NOAH - SIFIRLANMA
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
.jpg/v1/fill/w_320,h_320/file.jpg)
- 19 Eki
- 2 dakikada okunur

Bilincimiz, bu gezegenin ölümünün ve yeniden doğuşunun mutlak felaketinin bir anısını içerir.
Tufan hikâyesi, bizi Yaşamın kıymetine uyandıran farkındalığı temsil eder. Ve hikâye büyük bir lütufla, büyük bir vaatle sona erer. Manevi yaşamımız bu kutsamaya dayanır.
Tanrı, yıkım anılarımıza dokunur ve "Bu bir daha asla olmayacak." der.
Tüm yaşamla bir antlaşma yapar ve bu antlaşmanın bir işareti olarak gökyüzüne bir gökkuşağı yerleştirir.
"Gökkuşağına bakacağım ve hatırlayacağım." Bu, güvende olduğumuzun bir anısıdır.
Ne var ki, insanlık her defasında “HER ŞEYE KİM SAHİP OLACAK” oyununu oynamaya devam etti. Kısa bir süre önce “Covid 19” adlı bir ön sıfırlanma denemesinden geçtik.
Henry Kissinger'ın akıl hocalığını yapan Klaus Schwab, büyük kuruluşların kaderimizi belirlemek üzere nasıl bir dijital dünya yarattıklarını anlatan kitabı kaleme aldı. Şu anda küresel servetin %50'sini yaklaşık 60 kişi yönetiyor.
Geçmişte de, Hitler, Stalin, Mao ve Roosevelt, kitleleri temel haklardan ve ekonomik fırsatlardan mahrum bırakarak kontrol edebilmek için büyük çaba sarf ettiler. Hepsi kendilerini yarı tanrı olarak görüyordu.
Ancak sanırım en başarılısı, neredeyse dörtbin yıldan uzun bir süre önce yaşamış olan Nimrod'du. (Noah’ın büyük büyük torunu)
Nimrod'un kuralları basitti. Tek bir millet - Tek bir dil - Tek bir kültür ve mutlak bir kölelik olacaktı. Tanrı’nın yaratmış olduğu çeşitlilik yok edilecekti. (kendimizde eksik olanı görüp tamamlayabilmemiz için BİR olan ÇOKLUĞU yarattı)
Nimrod’un emri, halkın göklere uzanan bir kule inşa edip Tanrı'yla savaşmasıydı. Gökyüzünü mühürleyeceklerdi. kendini tanrı ilan etti. Buna karşı çıkan herkesi acımasızca cezalandırdı.
Noah’ın ataları da yağma ve tecavüzü emreden bir dünya düzeni kurmuştu. Tanrı bu dünyayı Tufanla SIFIRLADI.
Yahudilikte bundan sonra SIFIRLANMA, YOVEL kurallarına göre yaşanacaktı. Başka şekilde değil……… ve 50 yıl sonra her şey eski haline dönecekti. Topraklarını satan insanlar topraklarını geri alabileceklerdi. Tüm köleler özgür bırakılacaktı.
O’nun özündeki iyiliğe ve doğruluğa duyulan bu derin, sorgusuz sualsiz güven duygusu, uyanış sürecinin temelini oluşturur. Bu duygu o kadar temeldir ki, değişen koşullar ve olaylar onu bozamaz.
Buna "Temel Güven" adını verebilirsiniz. Bu SİZ olmanıza olanak tanır. Şüpheyi bırakıp bilinmeyene adım atma kapasitesi verir.
Bu güvenlik hissi bizim mirasımızdır.
Tufan hikayesi ile Tanrı'nın vaadini hatırlamaya ve hayatlarımızı onun ışığında yaşamaya davet ediliyoruz.
BİR İÇİN ÇOĞU, ÇOK İÇİN BİR’İ İHANETE UĞRATMAMALIYIZ.
Sevgilerimle - Shabat Shalom
Geçen haftanın peraşasını okudunuz mu?





Yorumlar