top of page

HANNA KRITZMAN: Kibbutz Be'eri'nin Hikâye Anlatıcısı






 

HANNA KRITZMAN:Kibbutz Be'eri'nin Hikaye Anlatıcısı


Hanna Kritzman 15 yaşındayken evden kaçıp Kibbutz Be'eri'ye gitti . Burada sevilen bir okul öncesi öğretmeni oldu ve yerel çocuk kütüphanesini kurdu.73 yıl sonra,7 Ekim'de,bakıcısıyla birlikte güvenli odasında saatlerce saklandıktan sonra,ikisi de kurtarılırken Hannah bir Hamas teröristi tarafından vuruldu.Ölümünden kısa bir süre önce tamamladığı anı kitabı bize onun ne kadar harika bir kadın olduğunu gösteriyor.


Kibbutz Be'eri'nin efsanevi hikaye anlatıcısı Hannaleh Kritzman'ın hayat hikayesini yazıp yayınlamasını kutlamasından birkaç ay sonra,ailesi hikayeye şu önsözü eklemek zorunda kaldı:"Hannaleh Kritzman,7 Ekim 2023'teki korkunç cumartesi günü Hamas teröristleri tarafından Kibbutz Be'eri'de vuruldu.21 Ekim 2023'te aldığı ağır yaralar sonucu hayatını kaybetti.Cinayet sırasında 88 yaşındaydı.

88 yaşındaki Hannah veya "Hannaleh" Kritzman,Ekim 2023'teki o kader gününün en yaşlı kurbanlarından biriydi.Ailesi Hannah'ın dolu dolu bir hayat yaşadığını bilmekten biraz olsun teselli buldu. Bir kaç ay önce,hayatını kutlayan otobiyografik bir anı kitabı yayınlamayı başarmışlardı.Adı "Hikaye

Anlatıcısının Hikayesi"ydi."Projeyi o hala hayatta iken bitirebildiğimiz için çok mutluyum." diyor oğlu Tzafrir Keren."Çok mutluydu ve bundan gurur duyuyordu.Tüm aile için özel bir kutlama düzenledik ve

her bir çocuğuna ve torununa ithaf ettiği bir kopyasını dağıttı."


Çocuklarının girişimiyle yazılan ve hayat hikayesini anlatan kitap,kitapları ve hikayeleri çok seven özel bir kadın olduğunun hatırasıdır. Ebeveynlerine,her ikisinin de gelecek nesiller için hayat hikayelerini yazmalarını önerdiler.Babaları bu öneriyi reddetti,ancak Hannaleh bu işe kendini uzun süre adadı.Birkaç ay boyunca Kibbutz Be'eri'deki evinin oturma odasında oturdu ve yazar Eli Khalifa ile birlikte hayat

hikayesini birlikte ördüler.


Kibbutza mı Kaçıyorsun?-"Cesedimi Çiğnemeden Gidemezsin!"


Hannale hayatının ilk yıllarını ,ömrünün sona erdiği yerden çok farklı bir yerde geçirdi.Beş kardeşin en büyüğüydü ve Tel Aviv'in Florentin semtinde düşük gelirli bir ailede doğdu.Yedi kişilik aile,mütevazı iki odalı dairelerini başka bir aile ile paylaşıyordu.Hikayelere olan sevgisini,dairelerindeki tek yatakta bir araya toplanırken ,çocuklarına hikayeler anlatan ebeveynlerinden almıştı.Ancak Hannah'ın o zamanlar

iyi bir kitabın tadını çıkarmaya zamanı yoktu. Genç bir kızken,ailesine maddi olarak destek olabilmek için akşam derslerine katılmak zorundaydı.Gençlik hareketi HaNoar HaOved Ve Halomed'in ("çalışan ve okuyan gençlik") toplantılarında,Ben Gurion'un Güney Negev bölgesine yerleşme çağrısını ve orada inşa edilmek üzere olan Be'eri adlı yeni bir kibbutzdan haberdar oldu.


Hannah vahşi doğaya yerleşmek istediğini ve dahası,kibbutz gibi itibarsız bir kuruma

yerleşmek istediğini söylediğinde babasının cevabı"cesedimi çiğnemeden gidemezsin"olmuştu. Anne ve babası"gidersen dönecek bir yerin olmayacak"diye eklemişlerdi.Çünkü kızlarını kaybetmekten korkuyorlardı. Yıl 1950'ydi.Bir kibbutzun ne olduğunu gerçekten anlamıyorlardı.Duydukları söylentiler ("orada her şeyi paylaşıyorlar,çocukları bile!") işleri daha da kötüleştirdi.


