda gerçekleşeceklerinin tekrar tekrar altını çizmeleri.
***
Uyarıları yapanların hemen alınması gereken önlemler konusunda fikirleri neredeyse bire bir örtüşüyor: Hepsinde öncelik Eğitim reformu: Topluma ve ekonomiye, bilhassa aldıkları eğitimin yetersizliği yüzünden çok az katkıları olan çoğunluğa gerekli eğitimin verilmesi; Tedrisatın tamamen gözden geçirilmesi, öğretmenlerin seçimi, eğitimi ve öğretmen maaşlarını kapsayacak bir reform, kısacası eğitim sistemini “sil baştan” tekrardan yapılandırmak. Burada bahsedilen çoğunluk metropollerin dışında yaşayıp gereken bütçe tahsis edilmediği için yetersiz eğitim alanlar ve inançları gereğince temel derslerin (Matematik, İngilizce ve Okuma) müfredatında yer almadığı Haredi eğitim sistemi. Düşünüyor musunuz? 21. yüzyılda Matematik okutmayan okullar!
Ben David “İsrail 2.0” için “Birinci Amaç: İsrail'in uzun sürede sürdürülebilir bir yola girip orada ilerlemesi” derken kökten bir eğitim ve bütçe reformunun şart olduğunu savunuyor. İkinci amaç ise “Yapılacak reformların iptal edilememesi için seçim reformu ve bir anayasanın hazırlanması”.
Ekonomistlerin mektubu ise sadece bunlarla yetinmiyor ve eğitimin yanı sıra sosyal adalet için gereken reformlardan da bahsediyor:
1-Ülke çapında kapsamlı bir eğitim reformu. Modern işgücüne entegrasyon için gerekli becerileri sağlamayan ve temel dersleri öğretmeyen okullara tüm kamu desteği hemen kesilmelidir. Aynı şekilde, çalışmamayı teşvik eden mali yardımlar ve yüksek doğum oranlarını özendiren devlet destekleri aşamalı olarak kaldırılmalıdır.
2-Güvenlik yükünün adil dağıtımı. Mevcut yedek askerlik hizmet yükü ekonomi ve toplum için ağır sonuçlar doğuruyor. Askerlik çağındaki tüm Haredilerin orduya katılması gerekir
3-Yönetim sistemi ve anayasal reformu. Liberal haklar ve demokratik değerler güvence altına alınmalıdır. Aksi halde, gelecekte hakların kısıtlanacağına dair korku, ülkeyi çöküş sarmalına sürükleyebilir. Yeni toplumsal düzen, tüm kesimler arasında karşılıklı saygıyı sağlamalı ve her bireyin kendi değerleri ve inançlarıyla uyumlu bir yaşam sürmesine imkân vermelidir.
Ben David, bu araştırmaları yapmakla kalmamış. 2024 yazında bütün liderlere, aralarındaki uyuşmazlıkların üzerine çıkıp gelen tehlikeyi ve ona karşı tedbir almaları gerektiğini anlatmayı görev edinmiş. Knesset’e davet edilmiş ve iki değişik komisyonda bu araştırmanın sonuçlarını ve bekleyen tehlikeleri milletvekillerine sunmuş. Dinlemişler. Akabinde başbakan ve bakanlarla da görüşüp onlara da anlatmayı talep etmiş. “Bir tek Milli eğitim Bakanı Kisch bizimle konuşmayı kabul etti ve o da sadece kendisi konuştu. Dinlemedi” diyor.
Günümüz koalisyonunun büyük bir kısmı bu sorunu yaratan Haredilerin temsilcileri. Ülkenin bugün içinde bulunduğu sorunları bilenler hükümetin ve koalisyon milletvekillerinin neden bu tehlikeyi görmezden gelmek istediklerini çok iyi anlarlar.
Sağ ve sol partilerden tüm muhalefet liderlerine de durumu açıklamış. Naftali Bennet, Yair Lapid, Yair Golan, Benny Ganz, Gadi Eisenkot. Cumhurbaşkanı Herzog. Onlar da dinlemişler ve söylenen her şeyi kabul etmişler”. Zaten biz de böyle düşünüyoruz” demişler. Ben David “Sorun onları bir araya getirmekte” diyor.
Bununla yetinmeyip ülkenin basın organlarıyla buluşup sorunu ve planı onlara da açıklamış. Amaç halkı bilinçlendirip bu konunun gündemin bir parçası olmasını sağlamak. Bu çabalarına halen devam ediyor.
