top of page

Botter Apartmanı - Kendinizden Bile Saklanan Sırlar



Stella Abulafya


İnsan, varlığını doğanın ortasında kaybetmemek icin mekana, delirmemek icin zamana, kimliğini düşünmemek icin ise başkasına ihtiyaç duyardı. Bu gezegende yaşayan her ölümlünün, saklanacağı bir eve ihtiyacı vardı.”sy.141


Yazar Ayşe Övür’ün Remzi Kitabevi tarafından yayımlanan “Botter Apartmanı” gerçek bir karakter, Raimondo D’Aronco ve gerçek bir mekân, Botter Apartmanı’nda geciyor.


Yapıldığı yıllarda verilen isimle Casa Botter, İstanbul’un en eski birkaç apartmanından biri. Yapım teknikleri çok özel. İnşasında çelik konstrüksiyon kullanılan ilk apartman. Pera Palas Oteli’nden sonra asansörü olan ikinci yapı. Yine de günümüze kadar ayakta durması şaşılacak bir durum, çünkü yıllarca içinde hiç kimse yaşamadı. Oldukça bakımsız hali yüzünden son günlerde yapılan restorasyonla ciddi ilgi odağı olan bu apartmanı konu alan kitabın hepinizin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.


Botter Apartmanı’nın Art Nouveu akımının İstanbul’daki en seçkin örneklerinden biri olması yazarın kurgusunu bu apartmanın üzerine kurmasına yardımcı olmuş. Binanın cephesindeki kadın büstlerinden çok etkilenip bunun üzerine konusunu derinleştirmiş. Her ne kadar bu büstler, o dönemde bir çeşit nazarlık olarak kullanılan Medusa başları olsa da yazar kurgusunda onları, anlatımı zenginleştiren birer metafor olarak kullanmış.


Metin, birbirini bütünleyen iki katman üzerinde yoğunlaşıyor. Sona doğru ise bu iki katman birleşiyor. Tarihsel süreci anlatan katman, binayı inşa eden ünlü mimar Raimondo D’Aranco üzerinden ilerlerken, yaşamda travmalarımızın ele alındığı ikinci katmanda psikiyatrist Kaan, apartman görevlisi Hamza, danışan Zehra ve İtalya’dan gelip geçmişini arayan Esta’nın dünyaları betimleniyor.


Mevlevihane, Padişah Abdülhamit, Beyoğlu, İstiklal Caddesi, Botter Apartmanı’nın oluşturulmasında ana akışa çeperlenen mekânlar ve tarihsel kesitler. Bir an evvel bir geziye katılıp “İstanbul’u dolaşmalıyım” dedirtecek kadar güçlü.


En başta inşa ediliş öyküsü var. Mimar Raimondo üzerinden Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi, 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başındaki İstanbul’un toplumsal yapısı anlatılıyor bize. İstanbul’un sosyolojik gelgitlerini, 6-7 Eylül’ü nasıl yaşamış olduğunu görüyoruz. Binanın içinde yaşayan insanlar, aileler sürekli değişmiş. Katlarında gezinen insanlarla birlikte binanın ruhu da değişmiş, epey yorulmuş, yaşlanmış. Ama hep gizli bir hafızası olmuş. Botter Apartmanı romanda, yüzyıldır yaşadığı travmaları duvarlarının arasında, en çok da görevlisi Hamza’nın yaşadığı bodrum katında saklamış.


Romanın ana düşüncesi, ifade edemediğimiz duygularımızın, başa çıkamadığımız anılarımızın türlü yollardan zihnimizi delerek bütün yaşamımızı alt üst etme gücüne sahip olması. Her duygunun, her olayın hep bir sonraki eylemi tetiklediğini, bunun da zaman sınırını aşan bir gücü olduğunu farkediyorsunuz. Üzerini örterek kurtulduğunu sandığımız üzüntülerimizi görüp kabul etmedikçe, hep ayağımızın altında bizi sürekli tökezleten engeller olarak var olduğuna şahit olacaksınız. Botter Apartmanı farklı katlara bölünmüş olsa da içinde aralıksızca devinen, birbirini etkileyen, zamanın sınırlarını aşan bir döngü var.


