Şana Tova, Hatima Tova…
top of page

Şana Tova, Hatima Tova…


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)




Merhaba sevgili okuyucularım. Çok kutsal günlerin içindeyiz. Yamim Noraim günleri yine geldi. Yaşam döngüsü içinde yıllar yılları kovalıyor. Her şey aynı, değişikleri çocukların hızla büyümelerinden anlıyoruz. Gençken yaşamın dişli çarkları içinde devinip dururken, zamanın nasıl geçtiğini fark etmezdik bile. Bayram geceleri aile büyüklerimizin evlerinde toplaşıp, sevgili annelerimizin geleneksel ve çok lezzetli bayram yemeklerini yerdik. Ertesi gün ailece güzel kıyafetlerimizi giyip hep birlikte sinagoga giderdik. Oğullarım, eşim, eşimin babası, benim babam, hep birlikte takım elbiselerini giyer, talletlerini kuşanır sinagogda ibadet ederlerken, ben sinagogun Azara bölümünde çocuklarıma, eşime ve babalarımıza gurur ve sevgiyle bakardım.


Kipur akşamı Şofar çalındıktan sonra ilk yenilen yağlı ekmekli dilim, sıcak tatlımsı bir neskafe, insana mutlulukla karışık bir şükür duası ettirirdi. Oğlanların 26 saatlik oruçtan sonra yedikleri pofuduk ponçiklerin tadı, neşelerini göklere yükseltirdi. Tanrı kimseyi açlıkla sınamasın.


Yıllar yılları kovaladı, büyüklerimizin hepsi birer birer öte aleme göçtüler. Hayat, bayram, gelenek hep aynı, sahne aynı, kahramanların çehreleri değişti. Biz gençler torun torba sahibi olduk. Eşim büyük baba rolüne geçti. Ben ise saçlarına ak düşmüş, yüzünde birkaç çizgi yerleşmiş babaanne olduk. Oğulların bile saçları beyazlanmaya başladı. Herkes yetişkin, hayatın yükünü tutmuşlar. Kah neşeli, kah hüzünlü hayat kavgasındalar ve sahnede yeni kahramanlar var. Bir erkek ve iki kız torun. Parlak uzun saçlar, coşkulu pırıl pırıl gözler. Oğlan başında kipası, yeni gömleği ile, boyu beni bir karış geçmiş. Küheylan gibi büyümüş, yarı çocuk, yarı büyük.


Sofra aynı. Annemin pırasa köfteleri, yaprak sarmaları, elma reçeli, börekler, balıklar, etler…Gelenek devam ediyor. Giden büyüklerimizin anıları hatırlanıyor, sevgiyle anılıyorlar. Çocuklar coşkulu, hediyeler, poşetler, pastalar, çikolatalar…


Bir Roş Aşana bayramını daha idrak ettik. Tanrı her seneye nasip etsin. 5782 yılı devirmişiz nesiller boyunca. Hep çoğalalım, Tanrı hepimizi yaşam kitabına kaydetsin. Bu günlerde on nedamet gününü yaşıyoruz. Kendi içimize dönerek, sessizce ruhsal hesaplaşmalar yapıyoruz. Yıl boyunca neler oldu? Kimlere kızdık? Kimlere küstük? Hepsinde hep biz mi haklıydık? Yoksa bizi üzenleri affetmek gerekir mi? Gerekir gerekmesine de, bu yaman bir çelişki. Affetmek güç iş. Yapabiliyorsak demek ki bilge insan mertebesine ulaştık demektir. Bir yerde okumuştum, affetmek ve unutmak insanın karakterinin ne kadar güçlü olduğunun göstergesiymiş. Kin tutan, affetmeyen, tersine onu büyüten ise olgunlaşmamış ve kendini çok seven kişilerin zayıflığından kaynaklanırmış.


Çarşamba akşamı ve perşembe günü, yıldızlar çıkana kadar affedilme günüdür. Ama kişilerin değil, Tanrı’nın aflarına layık olmaya çalışacağımız gündür. Bana göre iman Tanrı ile kişinin arasında kurulan sevgi ve iyilik köprüsüdür. Gösterişle değil, gerçek sevgi ve dürüstlükle kanıtlanır. Din, Tanrı inancı, sevgide ve dürüstlükte tezahür eder. Kanımca sevgi dolu olan, kimseyi acıtmayan ve dürüst olan kişi Tanrı’nın sevgili kuludur.


Bayramlar ve ibadetler serisinin son kertesi de Sukot’la son bulur. Bu bayramın da bence ana unsuru 4 çeşit bitkiden oluşan Arba Minim yani dört çeşit buketidir. Bu buketteki bitkiler aslında insan karakterlerini simgelemektedir. Her toplumda olduğu gibi, kendi toplumlarımızda da her çeşit insan karakteri vardır. Kimi her açıdan mükemmel, kimi farklı iyi ve kötü özellikleri olan, kimi tatsız tuzsuz, kimi görünüşü güzel, içi kötü kişiliklerdir. Amaç bütün iyilerin ve mükemmellerin içine, eksikli olanları da katmak, onları sürünün dışında bırakmamaktır. Böylece onların da bu güzel varlıklardan paylarını almalarına izin verip, dışlanmamalarını sağlamaktır.


Din, maneviyat, Tanrı inancı ve sevgisi biz ölümlülerin, yaşadığımız sürece, zor yaşam koşulları içinde, hayattan tatlı bir huzur almamıza yardım eden ilk olgulardır. Tanrı önümüzdeki yılı, sevgi, barış ve sağlıkla, neşe ile geçirmemizi nasip etsin.

Gmar Hatima Tova.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page