Ancak Hannah pes etmedi.Gençliğin verdiği kararlılıkla evden kaçtı.Be'eri'nin birkaç kilometre kuzeyindeki Kibbutz Saad'a giden bir otobüse bindi ve geri kalan yolu,kendisiyle aynı yaşta olan ve bölgede "fedai"militanların dolaştığı bilindiği için aldıkları tüfekleri taşıyan iki genç çocukla yürüyerek yola koyuldu.Be'eri'nin kurucularının şenlik ateşi etrafında oturup şarkı söylemeleri,Hannaleh'nin kibbutza aşık olduğu an oldu.Bu aşk bir daha hiç solmadı.


Hannaleh ve Tel Aviv'deki ailesi arasındaki tüm iletişim aylarca koptu,ama bu ona sonsuzluk gibi geldi.Ebeveynlerine ve kardeşlerine duyduğu özlem genç öncünün kalbini parçaladı. Sonunda annesi mahalle hahamına danışmaya gitti ve haham,"Negev'deki bir kibbutza gittiyse,büyük bir mitzva yapmış demektir,çünkü o topraklara yerleşmemiz emredildi."dedi..Hahamın cevabı babasının kalbini yumuşattı

ve böylece barıştılar.Baba kızına neredeyse özür gibi,olgun bir yaşta vefat etmeden önce kibbutza gömülmeyi vasiyet etti ve bu istek yerine getirildi.


Hannale başlangışta sebze bahçesinde çalıştı,ancak bir çiftçi olarak başarılı olamadı.Kibbutz üyelerinden birinin söylediği gibi:"Çalış ya da çalışma,fark etmez."Çok incinmişti,ancak öfkesi yalnızca kendini kanıtlama kararlığını körükledi.Bir süt çiftçisi olarak uzmanlaşmaya karar verdi ve zamanını süt çiftliğinde çalışarak,günün ve gecenin tuhaf saatlerinde uzun sağım saatlerine katlanarak eşitler

arasında eşit olarak geçirdi.Tsahal'ın Nahal Programına katıldı.Evlendikten sonra ,sonunda mesleğini buldu. Akşam derslerine katılan genç kız,nesiller boyu kibbutz çocuklarını yetiştirmeye ve büyütmeye yardımcı olan bir okul öncesi öğretmeni oldu.


Be'erideki nesiller boyu çocuklar, Hannale Kritzman tarafından büyütüldü.Her ne kadar resmi olarak eğitim almamış olsa da,iyi gelişmiş ve besleyici eğitim yaklaşımı ona doğal geldi.Bu işe bağlandı ve emekli olana kadar asla bırakmadı."Onun eğitiminin benzersiz yanı,hiç bir çocuktan vazgeçmiş olmasıydı,"diyor oğlu."O zamanlar dikkat bozuklukları hakkında bir şey bilmiyorlardı, ama o bunu sezgisel olarak anlıyordu:Bir çocuk yerinde duramadığında ve dışarı çııp kuşları kovalamak istediğinde,onları aramak için onunla birlikte dışarı çıkardı."Hannaleh çocukları anlıyordu.Nasıl etkileşim kuracağını,bağ kuracağını ve birlikte daha fazlasını başarabileceklerini nasıl göstereceğini biliyordu.Öğrettiği çocukların yanında,onlarla birlikte, onlara karşı değil,her zaman birlikte yürüdü.Asla bağırarak veya zorlayarak değil."Örneğin,torunlarıyla bile, akşamları duş almaları gerektiğinde,asla kavga etmez,zorlamaz veya rüşvet vermezdi.Çocuğun kendisinin duşa girmek isteyeceği bir durum yaratmayı biliyordu.Oyun oynayarak veya onlarla göz hizasında konuşarak ve her zaman cazip bir vaadi vardı:"Çabuk duş alırsan, bir hikaye okumak için zamanımız olacak." Torunlarından biri olan Yotam Keren çocuk doktorluğu konusunda uzmanlaşmaya karar verdiğinde yardım teklif etti:İhtisas dönemi başlamadan önce,onunla ve gelecekteki doktor arkadaşlarıyla birlikte gidecek ve onları çocukları ürkütmeyecek ve korkutmayacak şekilde nasıl yaklaşacaklarını öğretecekti. Onlara öğretecek bir

şeyi olduğu açıktı.


