Sapir Cohen, and Sasha Troufanov (2)
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
- 3 gün önce
- 3 dakikada okunur

Söyleşi gecesinden arta kalanlar ve benim düşüncelerim...
Merhabalar sevgili okuyucularım,
Geçen pazartesi akşamı izlediğim kurtulan rehineler Saphir ve Sasha’nın söyleşisinde dinlediklerimi size son yazımda aktarmıştım. Aktarımı yaparken özellikle birinci tekil kelimesini ‘Ben’i hemen hemen hiç kullanmamaya çalıştım...
Neden diye sorarsanız; söyleşiyi tamamen onların ağzından, değiştirmeden ve kendime ait duygu ve düşüncelerimi yazıya değdirmeden aktarmaya çalıştım.
Söyleşi süresince elimde hazırlamış olduğum kağıt kalem ile ağzılarından çıkan her cümleyi çok hızlı bir şekilde kağıda aktardım.
Söyleşiye gitmeden evlatlarım ‘Anne mesafe çok uzak, zaten bu konuyu defalarca videolarda izledik, söyleşileri dinledik, yorulacaksın,’
(Evim ile Montreal arası bir buçuk saat)
İyi ki gitmişim. Çünkü o gece başka bir şey fark ettim. Başımıza gelen çok kötü, ama çok çok kötü olaylarda, hani neden ben diye feryat ederiz ya aslında o olayların içinden çıkarken nasıl farklılaştığımızı ve bir bukalemum gibi kabuk değiştirdiğimizi o söyleşide Sasha ve Saphir’in ağzından bir kere daha iyi anladım.
Montreal’e söyleşiyi dinlemeye giderken heyecanlıydım. Bu kadar ‘vurucu’ bir hayat deneyiminden çıkan iki kişi acaba ne anlatacak idi?
Bilinçaltım ancak filmlerde gerçekleşebileceği varsayılan bir terrorist saldırısının ama bütün o dehşet sahneleri gerçekti ve ben detaylarını dinlemeyi bekliyordum. O gün orada neler olmuştu? Evet vidolardan hemen hemen hepsini izlemiştim; ama böylesine korkunç bir olayın içinden geçen kişinin ağzından dinlemek farklı olacaktı.
Ama sevgili okuyucularım o gece orada o salonda o korkunç olaydan kurtulan ve ailenin bir ferdini sadece Yahudi olduğu için kaybeden bu iki insanın ağzından o dehşet gününe ait çok fazla bir şey dinlemedik. Aksine Saphir ve Sasha o günü birkaç cümle ile anlatarak geçtiler ve o günden önce kimdiler ve o günden sonra nasıl bir insana dönüşmüşlerdi onlardan bahsettiler.
Sakin, huzurlu ve kabullenmiş, inançlı bir ses tonu ve vakurlukla.
O gece o söyleşi de kızgınlık, hiddet, öfke yoktu, aksine salonu saran inanılmaz sevgi dolu, sakin bir enerji vardı.
Salondan çıktığımızda oğlum ile gözgöze geldik oğlum gözleri dolu dolu parlayarak bana dedi ki:
‘Anne salonda inanılmaz bir enerji vardı, iyi ki gelmişiz!’
Başımıza gelen kötü, çok kötü durumlardan ki travmasız bir hayat olur mu bilemiyorum, prenslerin ve prenseslerin bile hayatlarına bakacak olursak ne kadar travmatik deneyimlerden geçtiklerini görebiliriz. İngiltere Hanedan’ının hayatı mesela. Ama önemli olan şu ki; bizlerin ki hayat travmalarını eğer bir savaş olarak nitelendirirsek, o savaştan nasıl çıktığımız ile ilgili...
Saphir ve Sasha yaşadıkları dehşetin ve korkunç travmanın içinde var olan kızgınlık, kin, ve nefretin yerine, inanç, sevgi, insan sevgisi, paylaşım ile doldurarak, yaşadıkları deneyimin kendilerini daha da güçlendirmesini sağladılar. İnsanlara yardım etmeyi ve düşüncelerini geçirdikleri değişimi paylaşarak yollarında ilerlemeyi seçtiler.
Saphir’in ilk cümlesi ‘Daha önce bir balonun içinde yaşıyordum ve kendime odaklıydım ama şimdi o balondan çıktım ve insanlara yardım etmek istiyorum’...
Sasha ise son cümlesinde, aynen hiç değiştirmeden aktarıyorum:
‘Bilgiyi dağıtmak için çok eğitimli veya çok iyi söylev veren biri olmamıza gerek yok, bildiklerimizi dünya ile paylaşalım.’
Ve ben bu düşünceler ile dolu iken Montreal Chabbat’ın Rabbi’sinden bir e-posta aldım, o e-posta da Rabbi’nin yazdığı tek bir paragraf benim burada anlatmaya çalıştığımı özetliyordu, demek ki o gece ile ilgili duygu ve düşüncelerimde yanılmamıştım...
Rabbi Moshe Krasnansk |
Bu Pazartesi iki eski rehineyi, Sapir Cohen ve Sasha Troufanov'u ağırladık ve 300'den fazla Montreal Yahudisi ve Yahudi olmayandan oluşan kapalı gişe bir kalabalığa konuştuk. İlham verici ve güçlendiriciydi. Herkesin moralini stratosfere yükseltti. Onlara toplu bir 553 gün boyunca işkence edenlerin nefreti üzerinde durmadık ve öfke duymadık. İnanç, kararlılık, cesaret, anlam, amaç ve özveri duyduk. Zorluklarda "hayır" ı sadece bizi daha güçlü, kırılmaz kılmak için seçeriz.
Travmalarımızın yerine sevgi ile doldurmamız dileği ile...
RahelÇela B.
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Commentaires