Ümitli. “Bütün basın, ve bütün muhalefet liderleri bu tehlikenin boyutunu ve önlenmesi gerektiği hakkında fikir birliğindeler. İsrail'de değişik ideolojideki insanların fikir birliğinde olması çok nadirdir” diyor. İlginçtir, koalisyon ortaklarından bahis yok.
Bu uyarılara karşı çıkan yok. Herkes bu tehlikenin gerçek olduğuna inanıyor. Bu fikirleri eleştirenler, veri ve sonuçlara karşı çıkmıyorlar. Tek söylenen Haredi toplumunun aynı hızla çoğalmaya devam etmeye bileceği. En büyük eleştiri de bu krizi atlatmak için yapılması gerekenlerin çok zor ve gerçekçi olmadığı. Haklılar da. Günümüz seçim sisteminde çıkar gruplarının anahtar parti durumuna geçip hemen hemen istedikleri her şeyi elde ettiklerine şahit oluyoruz.
En büyük tartışma konumuz Haredilerin askerliği. Harediler Knesset’te %10 civarı koltuk sayısıyla temsil edilen anahtar partiler. Onlarsız koalisyon olamayacağı için en ufak bir tavize bile yanaşmıyorlar. En büyük çekinceleri askerliğin onların yapısını değiştireceği, askere gidenlerin “dinden çıkacakları”. Eğitim sistemlerini değiştirmeye sonuna kadar direnecekleri, devamlı artarak onlara verilen devlet desteklerinin sorgulanmasını kabul etmeyecekleri gün gibi aşikar.
Dolayısıyla bu planın yürürlüğe konması zor görünüyor. Ben David bunun gerçekleşmesi için ilk olarak bunları benimseyen bir hükümetin iş başına gelmesi gerektiğini düşünüyor. “Seçim nasıl kazanılır” diye bir çalışması da var. Bu da çalışmayı ileri bir tarihte özetlemeye çalışacağım.
***
Denilebilir ki “ Dört bir yanımız düşmanla sarılı, yedi cephede savaşan, halkı etnik ve dinsel bir mozaik ve çıkar gruplarından oluşan bir ülkenin öncelikleri çok başka. Bu reformların altından nasıl kalkabilir?
İsrail tarihte eğitim ve sosyal yapısından dolayı sorun yaşayan ilk ülke değil. Güvenlik, etnik bölünme, çıkar grupları içeren, zamanın gerisinde kalmış bir seçim sistemi olan tek ülke de değil. Aynı özellikleri olan birkaç ülke bahsedilen reformların benzerlerini başarıyla yapabilmişler.
Güvenlik tehlikesi altında yaşayan ve savaş sonrası GSMH’ı Gana kadar olan Kore bugün bütün dünyaya teknoloji satıyor. Finlandiya günümüzde bile Rus istilası tehdidi altında, fakat dünyadaki en iyi eğitim sistemine sahip. Pek çok etnik ve dindar grubun beraber yaşadığı Uzakdoğu’nun incisi Singapur’un 1965’te az gelişmiş ufak bir liman şehrinden günümüzdeki durumuna gelmesindeki başarısı tartışılamaz. Her üçü bugünkü duruma da 1960’larda başlattıkları ve onlarca sene süren eğitim yönetim / bütçe reformlarına borçlular. Bu başarılar tesadüfi değil. Kolay da gerçekleşmemiş. Her biri pek çok zorluğa ve karşı koyanlara rağmen bu reformlarda başarılı olmuşlar ve ülkeleri bugünkü seviyelere ulaşabilmiş.
Chatgpt ’ye bu üç ülkeyle İsrail'in durumun karşılaştırmasını ve oralarda uygulanan reformlara benzer reformlar yapabilmek için İsrail’deki engellerin neler olduğunu sordum. Özetlersem, cevabı Walt Kelly’nin meşhur karikatüre çağrışım yapıyor: “Düşmanla tanıştık. Düşman bizmişiz”.

İsrail'in bu reformların gerçekleştirmesi için en büyük engeller tabii kaynak yoksunluğu, güvenlik, teknoloji gibi dış etkenler değil. Parçalı koalisyonlar, parti içi çıkar dağılımları, Haredilerin müfredat değişikliğine dirençleri ve Arap sektöründeki bazı yapısal eksikler. Kısacası hepsi kendi becerimiz.
