İsrael’de Türkiyeliler Birliği uzun bir aradan sonra yeniden Türkiye’den gelen ole hadaşları Ben Gurion Havaalanı’nda karşılamaya başlıyor. Türkiyeliler Birliği korona döneminden önce Türkiye’den göç eden bütün yeni göçmenleri uçağın çıkışında körükte karşılamakta, bütün işlemleri boyunca kimliklerini alana kadar yetkili işlemler yönünden kendilerine yardımcı olmaktaydı. Korona döneminde Türkiye Birliği yetkilileri dahil her ülkenin temsilcilerinin havaalanından içeri girerek

Çocukluk (ve de gençlik) yıllarım Burgazada’da geçti. Çok güzel manzarası ve koskocaman bir terası olan bir evde yaşadık hep. Terasında yemek masası, sandalyeler ve koltukların yanı sıra, iki tane de ahşap şezlongumuz vardı. Hani şu en demodelerinden, çizgili kanvas kumaşları alttan ve üstten birer tahta çubukla sıkıştırılarak oturma alanı sağlayanlardan. Bana göre terasın en keyifli oturma grubuydular. Ve seneler içinde kumaşları, yeşil beyaz çizgiliden, mavi beyaz çizgiliye

İsraelliler için Türkiye’ye seyahat uyarısı en yüksek tehlikeden, orta seviyeye indirildi. *** Hamas elindeki Israelli esir Hilam A-Sayad’ın resimlerini yayınladı. Durumunun iyi olmadığı bildirildi. Hişam A-Sayad, İsraelli Bedevi. Gazze'de 2015 den beri Hamas'ın esiri olarak tutuluyor. *** Inanılmaz başarı: Güçlü Fransa’yı yarı finalde yenen İsrael genç milli futbol takımı, Avrupa Gençler Şampiyonluğu finaline kalmayı başardı. Finalde genç milli takım Ingiltere'ye uzatmada 3-

George Eliot : Mary Ann Evans George Sand: Amandine Aurore Lucile Dupin İtiraf edin, önce adları ‘George’ diye bu kadınları erkek sandınız! Değiller. Bunlar 19. Yüzyılın Viktorya dönemi erkek egemen dünyasında kendilerini kabul ettirmek için George Eliot ve George Sand mahlaslarını kullanmış iki aykırı, yenilikçi kadın yazar. O devirde evli olsa bil

“Çocukluk evleri terk edilir mi? Asla. Artık var olmasalar, greyderlerle, buldozerlerle yıkılsalar bile içimizde var olmayı sürdürürler.” Ferzan Özpetek - “ İstanbul Kırmızısı Istanbul’un Arnavutköy semtinde denizin kıyısında yürürken arkadaşımla sohbet ediyor bir yandan da gözlerimi gökyüzünden, bulutlardan , denizden ayıramıyordum. “Mavinin tonu değişti burada sanki daha parlak daha mavi “yorumuma “sen buraları özlemiş olmayasın?” diye sordu. Yeni bir yaz Tel aviv’den Ista

Son zamanlarda ben pek sevmiyorum, H harfini. H amas + H izbullah + H uti ... üçlüsünü sevmiyorum. Halklarına karşı hıyanet içinde üçü de. Hamas’ı, İsrael tüm Gazze bölgesini tamamiyle boşalttıktan sonra orayı bir ikinci “Singapur”a çevirme olanağı varken, hakimiyetindeki bu bölgeyi bir “İsrael yerleşimlerini bombalama ve Gazze halkının yaşamını cehenneme çevirme üssü” haline getirmeyi yeğlediği için. Hizbullahı da sevemedim. Sabah akşam İsrael’i roketleme tehdidi bir yana Lü

(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız) Merhaba sevgili okuyucularım. İşte yine birlikteyiz. Bu geçen 15 gün içinde birkaç güzel ve keyifli aile buluşması dışında pek bir şey yapmadık ama, bu arada birkaç kitap okudum, bol bol yazdım ve araştırdım. The Washington Post’ta yayınlanan bir yazı çok hoştu. İçimi sevinç ve saygıyla doldurdu. Anlatacağım hikaye gerçek bir vefa ve gönül borcu ödemenin öyküsü. Ukraynalı iki kuzin olan ve son aylardaki Ukrayna -Rus Savaşı’ndan kaçıp mü

Dergi Yayın Yönetmeni, Araştırmacı Yazar Suzi Sabaner Suzan Nana Tarablus ile tanışıklığımız bir Macahel gezisinin yemyeşil büyülü ortamında pekişti. Renkli kişiliği, yazma tutkusu, yaşam dolu oluşu ilgimi çekti. Suzan Nana çağdaş, sıradışı, oldukça üretken, renkli bir kadın, gezgin bir yazar... Şalom’a yıllardır hizmet veriyor. Şalom DERGİ’de uzun yıllar yazdıktan sonra yayın yönetmeni görevini değerli Nelly Barokas’tan devraldı. Tutkuyla yaptığı dergiciliğin yanı sıra,

Çok etkileyici bir şarkıdır “my way... Ne zaman duysam tüylerim diken diken olur… Ve aklıma gelir... Bildiğin yoldan şaşma… Kendi bildiğin yoldan kendi arabanla git… Direksiyon hep senin elinde olsun... Saparsan bir ara yola... Başkalarından yardım alarak... Dön istediğin yere... Ama... Sakın ha kanma bir başkasının sözüne.... Kanma seni kendi arabası ile sürüklemek isteyene... Ve asla kanma seni arabasına almak isteyene... Ya varacağın yerden vazgeçirecektir... Ya de kendi y

Bugün sayfamızda kahramanlıkları ile kurtardığı insanların on binleri bulan aile bireylerinin sayesinde filmlere konu olan, partizan Alexander Zeisal Bielski’yi kısaca “Zus”’u ağırlıyoruz. "Zus" Bielski 19 Ekim 1912 yılında Polonya’da doğdu. Polonya, dönemin dünya Yahudi nüfusunun önemli bir ölçüsünü barındırmasına rağmen Zus’un ailesi doğduğu Stankiewicze’deki tek Yahudi aile idi. Bekli de bu yüzden Zus’un 11 kardeşi oldu. İkinci Dünya Savaşı başlayınca elbetteki ailenin de