Ana karakter Kaan’ın kendini bulma, var etme ve arınma süreci, danışanı Zehra ile başlıyor. Sırlar karşılıkı ama ortaya dökülmesi için güven ortamı gerekiyor. Ayakları yere sağlam basan, entelektüel, Oxford’da uzmanlık almış saygın bir psikiyatrist Kaan, Botter Apartmanı’nın en üst katında oturuyor. Bütün bu donanımlar, onun içsel yolculuğunu hafifletebilir mi? Eğitim, kültürel birikim, yoğun düşünce gücü bizi iyileştirmeye yeter mi? Kaan’ın zihnine ayna tutup, ona travmalarını gösterebilecek gerçek bir hastaya ihtiyacı var. Kaan bunun farkında. Neden psikiyatrist olmayı seçtiğini de biliyor. Yani nedenleri biliyor ama hastalarına önerdiği çözümü kendisine uygulayamıyor. “Her psikiyatristin kendisini iyileştirecek bir hastaya ihtiyacı vardır.” Psikiyatrist Kaan, karşısında Zehra’yı bulunca, kendisine ayna tutacak hastayı bulduğunu anlar.


Apartman görevlisi Hamza’ya gelirsek, o da Kaan’ın tam tersi. Binanın en alt katında, yüzyıllık acının, toplumsal travmaların ortasında yaşıyor. Ve farkında değil! Bodrum kattaki dairesine eski eşyaları mı sığdırmış, yoksa apartmanda yaşayanların geride bıraktıkları hüzünleri mi? Okuyucu karar verecek.


Okuyucuların büyük bir çoğunluğu görünüşte birbiriyle hiç ilgisi olmadığı sanılan yaşamların, gerçekte bir sarmal döngü içinde birbirlerini etkilediklerini fark edecektir diye düşünüyorum. Duygularımızı özgürleştirmenin, kendimiz gibi olabilmenin kolay olmadığını, Zehra’da, Esta’da ya da belki de Kaan’ın annesi Nilüfer Hanım’ın yaşamında görecekler. Zaman ve mekân boyutunun ötesinde, insanları birleştiren ya da olayları tetikleyen yaşam döngüsüne tanıklık edecekler.


Botter Apartmanı veya Casa Botter, giyimine gösterdiği özenle bilinen, dönemin padişahı II. Abdülhamid tarafından sarayın resmi terzisi ve modacısı, Hollanda uyruklu Jean Botter için inşa edilmiştir. Binanın yapımına 1900 yılında başlanmış ve bina, yaklaşık bir yıl sonra ünlü mimar Raimondo D’Aronco tarafından tamamlanmıştır. Jean Botter, apartmanın zemin katında hem Türkiye’nin ilk modaevi olan Botter Modaevi’ni işletmiş hem de üst katlarında ailesi ile birlikte yaşamına devam etmiştir.


Tarihine baktığımızda, Botter Ailesi’nin Paris’e gezmeye gittiği sırada hastalanarak vefat eden oğullarının ardından tamamen Paris’e göç ettiklerini ve binayı da II. Abdülhamid zamanında Donanma Nazırlığı yapmış Kaptan-ı derya Osman Paşa’nın oğlu Mahmut Nedim Efendi’ye sattıklarını görüyoruz. Nedim Bey’in erken vefatından sonra ise eşi Zeynep Ovayar, binanın alt katılarını ticari kuruluşlara kiralar. Zeynep Hanım’ın ölümüyle sahipsiz kalan yapıya Hazine el koyar. İkinci dereceden mirasçılar hak iddia edince, uzun yıllar devam eden hukuk süreci nedeniyle bina bakımsız kalır. 2007 yılına gelindiğinde, Zeynep Ovyar’ın yeğenleri Botter Apartmanı’nı Hazine’den devralırlar.


Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde uzun zamandır metruk halde duran Botter Apartmanı, İBB Miras ekiplerince bir restorasyon çalışmasıyla 15 Mayıs 2023’te “Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi” olarak 123 yıllık tarihine yakışır şekilde, yeniden İstanbul’luların hizmetine açıldı.


Görkemiyle görenleri kendisine hayran bırakan Botter Apartmanı’nın giriş kapısı ve mağaza kısmının üzerinde uzun dallar ve güller belli ki yazar dahil hepimizi etkileyecek güzellikte. Hem kitabı okuyun, hem de ilk fırsatta binayı yakından keşfedin, derim. Mevlevi’nin dediği gibi “Olanı değiştiremeyiz ama görüp helalleşebiliriz.” Sy.128


● Çoğu müze gibi, Botter Han da Pazartesi günleri kapalı. Kalan günlerde ise 10.00- 19.00 saatleri arasında açık.


● Meraklısına not : Muhteşem mimarisiyle dikkat çeken yapının projeleri, bugün hala İtalya’da bulunan Udine Kent Müzsesi’nde saklanmaktadır.


***

Ayşe Övür: Botter Apartmanı; Remzi Kitabevi, 2019

***

Bir sonraki yazı: 18 Ekim 2023






































Etiketler:

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Adres                              : Mohrey Sigariyot 7 Bat Yam-ISRAEL
Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                          Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page