HA’AZİNU - DİNLE!
top of page

HA’AZİNU - DİNLE!




Tüm Duaların temelini oluşturan bir cümleden söz etmek istiyorum.


“Hashem’in İsmi’ni duyurduğumda, Tanrı’mıza büyüklük atfedin” (Devarim 32:3)


"Tanrı’ya büyüklük atfetmek" nasıl olabilir?


O'nunla nasıl ilişki kurabiliriz? - - O’na nasıl hizmet edebiliriz?


Tora'nın sıklıkla antropomorfik ifadeler kullanması, Tanrı'ya insan duygularını (öfke, zevk), duyuları (görme, duyma) ve hatta fiziksel nitelikleri (“uzanmış kol”) atfetmesi şaşırtıcıdır.


Hiçbir şey Yahudiliğin öğretilerinden bu kadar uzak olamaz ama Tora bu ifadeleri özgürce kullanıyor.


Tanrı kavramımızı Tora'nın birebir okunmasının ima ettiği basit bir anlayışla sınırlamamamız önemlidir. Bir nesil genel kültürde ilerlediğinde, bilim ve felsefede önemli ilerlemeler kaydettiğinde ve buna rağmen ilkel bir Tanrı anlayışına sahip olduğunda, inancın (ve dinin) yaygın bir şekilde reddedilmesi kaçınılmaz bir sonuçtur.


Aynı şey Tanrı'ya hizmete (Avodat Hashem) ilişkin zihinsel resmimiz için de geçerlidir. Bu terim genellikle ritüel ibadetin eşanlamlısı olarak anlaşılmaktadır.


Bir kişinin Tanrı'ya nasıl hizmet edeceğine dair algısı, Tanrı kavrayışına bağlıdır. En basit, en gerçek anlamıyla bir hizmetçinin efendisine hizmet ederken verdiği emeği ifade eder.


Etik Ahlakı yüksek, bilgili, ancak Tanrı anlayışı yeterince gelişmemiş bir kişi, muhtemelen Tanrı'ya hizmet etmenin bu yorumuna karşı muazzam bir içsel muhalefet hissedecektir. Doğal olarak bu tür bir köleliğe isyan edecektir.


Modern bilim ve felsefedeki ilerlemelerden korkmamalıyız. Çünkü Tora hakkındaki anlayışımızı netleştirmeye ve iyileştirmeye yardımcı olur.


Bu derin anlayış geçmişte sadece eski nesillerin ruhsal devleri tarafından biliniyordu; ama şimdi yüce konuları genel bilgi düzeyine indirme becerisiyle artık tüm insanlar tarafından alğılanması sağlanıyor.


Tanrı’nın hizmetine ilişkin kavramları geliştirmek ve yükseltmek için Tora'nın ezoterik öğretilerinde yoğun bir entelektüel çalışmaya ihtiyacımız var.


Allah'ın kutsal isimlerinin bile O'nun özünü tam olarak yansıtmadığı çok iyi bilinmektedir. Daha ziyade bu isimler, kutsal sıfatlarıdır.


Eğer Allah'a kulluk, bir kulun Efendisine ibadet etmesi anlamına geliyorsa, o zaman bir nesneyle ilgiliyiz demektir. Bu, putperest bir kavram haline gelebilir, tıpkı antropomorfik ifadelerin putperest yanılgılara yol açabilmesi gibi.


Ancak gerçeği yalnızca öznel bir biçimde, onun bize görünüşüne göre algılayabildiğimizi, gerçek özüne göre algılayamadığımızı anladığımızda, en derin ve en gerçek ilişkinin Tanrı ile olan içsel bağlantımız olduğu sonucuna varabiliriz.


Kendimizle olan ilişki bile özneldir. Descartes'ın kendi varlığını kanıtlamak için mantığa ihtiyacı vardı - oysa Hashem ile olan bağlantımızın gerçekliği, yaşamın özüdür.


Allah'ın zatından bahseden insan, anlatılamaz bir karanlık ve üzüntü hisseder. Bunun nedeni, Tanrı'nın özüyle bağlantı kurmaya yönelik her türlü girişimin kendi varlığımızı şüpheye düşürmesidir.


Ancak Tanrı'dan bir nesne olarak bahsetmezsek, Elokut'un ve Tanrısal ideallerin soyut özelliğine atıfta bulunursak, güç ve mutlulukla dolu olacağız.


Shabat Shalom ve Gmar Hatima Tova


Yaşam Kitabına mühürlenmemiz dileğiyle……









Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page