Bunlar Çocukların Asla Unutamayacağı Deneyimlerdir"


Hannaleh'in özellikle akıllıca kullandığı kitaplar,eğitim araçlarıydı."Bir çocuk,kitap okumak üzereyken sınıfı böldüğünde,ona "Gel,yapman gereken özel bir iş var.Kitabı benim için tut ve zamanı geldiğinde sayfaları çevir"derdi.Herkesi,hatta diğer öğretmenleri bile büyülerdi!"dedi oğlu Tzafrir.Hannaleh'in kitaplara olan derin sevgisi,okul öncesi öğretmenliği boyunca ona eşlik etti,ancak çocukları okuma

dünyasına yakınlaştırmanın başka yollarını aradı.Be'eri'de bir çocuk kütüphanesi kurma fikri aklına geldiğinde,bunu ailelerin biraraya gelip bağ kurma deneyimleri yaşayabilecekleri bir yer olarak hayal etmişti.Kütüphane,daha önce ilk okulun fen laboratuarına ev sahipliği yapmış eski bir binada

bulunuyordu ve Hannaleh orayı,renkli halılar ve yastıklarla sıcak ve davetkar bir atmosfere

dönüştürdü.Öğleden sonraları kütüphaneyi açar ve çocuklar için hikaye anlatma seansları düzenlerdi. Oğlu,"sadece yüksek sesle okumakla kalmıyordu:Ses ve hareket kullanıyordu ve dinleyicilere sorular sorarak dahil ediyordu,"diye anlatıyor.


Yerel kütüphanede yazarlarla etkinlikler ve toplantılar planladı ve kütüphane canlı bir kültür merkezi haline geldi.Kibbutz'da olağanüstü başarılı bir kültür koordinatörü olarak görev yaptıktan sonra,tüm kibbutz hareketinin kültür direktörü olarak atandı.

Burada ve birçok başka kibbutzlardaki kültür koordinatörlerine akıl hocalığı yaptı.


Öğretmenlikten emekli olduktan sonra bile Hannaleh,Be'eri'deki ana okullarını ziyaret etmeye devam etti.

Burada varlığı hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından memnuniyetle karşılandı.80 yaşında bile

haftada iki veya üç kez çocuklara hikaye okumak için gönüllü oldu ve çocuklar hemen etrafında bir çember oluşturdular.oğlu,"Asla sadece' hikaye okumadı"diyor. YAEL'İN EVİ'ni(yeni evi olarak tahta bir

kutu seçen genç bir kızla ilgili klasik bir İsrael çocuk kitabı) okuduğunda,büyük bir karton kutu getirir ve tüm çocukların sırayla içine oturmasını sağlardı.BEŞ BALON'UN HİKAYESİ'ni okurken, onları dışarı çıkarıp birlikte balon şişirirdi.Bunlar çocukların asla unutamayacakları deneyimlerdi.Onun büyüsüne kapılan sadece çocuklar değildi.Emekliyken haftada iki kez yakınlardaki Sderot Kasabası'na,Enoch

Derneği tarafından işletilen bir kulübe gidiyordu ve burada engelli insanlara hikayeler okumak için gönüllü oluyordu.engelliler her seferinde onun ziyaretlerini sabırsızlıkla bekliyordu.Oğlu Tzafrir ,"Her zaman onlara verdiğinden daha fazlasını aldığını hissettiğini söylerdi ve hasta olduğunda bile bundan asla vazgeçmezdi,"diye paylaştı.


Anlaşılmaz Bir Felaket...


7 Ekim'de Hannaleh ,kocası Tziki ve Filipinli bakıcıları Abigail Divero ile birlikte evdeydiler.İlk sirenler çaldığında o ve bakıcı hemen güvenli odaya girdiler,paniklemeyi reddeden Tziki ise televizyon izlemek için oturma odasındaki koltuğunda kalmakta ısrar etti.


O sabah,Tzafrir babasının oturma odasında durmasını dehşet içinde izledi.Arka planda kibbutz boyunca şiddetli savaş sesleri duyuluyordu.Olayları canlı olarak,çocukların yaşlı ebeveynlerinin evine yerleştirdiği kameralar aracığı ile izledi,esas olarak olası düşmeler veya sağlık acil durumları konusunda

endişeliydiler.Bir noktada,kameralar durdu.Tzafrir güçsüzdü "Korku ve büyük bir rahatlama hissini bir arada hissettim-ebeveynlerime ne olursa olsun,iyi ya da kötü, canlı olarak görmeyecektim."Üçü de o korkunç günün uzun saatlerinde hayatta kaldı.Teröristler komşu evlerdeki insanları katlettiler,ancak nasılsa onların evini atladılar.


