top of page

Yapay zekâ ve Çocukluğun sonu

Güncelleme tarihi: 10 saat önce



Arthur C. Clarke, Isaac Asimov ve Robert Heinlein ile birlikte klasik kurgu bilimin en önemli üç yazarı olarak tanınır. Kendisinin bu üçlüye  katılmasında şüphesiz “2001: Space Odyssey” kadar 1953’te  yayınlanan “Çocukluğun sonu” adlı kitabının büyük  bir rolü var.

 

Ray Kurzweil, Amerikalı bir bilim adamı ve yazar. 1960’lardan beri yapay zeka üzerinde çalıştığını söylüyor. Yapay Zekanın geçmişi ve geleceği hakkındaki TED konuşmasında anlattıkları bana Arthur Clarke’ın kitabı anımsattı.

 

Ray Kurzweil’in konuşması, yapay zekâya dair umut verici ama dikkatli olunması gereken bir gelecek vizyonu sunuyor. Ona göre, insanlık tarihinin en büyük teknolojik dönüşümünün eşiğindeyiz. Bu dönüşüm bilincimizi, toplumu ve biyolojik sınırlarımızı kökten değiştirecek. Ve bu değişim, artık yavaş yavaş değil, inanılmayacak, gitgide hızlanan bir süratle geliyor.



Çocukluğun sonu kitabının çok kısa bir özeti ise şöyle:

Dünyayı Overlords adlı barışçıl uzaylılar istila ediyor. Overlords Dünya’ya geldiklerinde hastalıkları ve savaşları sona erdiriyor, yoksulluğu ortadan kaldırıp yalan söylemeyi, sahtekarlığı imkânsız hale getiriyorlar (Teknoloji çok ilginç: Dünyada herhangi bir yer ve zamanda olan herhangi bir olayı sanki kameralar varmış gibi izlemek mümkün olunca yalan ve sahtekarlığa imkân kalmıyor). Kısacası dünyaya ütopik bir düzene geliyor. Bu belalardan kurtulan insanlık Overlord’ların yeni teknolojilere bir kat daha kendileri de ekleyerek çok daha yüksek bir medeniyet seviyesine geliyorlar. Bir zaman sonra Overlords’un asıl amaçları gerçekleşiyor ve insanlık bir evrim geçirmeye başlıyor: Yeni doğan çocuklar, bireysel benliklerini aşarak telepatik ve kolektif bir bilince evriliyorlar. Sonunda, bugünkü anlamda insanlık ortadan kalkıyor ve evrenin evrensel zekâsı olan “Overmind” ile birleşen yeni bir varlık haline geliyor.

 

Bu fantastik kitabı kurgu bilim sevenlere tavsiye ederim.

Bir insanın hayatına benzetirsek, insanlığın “Overlords” lara kadar yaşadıklarını, sadece çocukluk dönemi ve onların gelişi “Çocukluğun Sonu”.  Yetişkinlik dönemi ise Overmind ile bütünleşme ile başlıyor.  Biraz yapay zekâ öncesi ve sonrası gibi mi acaba?

 

Ray Kurzweil, konuşmasına yapay zekanın doğuş yılları olan 1950’lerde yapılanlarla başlıyor. Günümüzde uygulanan pek çok algoritmaları o zamanlarda geliştirilmiş, fakat bilgisayarların kapasitelerinin çok sınırlı olmasından uygulamalara dönüştürülememişler. Kurzweil yapay zekanın zaman içinde gelişmesini düz bir çizgi gibi değil “üstel” veya eksponansiyel olarak görüyor ve ilk gelişmelerin çok ufak adımlarla olmasının da kimseyi şaşırtmamasını söylüyor.

 

Kurzweil yapay zekanın ilk adımları, gelişmesini ve bizi bekleyenleri çok tanınan bir hikayeyle süslüyor: Satrancı icat edene kral “dile benden ne dilersen” deyince mucit “bir satranç tahtasının ilk karesine bir pirinç tanesi koyun sonra her kareye bir öncesinin iki mislini koyun deyince kral küçümsemiş “bu mu bütün istediğin” demiş…

 

Kralın idrak edemediği, ilk karelerde 1 2 4 8 tane gibi ufak rakamlar olsa da, bu rakam satranç tahtasının yarısına geldiğinde dört milyar taneye veya bir konteyner pirince denk  geliyor. Tahtanın yarısından sonuna kadar da her kare bir önceki konteyner sayısının iki misli olup en son karede 9,223,372,036,854,775,808 pirinç tanesi oluyor.

