top of page

Türkiye’de Yahudi Karşıtlığına Kişisel Bir Yaklaşım


ree


Doğduğumda Türkiye’de 80.000 Yahudi yaşıyordu, o zamanki nüfusun 4/1000’i. İstanbul’da üniversiteyi bitirdiğimde yarı yarıya azalmıştı (1/1000). Aradaki sürede büyük erimenin nedenleri arasında 1934 Trakya Olayları, 1941 “Yirmi Kur’a Askerlik Yasası” ile azınlıklardan oluşturulan amele taburları ve 1942 Varlık Vergisi faciasının etkileri sayılabilir. Bu olayların bir kısmı doğrudan Yahudileri hedeflerken, bir kısmı da genel azınlık (Rum, Ermeni) mensuplarına yönelikti.

  

Bir kesim Yahudi vatandaşı Türkiye’den soğutan bu faktörlerin yanında İsrail’in 1948’de kuruluşu ve oranın çekimi de rol oynamıştır. Gene de 1970’lerde evlenecek eş bulunacak kadar aday vardı Türkiye’de.

 

Sonra Erbakan Hoca ve çevresindekilerin Yahudi karşıtlığı 1980’de 25.000’e inmemizi sağladı (0,5/1000). Bugün ise 12.000 Yahudi varsa memlekette, iyimseriz demektir (0,13/1000). 

  

Kişisel olarak Yahudiliğimden dolayı ülkede çok az olumsuz tavır yaşadım. 1974’te Genel Kurmay başkanlığına özel kura ile (bildiğim dillerden dolayı) asteğmen olarak tayin edilmemden hemen sonra tüm azınlıklar gibi “sakıncalı” olarak Etimesgut Zırhlı Tümenine gönderilmem komutanım Haydar Saltık Paşa’yı rahatsız etmiş ve yanında kalmam için çaba sarfetmişti. Başaramadı, orduda azınlıklara karşı olan tutumdan (o zaman) haberi yoktu, adının “Haydar” olmasından dolayı bilgi verilmemişti belki de.

  

İş yaşamımın başlangıcında “ürünlerini satın alırsak paraları İsrail’e transfer eder” ithamlarına uğramakla birlikte Yahudi olmam genelde güven, sağlamlık, disiplin ve bilgi ile anıldı. Ülkenin en muhafazakâr ve mütedeyyin kesimlerinden biri olan gıda perakendeciliğine elektronik terazi satarak başarı kazandım. Hatta Konya’nın İslami holdinglerinden İttifak Holding bile broşürlerinde “dünya altın ve finans piyasalarını Yahudiler kontrol ediyor” saçmalıklarına rağmen kurduğum şirket ile on yıllarca yıl iş yapmayı tercih ettiler. 

  

İsrail’e yüksek antipati bile neticede son 2 yılın eseridir. 1980 darbesinden sonra askeri rejim esnasında ilişkiler düzeyinin düşürülmesi Arap ülkelerinden beklenen destek içindi. Oslo Anlaşmaları (1993) öncesinde iki ülke arasında kurulan dostluk, sonrasında yoğunlaşarak devam etmiş ve karşılıklı ticaret 2020’lerde 7 milyar doları aşmıştı.

 

Şu anda ise yetiştiğim, sevdiğim, aile kurduğum, milyonlarca euro yatırım çekmek için yıllarca Avrupa’ları aşındırdığım, yeni fikirler getirmek için can attığım, kurucularından olduğum Toplum Gönüllüleri Vakfı ile tüm yurdu gezdiğim ve binlerce gence özgüven aşılamaya gayret ettiğim ülkenin Yahudilere karşı olan tutumunu anlamakta güçlük çekiyorum.

  

Kişisel hiçbir husumet ve dışlama yaşamıyorum. Çocuklarım 20 yıldan fazladır Türkiye dışında olmalarına rağmen torunlarımıza Türkçe konuşulması konusunda bize telkinde bulunacak ölçüde severler ülkeyi.

 

Yılın bir kesimi yaşadığım Asos yöresinde dahi İsrail’in Gazze ve diğer cephedeki savaşlarıyla bağlantılı olarak Yahudi vatandaşlara yapılacak sözlü saldırılara en önce Türk arkadaşlarımdan yanıt gelir.

  

Gene de ülkede bir cinnet hali yaşanıyor sanki. Başkan Erdoğan’ın Türk Yahudi Toplumunu dünya Yahudilerinden ve İsrail özelinden ayrıştırarak el üstünde tutması, güvenliğini sağlaması, bayramlarını kutlaması takdire şayan. Fakat her gün tüm medyada uçak düşmesinden, iha sızmalarına, Ege’de enerji hatlarından Suriye’de Kürt’leri kontrol etmeye kadar her olayın arkasında “olağan şüpheliyi” bulma gayreti jeopolitik gerçekçiliğin ortadan kalktığını simgeliyor. İster istemez Türkiye Yahudilerini haklı endişeye sevk ediyor. 

 

Bu ortamda Yahudilerin 535 yıl aradan sonra kendilerine en iyi davranan Müslüman bir ülkeden ayrılmaları veya varlık gösteremeyecek kadar azalmaları “Türkiye için hayırlı mıdır?” sorusu gündeme geliyor.

 

Yahudiler Sovyetleri, Litvanya’yı, Irak’ı, Mısır’ı, Libya’yı, Cezayir’i…hayırla anmazlar. Hemen hepsinde pogromlar yaşadılar, öldürüldüler, kovuldular, malları mülkleri gasp edildi.

 

Türkiye bu düşmanlığın dışında kaldı, son yıllara kadar…Öyle olmaya devam etmesi Yahudilerin ve ülkeyi seven herkesin arzusudur.

 

Ralf ARDİTTİ        

 

 

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.


Bir önceki yazımı okudunuz mu?

ree

ree






Yorumlar


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page