YiTZHAK RABİN'İ ANARKEN…

TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
17 saat önce
3 dakikada okunur

Merhaba sevgili okuyucularım. Ünlü ve çok sevilen devlet adamı Yitzhak Rabin'in vurulup hayatını kaybettiğinin üzerinden 30 yıl geçti. Daha dün gibi değil mi? Bu değerli insanın kaybı İsrael tarihinde kara bir lekedir. Fikir ayrışmasının Yahudilerin üzerinde yaptığı, en utanç verici trajedilerden biridir.

İsterseniz şimdi yaşları daha genç olanlar için, onun aziz hatırasını yeniden gözden geçirelim.

Yitzhak Rabin (1922-1995). İsrael'in hem askeri hem de siyasi tarihinde derin izler bırakmış bir liderdir. Hem İsrael Savunma Kuvvetleri'nde (Tsahal) Genel Kurmay Başkanı hem de İsrael Başbakanı olarak görev yapmıştır. Rabin, özellikle Orta Doğu Barış Süreci ve Oslo Anlaşmaları'yla hatırlanır.

1 Mart 1922'de Yeruşalayim'da doğdu. Babası Nehemiah Rabin, Ukrayna'dan göç etmişti. Annesi Roza Kohen Rusya doğumlu bir Siyonist aktivistti ve Kadın İşçi Hareketi'nde öncülük etmişti. Çocukluğu boyunca ailesi sosyalist ve Siyonist değerlere bağlıydı. Eğitimini Kadoorie Tarım Okulu'nda tamamladı. Daha sonra mühendislik okumak istemişti, fakat savaş koşulları nedeniyle askeri kariyere yöneldi.1941'de Palmach adlı elit Yahudi Askeri Birliği'ne katıldı.1948 Arap-İsrael savaşında (Bağımsızlık Savaşı) önemli görevlerde bulundu. 1964’te Tsahal'ın Genel Kurmay Başkanı oldu. 1967'deki 6 Gün Savaşı sırasında ordunun komutasındaydı, bu savaş İsrael'in askeri tarihindeki en büyük zaferlerden biri olarak kabul edilir.

1968'de ordudan emekli olduktan sonra siyasete atıldı. 1973'te İsrael'in Washington Büyükelçisi olarak görev yaptı, Aynı yıl İsrael Parlamentosu'na girdi ve İşçi Partisi'nden siyasete devam etti. Golda Meir'in istifasından sonra başbakan oldu. Bu dönemde ekonomik zorluklar ve iç siyasi krizlerle karşılaştı.1977'de eşi Leah Rabin'in ABD'ndeki banka hesabı skandali sebebiyle görevinden istifa etti.

1992'de yeniden başbakan seçildi.1993'te Filistin Kurtuluş Örgütü'yle Oslo Anlaşmaları ımzalandı.1994'te Ürdün ile barış anlaşması yapıldı. Bu çabalarıyla birlikte Rabin, Şimon Peres ve Yaser Arafat ile 1994 Nobel Barış Ödülü'nü kazandı.

Eşi Leah uzun yıllar kamusal alanda Rabin'in yanında yer aldı. Çocukları Dalia Rabin-Pelossof (siyasetçi, eski milletvekili), oğlu Yuval Rabin (iş insanı). Rabin ailesi sade bir yaşam sürdürdü. Rabin’in kişiliği genellikle ciddi, dürüst ve mütevazı olarak tanımlanırdı. Tel Aviv'de barış yanlısı bir mitingde Yigal Amir adlı aşırı sağcı bir Yahudi tarafından vurularak öldürüldü. Amir, Rabin'in Filistinlilerle barış görüşmelerini''İsrael'in çıkarlarına ihanet'' olarak görüyordu. Rabin mitingden ayrılırken sırtından vuruldu, kısa süre sonra Ichilov Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Ölümü İsrael toplumunu derinden sarstı, Yüzbinlerce kişi cenaze törenine katıldı. Vurulduğu meydanın adı sonradan Rabin Meydanı, ''Kikar ha Rabin'' olarak değiştirildi.

Rabin İsrael tarihinin ''barış için risk alan'' liderlerinden biri olarak hatırlanır. Oslo süreci ile birlikte Filistin-İsrael ilişkilerinde bir umut dönemi başlamıştı ''Şalom Ahşav'' (Şimdi Barış). Her yıl 4 Kasım civarında İsrael'de ''Yitzhak Rabin anma günü ''düzenlenir. Rabin hem asker hem de bir barış adamı olarak İsrael tarihinde benzersiz bir yere sahiptir.

Onun hakkında anlatılan gerçek kısa bir anı ile yazımı noktalamak istiyorum.

''SİLAHLAR SUSARKEN''- RABİNİN SESSİZ KALDIĞI BİR DAKİKA

1994 yılında, Oslo anlaşması imzalandıktan birkaç hafta sonra Rabin Gazze'deki bir askeri birliği ziyaret eder. Askerlerden biri, duvardaki Filistin bayrağını göstererek öfkeyle sorar:

''Bay Rabin, biz bu kadar yıl bu insanlarla savaştık. Şimdi onların bayrağı neden yanımızda dalgalanıyor?''

Rabin bir süre sessiz kalır

Sonra yavaşça cevap verir:

'Çünkü artık çocuklarımız bu bayrağın gölgesinde değil, barışın gölgesinde büyüsünler istiyorum.''

Asker susar. O anda herkes fark eder ki Rabin düşmanla değil, gelecekle mücadele etmektedir.

Bu olay hem asker kökenli oluşunu hem de içten barış arzusunu anlatır. Sessizliği ile çok konuşan, sade ama derin bir liderdi.

Ruhu şad olsun. YEHİ ZİHRO BARUH

Sara YANAROCAK

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

YILAN HİKAYESİ