Neler oldu, neden oldu, şimdi ne olacak?
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
.jpg/v1/fill/w_320,h_320/file.jpg)
- 12 Eki
- 4 dakikada okunur

7 Ekim 2023’ten- 12 Ekim 2025’e
Neler oldu, neden oldu, şimdi ne olacak?
7 Ekim 2023 Hamas terör örgütü katliamından en son -canlı kalan- İsraelli rehinenin de iadesine kadar, (Ekim 2025), neler, neden yaşandı?
İsrael ordusu büyük şoktan kısa sürede toparlandı ve yedi ayrı cephede iki seneye yakın savaş verdi.
Altı cephede çok başarıya imza attığı halde Gazze’de Hamas’ı pes ettiremedi.
İsraelin ezici askeri üstünlüğüne karşılık iki büyük dezavantajı vardı Hamas’a karşı savaşı boyunca.
Birincisi Yahudiliğin ve İsraelliliğin yaşama verdiği değer ve birbirine kefil olma etiği içersinde rehinelerini geri alabilmek için her türlü ödünü vermeye hazır olması; karşısındaki cephede şahadet arzulanıyor, insanının değeri yok, bilakis sivillerini canlı kalkan olarak kullanarak ölüleriyle dünya kamuoyunda sempati toplama amacındaki bir terör örgütü.
İkincisi demokrasinin normal yaşam şartlarında bir millete sağladığı üstünlüğe karşın, bir savaş zamanında tek sesli diktatörlüğün daha güçlü olabilmesi.
Demokratik kurallar içinde savaşması gereken bir devlet ve karşısında kanunsuz, kuralsız bir terör örgütü. Savaş durumunda ikincisi avantajlı.
Üstün hava kuvvetleri ve istihbaratı, (Gazze hariç), hükümetin cesur kararları, askerlerinin ve özellikle ihtiyatlarının özverisi sayesinde yıllardır düşünülmesi dahi hayal olan bazı askeri başarılar elde edildi. (Bakınız: alttaki iki linkteki yazılarım).
Hizbullah şimdilik de olsa etkisiz hale getirildi, Lübnanda İsrael’e düşman olmayan bir iktidar oluştu.
Suriye’de düşman Esad rejimi çöktü, yeni lider Culaniyle ilişkilerin nasıl olacağını zaman gösterecek; ancak İsrael kendine yeni bir güvenlik sahası oluşturdu Suriye’de.
İranın füze saldırısına başarıyla karşılık verildi, ABD’nin de yardımıyla nükleer gücüne ve balistik füzelerine ağır darbe indirildi.
Ve özellikle 12 günlük İran savaşı sonrası İsrael Ortadoğu’da caydırıcılık imajını tekrar yükseltti. (ki bu savaşan Ortadoğuda çok önemli.)
Buna karşılık,
Asker ve subaylarının özverisine, kahramanlığına ve bine yakın, (914), askerinin yaşamını yitirmesine rağmen -ve Gazze’de askeri gücünü yerle bir etmesine rağmen- Hamas’ı yok edemedi. Ve rehinelerinin bir kısmını iki sene geçmesine rağmen yurda getiremedi. (Not: İsraelde Hamas katliamı sonrası iki senede iki bin asker ve sivil yaşamını yitirdi.)
Nedenlerini tekrar sıralamakta yarar var: (ilk ikisini yukardaki satırlarda belirtttim)
İsrael ordusu gerek rehinelere gerekse Hamas tarafından canlı kalkan olarak kullanılan sivil halka zarar vermemek için temkinli savaşmak zorunda kaldı. (ki buna rağmen maalesef Gazzede pek çok sivil yaşamını yitirdi.)
Ülkede rehinelerin bir an önce yurda getirilmeleri için her hafta yapılan gösterilerle hükümete yapılan baskılar Hamas’ın elini güçlendirdi. Rehinelerin değeri yükseldikçe Hamas da antlaşma yoluyla iadeleri için şartlarını en yüksek seviyede tutmaya devam etti. (Belki de zaman zaman savaşın devamında hükümet de politik çıkar gördü?)
(Öte yandan İsrael milletinin rehine ailelerinin yanında inanılmaz bir dayanıklılık ve şevkle rehinelerin iadeleri için devamlı haftalık gösterilerde bulunması hükümete büyük baskı yaptı ve medyanın da yardımıyla rehine acendasının gündemde tutulmasını başardı ve onların iadelerinde çok önemli rol oynadı.)
