top of page

T.C. Ticaret Bakanlığı Yazıma mı Yanıt Veriyor?





Geçen yılın sonuna doğru yayınlanan bir yazımda “Erdoğan, İsrail ile Ticareti Neden Durdurmuyor? Bir Beklentisi Var…” başlıklı soruma yanıt aramaya çalışmıştım.

Sağolsun, T.C. Ticaret Bakanlığı yukarıdaki bildirisinde kısmen açıklama getirmiş, tabii bana değil de İslami cenahtan yükselen “İsrail ile Ticareti Durdurun” çağrılarına…

Bakanlık durdurma kararı yerine koşullar gereği ticaretin azaldığını belirttiği gibi “biz esasında Yahudi kesimi ile değil İsrail’de ve Batı Şeria’da yaşayan Filistin’lilerle ticaret yapıyoruz” demeye getiriyor.

Getiriyor da açıklamada bazı noktalar müphem, açıklamanın da açıklanması gerek:

1)  Genel ticaret toplamının 7.10 – 31.12.2023 döneminde (yani Hamas saldırıları akabinde başlayan Gazze Savaşı boyunca) bir önceki yılın ayni dönemine kıyasla % 45 azaldığını ve 1,28 milyar dolar düzeyine indiğini belirtiyor. Fakat bu haliyle bile 2020 yılının son 3 aylık dönemi ile ancak eşitlendiğidir. Kaldı ki AKP’in iktidara geldiği 2002 yılına göre toplam ticaret 4 misli artmıştır.

 

2)  Son azalmanın nedenleri arasında AKP hükümetinin özel bir müdahalesi var mı? Yani, Ticaret Bakanlığı Türkiye’de sanayicilere telefon edip de “İsrail’e mal satmayın, almayın da…” demiş midir? Yoksa İsrail savaştan dolayı düşen ekonomik faaliyeti yüzünden mi Türkiye ile ticaret azaldı? Nitekim Ekim ayında İsrail’in tüm ülkelerden toplam ithalatı % 15 düşerken Kasım’da azalma % 22’ye çıkmış. Herhalde Aralık ayında da % 25’in üzerindedir. 

 

 

3)  Hacmin azalmasının arkasında muhakkak ki Gazze’de sivil ölümlerin Türk müşterileri arasında yarattığı olumsuzluk duygusu vardır. Ayni tarzda Ankara’nın Hamas taraflısı siyaseti yüzünden İsrail’in en büyük tıbbi cihaz ve malzeme tedarikçisi Sarel’in 8 Kasım’da aldığı “Türkiye’den alımları durduruyoruz” kararının “onmilyonlarca dolara eşdeğer” olması da genel ticareti etkilemiştir.

 

4)  Bakanlık açıklamasında İsrail’i bölgelere ayırmakta ve “İsrail ile ticaret İsrail’in Yahudi bölgesine giden ticaret değildir” diye yazmaktadır. “Yahudi bölgeleri” nereleridir diye sorulabilir.  Örnek olarak Türkiye’den giden gemilerin önemli boşaltma limanı olan Hayfa % 24 oranında Müslüman nüfus ile Yahudi bölgesi mi değil mi? Birleşik Kudüs daha da Arap ağırlıklı, % 40’a yakın. Türk ihracatçıların gönderdikleri çelik İsrail pazarının % 65’ine sahipmiş. Acaba Yeruşalayim’de Türk çeliği kullanılıyor mu? Bakanlık, İsrail’e varan ürünlerin nerelere gittiğini detaylı izleyecek sisteme sahip midir?

 

 

5)  Ankara, açıklamasında Türk ihraç ürünlerinin yanlız İsrail vatandaşı Filistin’liler (Arap kökenliler) ve “işgal altındaki Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze’ye giden ticaret” olduğunu iddia ediyor. Fakat Birleşmiş Milletlere göre İsrail’in adam başı milli hasılası $ 54.000 iken (Türkiye $ 10.600) Filistin’inki $ 3500. Bu kadar düşük geliri olan Filistin’lilerin $ 1,5 milyarlık kaliteli Türk çeliğine veya $ 500 milyon değerinde plastik ürününe nasıl talep yarattıkları belli değil.

 

6)  Bakanlığın açıklamasının amacı ise belli: Biz Yahudilere satmıyoruz, Türk ürünlerini Filistin’lilere gönderiyoruz. Fakat bunu yaparken egemen İsrail’in içinde bağımsız bölgeler varmış gibi mesaj vermesi şaşırtıcı. Türkiye’ye mal ihraç eden biri “biz onları Türk bölgesine değil de, …’lere satıyoruz” dese Ankara hoş karşılar mı?

 

Tüm “İsrail lanetlemelesine”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “terörist” söylemlerine rağmen Türkiye - İsrail ticareti azalmakla birlikte durmayacak ve devam edecektir. Bir önceki yazımın en son bölümünde: “İleride Gazze’nin yeniden yapılanmasında ve imarında Türk inşaat şirketleri başı çekecektir” öngörüsünde bulunmuştum. ABD dışişleri bakanı Blinken’in son ziyaretinde “Türkiye’nin Gazze’nin yeniden inşaatı için planlama yapması” gereğine işaret etmesi anlamlıdır.   

Ankara çıkarlarının nerede olduğunu bilir.







Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page