Liberaller Kaybetmeye Mahkum mu?
top of page

Liberaller Kaybetmeye Mahkum mu?






Vatanını ve kültürünü seviyorsan, ülkenin uluslararası yarışta ileri gitmesini arzu ediyorsan fakat başkalarına da saldırgan emeller beslemiyorsan, geriye düşmeden ve ezilmeden, ulusal hakların korunarak küresel işbirliğine varsan…


Gerçek demokrasiye inanıyorsan, ifade ve düşünce özgürlüğüne sarılıyorsan, kazandığında karşı tarafı ezmiyor, kaybettiğinde nedenlerini dışında değil de içinde arıyorsan…


Kendi diline ve tarihine hakimiyetin, başka lisanları ve efsaneleri araştırmaya, öğrenmeye, kıyaslamaya engel değilse…


İdeolojin var ve benimsemişsen, davan uğruna her tür özveriye hazırsan, uzun vadeli mücadeleden vazgeçmeyeceksen ve fakat yanlışlarını farketmeye ve düzeltmeye hazırsan…


Kendini geliştirmek için meraklara, yeni insanlar ve memleketler tanımaya açıksan…


…yanıma gel, sen de benim gibi liberal ruhlulardansın!


Liberalliği ekonomik olarak sağda veya solda, devletçi veya serbest piyasacı, kapitalist veya sosyalist olarak anlamıyorum. 150 yıllık ekonomi deneyimi ve tarihçesinden sonra ülkelerin gelişme ve zenginleşmelerinin yolu büyük çapta netleşti ve alınacak tedbirler konusunda birbirlerine bir hayli yaklaştılar. Halklar, büyük iktisadi devrimlere ve maceralara artık kanmıyorlar, Arjantin, Zimbabwe, Venezuela ve belki de Türkiye deneylerinden sonra…


Tanımladığım liberal zihniyet tüm dünyada ve özellikle Türkiye’de bu ayki seçimlerin ardından geriliyor mu? Macaristan’da Orban’ın geniş bir koalisyona karşı, İsrail’de Netanyahu’nun dindar ve milliyetçi partileri arkasına alarak, Erdoğan’ın 20 yıllık iktidar yıpranmasına, genel yoksullaşmaya ve milli paranın çöpe dönüşmesine rağmen zafer kazanmaları neye işaret ediyor? Liberalliğin yokolmasına mı?


Perspektifimizi genişletelim. İkinci Dünya Savaşından bu yana Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerinin komünizmden kurtulmaları, Güney Amerika’da askeri diktatörlüklerin sona ermesi, Asya’nın Pasifik ve Hint Okyanusu şeridinde artan demokratikleşme uluslararası liberal düşüncenin ilerlemesi değil mi?


Avrupa’da İspanya ve Portekiz’in faşist rejimlerden demokrasiye dönüşmeleri, Yunanistan’ın cuntadan sıyrılması, Fransa ve İtalya’da güçlü komünist partilerin erimeleri ve hiçbir ülkede aşırı sağcıların iktidara yerleşip Avrupa Birliği’nin evrensel ilkelerinden vazgeçememeleri liberallerin kazançları değil mi?


Diktatörlük ve emperyal emellere karşı bugün liberal demokrasinin en hayati savaşı olan Ukrayna-Rusya mücadelesinde Putin’in yalnızlığına karşı Zelensky’nin dünya tarafından davet edilmesi gösterge değil mi?


Bu akıma ters giden en önemli adım Trump’in 2016-2020 döneminde Amerika başkanı olmasıdır. İktidarı esnasında pek açık vermediği otokratik eğilimleri seçimleri kaybedince ortaya saçılmış ve sonuçları zorla değiştirmeye çalışmış fakat başarı kazanamamıştır. Büyük sağlık sıkıntısı veya küresel bir felaket olmaz ise Biden’in 2024 başkanlık seçimlerinde de liberal demokrasinin meşalesi olmaya devam edeceğini öngörüyorum (2020’de de tahminim buydu).


Gelelim bizim yakınlara, İsrail ve Türkiye’ye. Bibi kaprisli bakanlarını daha ne kadar idare edebilecek? Yazdan sonra gösteriler yeniden başlar, şekel ve ekonomi de tökezlerse hükümetin ömrü kısalacaktır. Uzun vadeli esas problem dindar (haredi) nüfusun artması ve hahamların bu topluluklar üzerinde mengenevari hükümranlıklarıdır.



Türkiye ise belalı bir ekonomik döneme giriyor. Erdoğan tüm karizması ve manevra yetenekleri sayesinde içine girdiği “düşük faiz, düşük enflasyon” girdabından çıkabilir mi? İsrail’i “terörist devlet” olarak tanımlamaktan, Birleşik Arap Emirliği’ni “darbe yandaş”lığından, Mısır’ı düşman ilan etme siyasetinden nasıl çark ettiyse ekonomide de 180 derece viraj alarak geleneksel tedbirlere başvurabilir. Yanına alacaklarına bağlı.


Fakat halkını ikna edebildiği gibi dünyanın, özellikle finans ve iş aleminin, güvenini kazanması kolay olmayacak ve başarılı politikalar uygulasa dahi sıkıntıdan çıkması uzun zaman alacaktır.


Arada liberalliğe 5 yıl için veda ediyoruz. Fakat sonrası için küresel istikamet bellidir.


Makale yazarın sorumluluğunda olup İYT’nin görüşlerini yansıtmaz…





Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page