ABD’nin bir kesimi hariç Batılı dünya 7 Ekim katliamını birkaç gün içersinde unuttu, liderleri, kısa dönem politik çıkarları için ve ayrıca sayıları giderek artan kullanışlı aptallar, (useful idiots) ve Wokeistlerin de desteğiyle İsrael’e baskıları arttırdıkça arttırdı. Gazzeden gelen yürek parçalayan görüntüler (tek sorumlusu Hamas olsa da), bir tutam antisemitizmle de kuvvetlenince baskılar iyice arttı.
İsrael terör katliamına karşı Batının desteğini alacağına, tersine kararlarında daha dikkatli davranmak zorunda bırakıldı.
Savaş ikinci yılını doldurmaya yüz tuttuğunda ve İsrael ordusu baskısını iyice arttırarak Gazze şehri kapılarına dayandığında yeni bir ‘’game changer’’ oluştu: Başkan Trump devreye girdi.
Netanyahu’nun Trump’a hayır diyecek gücü zaten yoktu, (Trump’ın üzerinde etkisi olmakla beraber)
Trump onunla oturup yirmi maddelik bir barış planı hazırladı. (Bu planda Netanyahunun sözünün ne kadar geçtiğini zamanla öğreneceğiz)
İran devre dışı bırakıldıktan sonra Hamasın iki destekçisi kalmıştı.
Katar ve Türkiye.
İş adamı Trump Hamasa giden yolun bu ikisinden geçtiğini görecek kadar akıllıydı.
İkisine de ‘’ gönüllerine göre hediyeler’’ vererek Haması masaya getirmelerini sağladı. (Bu arada İsrael’in başkent Doha’da Hamas liderlerine başarısız saldırısının Katarı korkutması ve ABD’nin tam desteğine gereksinim göstermesi de Katar’ın kararına yardımcı oldu denebilir.)
Hamas çaresiz -ve desteksiz- kaldı ve rehineleri vermeyi kabul etti.
Planın ilk etabı tüm rehinelerin salıverilmesi ve İsrael askerlerinin Gazze’de yeni bir cepheye çekilmelerini öngörüyor.
Bu satırların yazıldığı sıralarda rehinelerin iadesi ve Filistinli teröristlerle takası konusu imzalandı. Uygulama bekleniyor.
Bu antlaşmanın ilk etabı.
Diğer etapların nasıl yürüyeceğini veya yürümeyeceğini zaman gösterecek.
Ne var ki Trump’ın başarılı manevrası olmasaydı İsrael rehineleri henüz geri alamazdı.
ABD’deki Demokrat dostlarım kızmasın ama ne Biden ne de Harris bunu gerçekleştiremezdi.
Teşekkürler Başkan Trump.
Savaşın kazananı olmaz. Ama İsrael rehinelerini geri almak için savaşmalıydı.
İsrael yaşamını yitiren, sakat kalan binlerce askerinin yanısıra dünya çapında büyük prestij kaybına uğradı.
Boykotlar, yaptırımlar, protestolar birbirini takip etti.
Yalnız bırakıldı.
Önemli batılı ülkeler son derece akılsız bir zamanlamayla Filistin diye bir devleti tanıyarak Hamasa prim verdiler.
(Aslında Filistinlilerin devlet kurma fikrini şimdiye kadar kaç kere reddettiklerini daha önce defalarca yazmıştım.)
İsraelin bu kayıplarında sadece Hamasın akıllı taktikleri yok. Bazı aşırı sağcı bakanlarının ülkeye çok zarar veren aptal ve yersiz demeçleri de var...
Hamas ise Gazze’de taş üstünde taş kalmamasına rağmen ve on binlerce Gazzelinin yaşamını yitirmesine rağmen kendini bu savaşın galibi ilan edebilir.
İsrael’e kendi açısından çok başarılı bir baskında bulundu.
Pek çok eli kanlı teröristini hapisten çıkarttı.
Filistin Devleti konusunu tekrar gündeme taşıdı.
Ayakta kaldı. (Geride kalan kayıp ve yıkımlar Hamas için önemsiz!)
Şimdi neler olabilir?
Cevapları gelecek yazımda.
Bondi CHAKIM
Bir önceki yazımı okudunuz mu?

IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.





Yorumlar