 

Merak ettim baktım: Bu sayı Dokuz kentilyon iki yüz yirmi üç katrilyon üç yüz yetmiş iki trilyon otuz altı milyar sekiz yüz elli dört milyon yedi yüz yetmiş beş bin sekiz yüz sekiz. Dile bile kolay değil. Merak eden varsa dünya yıllık pirinç üretiminin 1000 mislinden fazla!

 



 

Kurzweil, yapay zeka devrinin İlk 60 senesinde, yukarıdaki örnek gibi ancak satranç tahtasının yarısına gelebildik diyor. Kendisine göre, bu örnekteki gibi bundan sonraki gelişmeler çok daha büyük ve çabuk olacak, çünkü her karede birkaç pirinç tanesi değil birkaç konteyner

pirinç iki misli olacak, ve gelişme hızı da ona orantılı olarak artarak hızlanacak.

 

Yakın gelecek tahminleri

 

Günümüzde aktif olarak kullansak da kullanmasak da yapay zekâ hepimizin hayatına girdi. En başarılı uygulamalar bir insanla konuştuğunuz hissini verebilmesi (doğal dil), insanlar ve nesnelerin ve genelde görüntü tanıma ve analiz teknolojileri, anında tercümeler. Daha ileri uygulamalarda tıbbi teşhislerde yapay zekanın doktorlardan daha doğru sonuçlar vermeye başladığını da görüyoruz. Bütün bunlar makinelerin belirli görevlerde insan zekâsını aşmaya başladığının göstergesi.

 

Beş sene içinde yapay zekânın genel insan zekâsına ulaşacağı düşünülüyor. Bu noktada makineler, tıpkı insanlar gibi karmaşık konuşmalar yapabilecek, esprileri anlayabilecek ve duygusal durumları analiz edebilecekler.

 

Kurzweil ’e göre asıl çığır açıcı tarih 2045: “Orantısız sıçrama” diye tercüme edebileceğim “Singularity” adını verdiği kırılma noktası eşiğine gelindiğinde, Yapay zekanın insan zekâsını kat kat aşacağını ve insanlarla makinelerin birleşeceğini öngörüyor. Bu noktada İnsanlar beyinlerini doğrudan buluta bağlayabilecek, Zihinsel kapasite sınırsız hâle gelerek “bilmiyorum” veya “unuttum” kavramları tarihe karışabilecek. Yapay zekâ sayesinde hastalıklar ve yaşlanma süreçleri de durdurulabilecek, insan hayatı uzayacak. Kurzweil’ e göre “eğer yeteri kadar uzun yaşayabilirsek ölümsüzlüğe kavuşabiliriz.”

 

Kurgu bilime ne kadar benziyor? Arthur C. Clarke’ın 1953 tarihli romanındaki gibi “Çocukluğun Sonu”na yaklaşıyoruz. Tek fark, Overlord’lar uzaylı değil kendi yapımız yapay zekâ.

Kurzweil bu gelişmeleri bir tehdit değil, bir fırsat olarak görüyor. Ona göre makineler “bizden farklı” değil, bizlerin bir uzantısı olacak. İnsan zekâsı ve makinelerin bilgi işleme kapasitesi birleşerek yeni bir bilinç seviyesi ortaya çıkaracak. Bu sayede İnsanlık daha yaratıcı, sağlıklı ve üretken hale gelecek ve insanların farkındalık, algılama, mantık yürütme, lisan, hafıza ve bilme yeteneği kapasitesi eşitlenebilecek. Bütün bu değişimler toplumda büyük bir dönüşüme yol açacak.

 

Overlord’lar sayesinde Overmind ’a yaklaşıyor gibiyiz.

Kurzweil, bu gelişmelerin etik boyutlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini söylüyor. Yapay zekâ sistemlerinin tarafsız, şeffaf ve insan yararına çalışması gerektiğini vurguluyor ve bu teknolojilerin kötüye kullanımının da ciddi sonuçlar doğurabileceğini de kabul ediyor.

Çocuklarımızın ve torunlarımızın çok daha değişik bir dünyada yaşayacağı şüphesiz.

 

Esenlikle

İsak DUENYAS

 

 

 

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.





Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page