KÜLTÜR DOLU BİR HAFTA
top of page

KÜLTÜR DOLU BİR HAFTA



İnanılmayacak şekilde hızlı geçen haftalardan sonra yine baş başayız. Bu son iki hafta bayağı faal geçti diyebilirim. Mesela 15 gün önce İsrael Fen Müzesi’nde gerçekleştirilen bir resim sergisini izledik. Gustav Climt’in resim sergisi. Son yıllarda bu konuda çokça sergi gösterisi oluyor. Teknolojii ve sanatın bir arada kullanılmasının ardından gerçekleşen bir sanat akımı. 3 boyutlu gözlüklerle tabloların içine girip sanki onların içinde bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Daha önce İstanbul’da Van Gogh, geçtiğimiz ay Holon’da Claude Monet ve geçtiğimiz hafta da Haifa’da Gustave Climt’in aynı konsept içinde yapılan sergisini gezdik. İflah olmaz bir Climt hayranı olduğum için o sergide de çok mutlu olduğumu hissettim.


Ayrıca geçtiğimiz hafta Ra’anana Kültür Merkezi’nde Yardena Arazi, Andalus Orkestrası eşliğinde bir konser verdi. Andalus Orkestrası aslında Mizrahi ve Arap tınılarını çokça çalan bir orkestra. Orkestranın içinde iki kanun, üç ud ve kemanı kemençe gibi çalan müzisyenlerin yanı sıra, dümbelek de dahil olmak üzere üç doğu tandanslı perküsyon sanatçıları var. Gençliğimizden beri hayran olduğumuz Yardena Arazi’yi görmek ve dinlemek bize harika zamanlar yaşattı. Orkestra, onun şarkılarını doğu tınılarıyla orkestrasyon yaparak şarkıcıya eşlik etti. Gerçi gönül, Yardena’yı alışık olduğumuz şekliyle dinlemek isterdi ama yine de çok güzeldi. Yıllar sanatçıyı yıpratmamış, hala çok güzel.


Birkaç gün önce de Ramat Aviv’deki Rozin Center’da “Paris Magic” diye bir konser izledik. Sanırım ailesi Fransız kökenli olan İsrael’li genç bir sanatçı beş kişilik orkestrasıyla birlikte, slaytlar eşliğinde 60’lı ve 70’li yılların Fransızca şarkılarını seslendirdi. Bu şarkıların eşliğinde çocukluğumuzun ve ilk gençlik yıllarımızın hatıralarına daldık. Herkes bir ağızdan sanatçıya katıldı. Bazen böylesi şeyleri yaşamak insana iyi geliyor, yeniden yaşadığınızı hissediyorsunuz.


Bu arada yine güzel kitaplar okuyorum. Farklı yerlere yazılarımı gönderiyorum. Mesela geçtiğimiz haftalarda Şalom Dergi’de Zali Detoledo ile yaptığım röportaj yayınlandı. Eğer Şalom Dergi Ocak sayısına tıklarsanız, röportajımı okuyabilirsiniz. Bu arada geçen ay çıkan” Torunuma Mektuplar” adlı kitabım 18 Şubat Cumartesi gecesi İtahdut Yotsei Turkia’nın dernek binasında, bir imzalama gecesiyle görücüye çıkacak. Kitap satışının önemli bir miktarı derneğe bağışlanacak.


O gecenin sonunda oğlum Soni Kohen Yanarocak’ın vereceği küçük bir konser ile onun güzel sesini dinleme şansını yakalayacağız. Çocuklarımızın yetişkin birer insan olup ailelerine böyle güzel armağanlar vermesi çok değerli bir şey.


Bu arada ne yazık ki hayat hep lay lay lom değil. Bu günlerde İsrael’de yaşanan terör olayları beni çok acıtıyor. Bu hafta kaç ailenin ocağı söndü. Hatırladıkça yüreğim daralıyor. Beri yandan solcuların pervasızca yaptıkları gösteriler, absürt istekleri ve Filistin bayrakları açmaları da yüreğimi çok kanatıyor. Bu ülke kan, gözyaşı, umut ve emekle kuruldu. Her aile bundan payını aldı, hala da almakta. Bu nasıl bir aymazlıktır? Nasıl bir küstahlıktır? Gerçekten bazen bu ülkedeki aşırı demokrasi hallerinin insanları şirazesinden çıkardığına inananlardanım. Aşırı demokratik ülke sakinlerinin bazen vatan haini seviyesine düşmelerine esef ediyorum. Diğer yandan da aşırı sağcıların ve yeni devlet yönetimine de bayıldığımı söylemeyeceğim. Herkes egosuna kapılmış, gaflet içinde ipteki cambazlara benziyorlar. Beni korkutan ise, bu iç düşmanlık yaygaraları içinde, dış düşmanların cesaretinin artıp bize karşı yeni planlar yapmaları ! Yani İsrael gibi bir ülke ve yönetimi bunu hesaplayamıyor ise, ben kimim ki bunları söylüyorum?

Çok üzgün ve endişeliyim. Halkı, düşünmeye ve adam gibi kararlar vermeye davet ediyorum. Titreyin ve silkinin! Kendinize gelin! Çok geç olmadan…!!!


Sizi sevgiyle bırakıyorum. Tanrı herkesin içine iyilik tohumları saçsın. Amen.






Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page