top of page

SÖYLEDİKLERİNE DİKKAT ET



ree

Kalp deniz,

Dil kıyıdır.

Denizde ne varsa,

Kıyıya o vurur.” MEVLANA


Merhaba sevgili okuyucularım. Bugün kafam, yine düşüncelerle dolu. Eğriler, doğrular, iyilikler, kötülükler, kıskançlıklar, koşulsuz sevgiler aklımın içinde cirit atıyorlar. Nedensiz haksızlıklar, düşüncesizce yapılan densizlikler, çok sevmek, hiç sevmemek üzerine kurgulanan davranışlar. Sebepsiz yere şefkat ve sevgi dağıtmak. Bu yapılanları istihza ve aşağılayarak karşılayanlar… zamansız acı kayıplar ve bunlar size o anda uzak olsa bile, üzülüp kahrolmak…Bilemiyorum hangisi doğru? Hangisi makbul? Hangisi eksik? Hangisi abartı?


Üzülüp ağlayabilmek mi? Görmezden gelmek mi? Yoksa olanlara karşı kayıtsız kalıp, acı ve üzüntülerin sizi ıslatmadan geçip gitmesi mi?

Hayat her gün yaşanması ve atlatılması gereken bir sınavlar dizisi. Sonuçları insanın meşrebine göre şekilleniyor. Mesela ben, gerçekten bundan çok şikayetçiyim ama, sünger gibi bir karakterim var. Etrafımda tanık olduğum acı şeyler, kötülükler, birinci derecede benim meselem olmasa bile, onların acısını içimde, yüreğimin derinliklerinde hissediyorum. Acısını dibime kadar yaşıyor ve kahroluyorum. Bir psikolog benim aşırı derecede empati yaptığımı ve kendimi harap ettiğimi anlattı. Nedir ki kendime egemen olamıyorum.

Bunun yanı sıra yine kendimde hiç de memnun olmadığım bir özelliğim daha var. Karşımdaki insanların benim ve çevreleri için besledikleri olumlu ve olumsuz düşünceleri okuyabiliyorum. Çok gençken bu bana çok acı verirdi, ama yaş aldıkça ve tecrübelerim arttıkça bu özelliğime şükrediyorum. Çünkü bütün bu düşüncelerin yaşama geçtiğine, şahsen veya başkası adına er geç tanık olmuştum. Böyle olunca, karşınızdaki kişiye hak ettiği veya etmediği biçimde davranabiliyorsunuz. Bu çok iyi, artık neredeyse kimin kim olduğunu bildiğimden, davranışlarımı ona göre kurguluyorum. Gençken çok acı ve hayal kırıklığı yaşardım.


Yanlış anlaşılmasın benim kin, nefret, haset etme ve kıskanmak gibi huylarım yok. Ben defolu doğdum herhalde, bu duyguları hiç tanımıyor ve yaşamıyorum. Ama karşımdakinin değerini çok iyi ölçebiliyorum. Eminim ki istemeden ben de hata yapabilirim ama, kendimi sorgulamayı ve yargılamayı her yaşımda yapmışımdır. En azından yaşanmışlıklardan ders çıkarıp, aynı hatalara düşmemeye çalışıyorum.


Okul yıllarımdan itibaren çok sevdiğim ve saygı duyduğum büyük düşünür Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin düşünce şekli, benim yaşam rehberimdir. Yazımın en başında yaptığım alıntıyı okuyunca bana bu yazıyı yazma ilhamını verdi.


“İnsanın fikri neyse, zikri de odur” derler ya, bu cümle de aynı böyle. Kalbimiz bir denizdir. İçinde neler taşıdığını bizden başka kimse bilemez. Ana arterler, kapakçıklar ve karıncıklardan bahsetmiyorum J.Demek istediğim duygularımız, hissettiklerimiz. Eğri ve doğru edimlerimiz. Eğer kalbimizi bir deniz gibi hayal edersek, kıyıya vuranlar bizim dilimizden çıkan cevher veya kirli atıklardır. Yani iyi veya kötü duygular. Sevgi sözcükleri, aşk, sevgi, gönül alan sözler veya nefret, kin kusan sert cümleler, alay eden aşağılayan sözcükler, lanet, küfür vs.

Bunlar karşımızdakini mutlu eder veya kahreder. Ama biliyorsunuz ki en zararlı şey kalbinde hep kötülük barındıranların, onların kendi bünyelerinde yaptığı tahribattır. Çünkü yaşamın pembe tonlarını hep grilere ve siyahlara dönüştürürler.


Sözün özü; kalbimizi iyiye doğru eğitirsek, dilimiz güzeli anlatmayı öğretir. Hayatımızı gönül gözleriyle izlersek, önce kendimize iyilik etmiş oluruz.


Bu hafta yine felsefem tuttu. Sizlere aydınlık, sevgi dolu günler diliyorum. Çünkü ne ekerseniz onu biçersiniz. Yeniden buluşuncaya değin aşkla kalın.






Yorumlar


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page