Buna karşılık İsrail'in bu reformları yapabilmesi için bu üç ülkeye nazaran pek çok avantajı var: Her ne kadar bu bulgulara göre tehlikedeyse de, günümüzde erişilen yüksek teknoloji ekosistemi, bürokrasilere rağmen çözüm üretebilen, tartışmaya açık bir halk, üst düzey insan sermayesi, herhangi bir krizde ve savaşlarda bir araya gelip birbirine destek olma ve mücadele etme kültürü, genç bir nüfus ve – her ne kadar bu da son zamanlarda tehlikedeyse de – Diasporadaki Yahudilerin maddi ve manevi desteği ülkenin bu reformları yapmaya karar verirse başarılı olmasına yardım edecek unsurlar.
Bunların yanı sıra İsraelli Ekonomi Nobel ödülü alan Yoel Mokyr in söylediklerine bir göz atalım: diyor ki “"İsrailliler yaratıcıdır. İsrailliler kalıpların dışında düşünürler- kalıp diye bir şey yoktur. Bu sadece yüksek teknolojide değil. Örneğin şeflikte, müzikte, tiyatroda ve edebiyatta da böyledir. Ve en önemli olan, herkesin açık fikirli olması, çiğnenmemesi gereken hiçbir dogma, hiçbir kural olmamasıdır." “Bugüne kadar müzikten teknolojiye, tarımdan şefliğe kadar uygulayabildikleri bu özelliği politika alanında da uygulayabilecekler mi?
Eski Başbakan Bennet “7 Ekim ve sonrasında pek çok Superman ve Superwoman’la tanıştık” ...” İsrail’in gücü sadece askeri kapasitesinde değil, halkının dayanıklılığında yatar—adaptasyon, yenilik ve her zorluktan daha güçlü çıkma becerilerinde. Geleceğimiz de bu sarsılmaz ruhun omuzlarındadır” diyor. Keşke bu Superman ve Superwoman’lar da politikaya atılıp Bennet’i haklı çıkarsa.
Bütün zorluklara, bölünmüşlüğe, ülkedeki çıkar gruplarının önceliklerinin gereken reforma taban tabana zıt olmasına rağmen umarım İsrail de Kore, Finlandiya ve Singapur kadar başarılı olur ve gelişmiş ülkeler arasındaki yerini alır.
Esenlikle
Kaynaklar
Dan Ben David: Shoresh sitesi ; İngilizce konferans
ChatGPT ile sohbet
İsak DUENYAS
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?



Oy, vos va azer el rezumen de una memorya emosionante de Hanuka de una eskritora, Sara Esther Crispe.
“Nunka no puedo olvidarme lo ke me afito en el segundo anyo de la universidad. Akel anyo, una semana antes de Hanuka, mi padre i mi madre me embiyaron un regalo kon una organizasyon judiya de la universidad. Fin akel diya, no saviya ke un grupo judyo egzistiya en mi eskola. Me fui a tomar el paketo kon Jen (una eleva japoneza ke partajavamos la mezma kamareta). Eramos un grupo de amigas de todas las kolores, i de todas las relijiones. Akeyos anyos, no me plaziya kaminar kon las elevas judiyas ke eran demaziya de orgoyozas (gururlu) de ser judiyas.
Todas mis amigas kijeron vinir kon mi a tomar el regalo. Se estavan mirikiyando kualo me aviyan embiyado. Kuando avri el paketo, miri ke el regalo era una menora kon un paketo chiko de kandelas, i las shokolas ke me plaziya muncho. Mirando a la menora, pensi ke va tener menester de ayuda para asender las kandelas. Pensando a boz alta, dishe a mis amigas : ‘Me esto sintiendo ke no so una buena judiya. No me esto akodrando komo se empesa a asender las kandelas. Komo era no se. De la derecha a la siendra, o de la siedra a la derecha?’. Enduna, Jen me miro en la kara, i me disho: ‘Malo judyo…afuera de mozotros!’.
Mezmo agora, en eskriviendo este evento, kinze anyos duspues, me esto sintiendo una sudor yelada en mi espalda. Estos biervos feyos fueron un grande shok para mi. Todas las amigas se estuvieron kayadas, no saviendo kualo dizir. Kuando el meyoyo me empeso a lavorar, empesi a pensar. Kualo kijo dizir Jen? No estava puediendo topar dinguna eksplikasion.
Kuando me vine en mi, la primera koza ke ize, fue de trokar la kamareta. Mas no puediya kedarme en la mezma kamareta kon Jen. Unos kuantos diyas duspues, Jen me demando de pardonarla, i disho ke estos biervos no teniyan dinguna sinyifikasion. Puede ser ke estos biervos salieron de su boka sin pensar, ma estos eran sus sentimentos por los judyos.
