Nasıl başlarsak öyle biliriz
top of page

Nasıl başlarsak öyle biliriz




Riva N. ESSEMİNİ

 

Başlangıçta nasıl başlarsa o şekilde devam eder. Kutsal kitabımızda da yazdığı gibi "sof maase bemahaşava tehilla" (סוף מעשה במחשבה תחילה)Bu nedenle Yahudilik her yapılan eylemde, duada niyet çok önemli, nasıl ne amaçla başladığımız, ne yapmak istediğimiz, farkında olmak çok önemli diye öğretir.Örneğin her gün evi siliyor ya da duş alıyor olabiliriz ama cuma günü bunları Şabat’ın onuruna diyerek yaptığımızda, basit eylemler bile ruhani bir boyut kazanır.


Roş Aşana'da yemeğe başlamadan önce de bunu söylüyoruz, seneye iyi başlayalım bütün sene iyi olsun, baş olalım kuyruk olmayalım. Senenin ilk yemeğinin niyetleri de yenen kabak, ıspanak, nar ya da balığa ruhanilik katıyor.Yahudilikte baş olma, ilk olma, başlarken niyetle başlama çok onemli kavramlar dedik Tora'da da birinci olmak, bilmek olarak ifade ediliyor.


Bilmek nedir? Doğa kanunlarında, empirik sistemde olduğu gibi, tekrarlanan olaylar her seferinde aynı sonucu veriyorsa, bu bizim bildigimiz bir şey haline geliyor. Örneğin yer çekimi kanununda bir elmayı elinize alıp bıraktığınızda her seferinde yere düştüğünü görürüz. Hangi eşyayı, hangi yükseklikten bırakırsak bırakalım her seferinde aynı sonucun çıktığını görüyoruz. Bu doğa bilimlerinin uğraştığı alan. Aynı hareketi tekrar tekrar yaptıkça aynı sonucu alıyoruz.Öte yandan, biz Yahudi kadınları biliriz: Her hafta aynı tarifle hala ekmeği yaparız her seferinde tadı, kıvamı farklı olur. Ekmek yapımı bile, Afraşat hala -hamurdan bir parça ayrımı‐, dualarla, sevgimizi, niyetimizi koyarak yaptığımız bir mitzva, her seferinde farklı bir sonuç verir.


Yahudilik ‘’daat’’ bilme konusuna bu şekilde yaklaşıyor. Ruhani olan durumlar her seferinde değişkenlik gösterebilir.Yahudilik inancında her şey değişken olabilir. Aynı iş yerinde, aynı süre çalışan, aynı maaşı alan iki kişiyi karşılaştıralım, biri parasını keyifle bereketle harcarken, diğeri aynı maaşı hastalıklar ya da tamirat için harcamak zorunda kalabilir.

 

 

Bir parnasa, kazanç kaynağı var ve bir de bu kazancın bereketle keyifle harcanması var. Tanrı, yarattığı sisteminde her şey doğa kurallarının ötesine geçebilir. Mısır çıkışında on belada gördüğümüz gibi bilimin olmasını öngördüğü şeyleri Tanrı isterse değiştirebilir. Doktorlara göre üç ay ömrü kalan bir hasta 3 yıl daha yaşayabilir. Bilime göre her gün güneş doğması gerekirken, Yeoşua'nın hikayesinde güneşin batmadığı savaşlar olabilir. Kızıldeniz'in oniki kabilenin geçebilmesi icin ayrılmasını çeşitli doğal olaylarla açıklamaya çalışıyoruz: rüzgar çıkmıştır, gel git olmuştur … doğal olayların eşlik ettiği durumlarda bile, bunun tam o anda gerçekleşmesi, Tanrı'nin izini gösteriyor.


İkisine de bilmek diyoruz ama bilimsel bilmekle Tanrısal bilmenin birbirinden farklı olduğunu görüyoruz. Tanrısal bilgiyi bazen doğa olaylarının normal dışı olması şeklinde görüyoruz ve buna mucize diyoruz. Bugün herkes soruyor: Neden on beladaki gibi düşmanlarımıza belalar gitmiyor, neden mucizeler yok. Neden Kızıldeniz'in ayrılması gibi kurtuluş mucizesi görmüyoruz?Aslında her gün yüzlerce mucize yaşıyoruz. Binlerce sene sürgünden sonra Eretz İsrael'de bir halk olarak yaşıyor olmak aslında mucizelerin en büyüğü. Bu kadar birbirimizden farklı olmamıza rağmen, halen dünyanın iki ucundan iki farklı Yahudinin birbiriyle karşılaştığında ortak konulardan konuşabilmesi, dili ve kültürü paylaşması bir mucize. 3500 senelik bir mucizeden bahsediyoruz. Yaratılıştan bu yana dünyaya katılmış ne çok şey var, gerçekleşmiş ne çok mucize var.


Ahaşveroş'un uykusu kaçmasa Aman Yahudileri yok edecek ve Ester'in kitabı hiç yazılmamış olacaktı. Rut sefaletin içinde mücadele ederken Yahudi kayinvalidesi ile kalmayı tercih etmese belki Kral David doğmayacaktı...Yahudi olmak belki de zaman içinde mucizelere alışmış olmak demek. Bu kadar küçük ve dağınık bir halkın binlerce yıldır kaybolmadan ayakta kalabilmesi mucizelerin en büyüğü.


Yahudiliğin sırrı Başlangıçta saklı. Avraham babamız Tanrı'ya olan inancıyla Nemrud'un ateşine girdiğinde onu oradan tek bir gücün kurtaracağını biliyordu: Tanrı'nın kendisi... Erkek kardeşi aynı ateşe girdiğinde ise onu farklı bir son bekliyordu. Yitshak kurban edilmeye istekle gitti ve onu kurtaracak olanın Tanrı olduğunu biliyordu. Yaakov atalarının bilgeliğinin devamı olacağını biliyordu yine de kardeşi Esav’dan onu kurtaracak olanın Tanrı olduğunu biliyordu. Yosef kardeşleri tarafından Mısır'a köle olarak satıldığında İsraeloğullarının ve tüm Mısır halkının bir gün yöneticisi olacağını rüyalar aracılığıyla anlıyordu ve sadece Tanrı’nın onu kurtaracağını biliyordu...Her bir atamız Tanrı'nın onları kurtaracağını biliyordu ve onlar da Tanrı'nın sözünü yerine getirmek için ellerinden geleni yaptılar.Bizler bugün de Tanrı'nın bizi kurtaracağını biliyoruz çünkü bazen A-şem tek sığınak olduğunu göstermek için bize fırtına gönderir...





Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page