MİŞPATİM - DÜRTÜSEL İNSAN
top of page

MİŞPATİM - DÜRTÜSEL İNSAN




Önceleri insanların rasyonel hayvanlar olduğu düşünüldü (Descartes ve Kant). Ancak yakın zamanda duygulara, arzulara ve dürtülere dayanarak kararlar veren varlıklar olduğumuz gösterildi (Hume). 

 

 

Kişi empati kurmakta zorlanabilir. Zira diğer insanların düşüncelerini anlayabilseler dahi asıl olarak kendi içlerinden geldiği gibi davranmak isterler.

 

 

Dürtüsel kişiler kurallara riayet etmekte zorlanır. Ne var ki, ara sıra dürtüsel davranışlar çoğu insan için günlük yaşamın normal ve yönetilebilir bir parçası olabilir. Çünkü duygu olmadan yaşayamayız, seçemeyiz veya sevemeyiz. 

 

 

Ancak Yaratılış kitabında öğrendiğimiz temel temalardan biri her duygunun iyi huylu olmadığıdır. İçgüdüsel davranışlar şiddete yol açabilir. 

 

 

Peki, dürtüsel olmak sizi kötü bir insan mı yapar?

 

 

Aklımızdan geçeni söyleme alışkanlığımız var. İbranicede "İNCELİK" anlamına gelen bir kelimenin bulunmaması şaşırtıcı olmasa gerek. Aşem Sina Dağı'nda Yahudi Halkına Tora'yı sunduğunda şöyle yanıt veririz. "(Tora’da yazılanı) Uygulayacağız ve Dinleyeceğiz". (Şemot 24:6)

 

 

Görünüşe göre bu sözler kural dışı. Bir kişi önce kendisine verilen emri dinlemeli ve ancak o zaman doğru şekilde hareket edebilir. Yahudi Halkı "önce yapacağız ve sonra dinleyeceğiz" derken ne düşünüyordu? 

 

 

 

Kadim Bilgelik Tora'daki kavramlardan yararlanarak insan aklını iki temel bileşene ayırıyor. İlk bileşene Ratzon Tahton - “Düşük İrade” adı verilir. Bu bileşen, en uygun olanı seçmeden önce her bir yolun faydasını metodik olarak hesaplayan insanın pragmatik zekasını oluşturur. 

 

 

İkinci bileşene Ratzon Elyon - “Yüksek İrade” adı verilir. Bu bileşen, açık hesaplamalar yapmadan kararlara kendiliğinden ulaşır. Haham Soloveichik, Yüksek İradenin "ruhsal kişiliğin merkezinde yer aldığını ve insanın gerçek kimliğini oluşturduğunu" açıklıyor. 

 

 

İnsanların verdiği tüm önemli kararların sezgisel olarak, "kendiliğinden ve aniden" alındığını ileri sürüyor.  İnanç kararları, evlilik, meslek seçimi ve askeri deha gibi eylemlerde olduğu gibi.

 

 

“Doğası gereği radikal, devrimci ve belirleyici kararlar Yüksek İradenin uzantılarıdır… Bu, insanın zekasını aşar ve çoğu durumda daha yüce bir ideale işaret eder.”  İki iradenin hiçbiri diğerine bağlı değildir, bu da ikisi çatıştığında ikilemlere yol açabildiği anlamına gelir.

 

 

"Soğuk gerçekler" tarafından yönlendirilen Alt İrade, iyi ya da kötü, her zaman daha güvenli yolu seçecektir: "(Alt İrade) yükseltici bir vizyondan ve cesurca ilerleme kapasitesinden yoksundur. 

 

 

Eğer insan büyüklüğü arzuluyorsa, Yüksek İrade ile özdeşleşmelidir. Yüksek İrade olmasaydı, Yahudi Halkı asla Tora'yı isteyerek kabul etmezdi. Bunu yapmak için dürtüsel hareket etmeleri gerekiyordu. 

 

 

Eğer bir maliyet-fayda analizi yapmış olsalardı, Aşem'in teklifini kibarca reddetmeyi pekala seçebilirlerdi.

 

 

İnsan zihni her iki sistemi de bazen aynı anda uygular ve herhangi bir zamanda hangi sistemin çalıştığını anlayarak kişi önyargılara ve aşırı güvene karşı daha az duyarlı hale gelebilir ve gerçek zamanlı kritik kararları daha büyük bir güvenle alabilir. 

 

 

İlk vahiy şu sözlerle başlar : “Sonra [Aşem] Moşe'ye şöyle dedi: 'Sen ve Aron, Nadav ve Aviu, ve Yisrael’in yetmiş ileri geleniyle birlikte Aşem'e gelin ve uzaktan eğilin.” (Şemot 24:1)

 

 

Hepsi. dağa tırmanırlar ve burada "Yisrael’in Tanrı’sını algıladılar. onun ayakları altında safirden bir tuğla gibi göklerin berrak öz niteliğine benzeyen (bir şey vardı)." (Şemot 24:10)

 

 

İkinci vahiy ilkinin hemen ardından gelir “Tanrı Moşe'ye şöyle dedi: 'Huzurum’a – dağa – çık ve orada kal” Öğretilmesi için sana yazdığım öğreti ve emirlerin bulunduğu taş tabletleri vereceğim.". (Şemot 24:12)

 

 

Moşe tek başına dağa tırmanır ve burada "İsrailoğullarının gözü önünde Aşem'in Onur’unun (Kavod) görüntüsü  dağın zirvesinde (yakıp) tüketen bir ateş olarak görünür ". (Şemot 24:17)

 

 

İkisinin birbirinden farklı olduğu nokta var.

 

 

İlk vahiyde Moşe yetmiş kişiyle birlikte dağa tırmanırken, ikinci vahiyde dağa tek başına tırmanıyor. İlkinde üçüncü tekil şahıs ile konuşurken ikincisinde birinci tekil şahısla seslenir.

 

 

Sadece ikinci vahiyde Aşem Moşe'ye "orada olmasını" emreder. Bu kelime ne anlama geliyor? Tanrı'nın Moşe'ye zekasını mümkün olduğu kadar yükseltmek için "bilgeliğin tüm basamakları ile" dağın tepesine tırmanmasını emreder.

 

 

Moşe orada “varlığının özünü, saflığın yerini ve yaşamın kaynağını" keşfedecekti. Moşe basitçe orada "olacaktı". Aşem, Moşe'nin Alt İradesinin ötesine geçmesini ve içgüdüleri ve sezgilerinin Yüksek İradesine rehberlik etmesi konusunda meydan okudu.

 

 

Aşem, Moşe'nin Tanrı’nın varlığını kanıtlamak zorunda kalmadan Kendisine inanmasını istedi. O'nun Tora'sının mantığını anlamadan, sırf O'ndan geldiği için kabul etmesini ister.

 

 

Bene-Yisrael dürtüseldir ve bunun için Tanrı'ya teşekkür etmeliyiz.

 

 

Sevgilerimle   -    Shabat Shalom

 

Rabi. Yishak BİLMAN (z”l)  &  Moşe PASENSYA

 










Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page