Akeya semana, no kije asender la menoara. Kada vez ke estava mirando a la menora, me estava akodrando los biervos de Jen.
Akeyos diyas, no saviya ke estos biervos ivan a trokar mi vida por entero. Mi reaksion fue de trokar mis planes. Un mez antes, me aviya desidado di ir a Fransia, i azer el treser anyo de mis estudios en una universidad deParis. Keriya bivir una koza mueva. Si no se aze en la manseves, mas duspues no keda tiempo. Ma este evento me izo trokar de desizion. Me desidi de ir a Yerushalaim, i kontinuar mis estudios aya. Entendi ke la sola manera de gerreyar kon el antisemitizmo, es de bivir kon los judyos en el pais de los judyos.
El primer anyo en la tierra santa fue muy difisil por mi. Unas kuantas vezes me demandi de mi para mi ‘deke vine aki’. Akel anyo,no teniya buenas relasiones kon mi padre i madre, por esto no keriyan embiyarme paras. Para pueder bivir i kontinuar mis estudios, kaliya topar un echo i kontinuar a estudiar en mezmo tiempo. Mis amigas se estavan gozando de la vida. A mi, no me estava kedadando tiempo para kaminar kon eyas.
Akel anyo, en la vakansa de Hanuka, los padres i madres de mis amigas vinieron a verlas, i les trusheron regalos. No aviya ken pense por mi. Me sinti muy sola i abandonada.
El primer diya de Hanuka, kuando torni a mi kamareta, enriva de mi kama topi una karta, kon los biervos : ‘Oguro ke pases un ermoza fiesta de Hanuka. Merkate una koza espesial. Kon amistad, Felicia.
Estavamos en la mezma klasa kon Felicia. Ya le aviya kontado mis problemes mas antes. Se desido de darme komo regalo de Hanuka, los sien dolaras ke resivio de su padre i madre.
No ay menester de dizirlo, este regalo fue el mas presiozo regalo ke aviya resivido fin akel diya. La amistad de Felicia me emosiono muncho. Tomi los sien dolares, i fui a merkarme una koza ermoza. Kaliya ke me merkara una koza ke no me İva olvidar. Me desidi de merkarme una menora. Keriya merkarme una mueva mernora ke, kada vez ke la iva ver, me iva akodrar la amastad de Felicia, i no los biervos de Jen.
Akeya semana, asendi la menora kada noche. Las flamas i las kandelas me izieron olvidar los feyos biervos de Jen. Entendi ke gerreyar el areskuro kon el areskuro, no aze ganar nada a la persona. Lo ke teniya menester era de trayer la luz en mi vida. Kon la luz, el areskuro se iva despareser.
En resitando los biervos de la orasion de Hanuka, me estuve akodrando los mirakolos ke el Dio izo por muestros antepasados. Todos gerreyamos muestras gerras, algunos kon los enemigos de afuera, otros kon los enemigos de ariento. Keren derrokarmas, keren firrir muestros korasones. Vamos a gerreyar kon eyos, mezmo kuando parese ke todo el entorno esta areskuro.
Dora NİYEGO
Es ke meldatesh la eskrita de una semana antes?


İsraelli Türk Kökenli Müzisyenler Lea ve Shlomi Shabat’a Akum’dan Yaşam Boyu Başarı Ödülü
İsrael müzik dünyasının sevilen isimleri, Türk kökenli ailede yetişen Lea Shabat ve Shlomi Shabat, Akum tarafından bu yıl verilen Yaşam Boyu Başarı Ödülüne layık görüldü. Yehud doğumlu iki sanatçı, uzun yıllardır İsrael müziğine kazandırdıkları eserler, güçlü sahne performansları ve sektöre yaptıkları katkılarla geniş bir hayran kitlesine sahip.
Akum, İsrael’de bestecilerin, söz yazarlarının ve müzisyenlerin telif haklarını koruyan resmi kuruluş olarak her yıl müzik endüstrisine değer katan isimleri ödüllendiriyor. Bu prestijli ödül, Lea ve Shlomi Shabat'ın kariyerlerinde önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.
Lea ve Shlomi Shabat’ın müzik dünyasındaki izleri, kültürel köklerinin de taşıyıcısı olarak İsrael toplumunda geniş yankı uyandırmaya devam ediyor.
Shlomi Shabat Türkiyeliler Birliği’nin yayınladığı “Türkiyeli Üstün Değerlerimiz” listesine seçilen 50 kişi arasında yer almıştı.


