Pazar sabahından hemen önce,bir grup yedek asker onları kurtarmak ve tahliye edilmelerine yardımcı olmak için geldi.Yaşlı çift yanlarında onları korumak için yürüyen askerlerle birlikte golf arabasıyla kibbutzun çıkışına doğru giderken,kibbutzda kalan bir terörist birkaç metre ötedeki bir çatıdan onlara ateş etti.Hannale karnından vuruldu. Kritzman,Kibbutz Be'eri'deki evinden kurtarılırken vuruldu ve iki hafta boyunca baygın yattığı Meir Hastanesi'ne götürüldü.Entübe edilmişti.10.torunu birkaç gün sonra aynı hastanede doğdu.Hannaleh bebeği hiç göremedi ve 21 Ekim'de aldığı yaralardan öldü.


Yaklaşık 20 dakika süren mücadelenin ardından kurtarma ekibi çifti kibbutzun girişindeki bir toplanma noktasına ulaştırmayı başardı ve Hannaleh burada onu hastaneye götüren bir helikoptere gönderildi.Yaraları ciddiydi ve genç bir insan için bile sonuç aynı şey olabilirdi. Bölgede devam eden çatışmalar nedeniyle Be'eri'de kimseyi gömmek mümkün olmadığından ,Be'eri'nin kurbanları ülkenin dört bir yanındaki geçici mezarlara gömüldü.Hannaleh başlangıçta Kibbutz Einat'a gömüldü ve ardından 2024 yazında çok sevdiği kibbutzdaki son dinlenme yerine götürüldü.Be'eri'de yaşayan aileler

sevdiklerini ikinci kez kalıcı,nihai bir cenaze töreniyle gömmek zorunda kaldılar,bu basit bir mesele değildi ve önemli bir duygusal yüke sahipti.Övgüler bir kez daha yazıldı ve okundu.Belki de tek teselli,her

cenazeden sonra kibbutz üyelerinin kulübünde yapılan geleneksel sosyal toplantıydı.Hannaleh kendi vasiyeti üzerine anne ve babasının yanına,ayrıca yazar Mira Lobe'nin yazdığı en sevdiği kitap olan "ÇOCUK ADASI "adlı kitapla birlikte gömüldü.


"Bizim felaketimiz onun yanında sönük kalıyor"diyor Tzafrir."Kibbutz Be'eri'de yaşanan felaketin tamamı akıl almazdı.Çocuklar, tüm aileler katledildi.Annemden çok daha fazlasını kaybettim.Okul öncesinden beri en yakın arkadaşım olan ve tüm çocukluğumu geçirdiğim Adi Dagan katledildi.O sabah ona mesaj atıyordum ve ordunun yolda olduğuna dair ona teminat vermiştim."Burada kimse yok diye cevap verdi."


Hanaleh'in torunu Omer Keren onun anısına şunları yazdı: Büyükanne Hanna dünyadaki en iyimser insandı.Onu 20 saat boyunca küçük güvenli odada cesurca koruyan melek Filipinli bakıcı hastaneye veda etmeye geldiğinde gözyaşlarına boğuldu:"Yarın sabah kalbimde yeni bir şarkıyla uyanamamı kim söyleyecek?O benim de büyükannemdi.Kelimelerin çok küçük olduğu bir kelime kadını.Bu onun hak

ettiği son değil. Hiç kimseye üzücü bir sonu olan bir hikaye anlatmadı ve onun hikayesi de böyle olmamalıydı.


Büyükannem tek çarenin gülümsemek,yaratmaya devam etmek,sevmek,yeni bir şeyler inşa etmek olduğunu söylerdi.Tıpkı yarattığı büyük birleşik aile gibi.Ebeveynlerinin ailelerini yok eden Nazilere karşı en gerçek intikamıydı.Be'eri'ye gitmek ve tıpkı kendine inşa ettiği cennet gibi, yaşamı yeniden inşa

etmek."


Be'eri'deki kütüphane binası Ekim 2023'teki ölümcül saldırıda ciddi şekilde hasar gördü. Hannaleh'in yerine kütüphane müdürü olarak görev yapan Kibbutz Be'eri üyesi Aliza Gad'dan gelen duygulandırıcı haberde,kütüphane binası yıkılmayacak,ancak gelecekte yenilenecek ve yeniden açılacak.


Hannale,kitabının başında okuyucularına yönelik genel bir ithafta bulunuyor:


"Bir kişi evden bir bavulla ayrılır.İçine sevgi,ilgi,başkalarına karşı duyarlılık,sefkat ve merak koyar. Sonra her seferinde onu açıp başkalarına nasıl vereceğini öğrenebilir. Ancak evden çıkan bavul boş

olduğunda,çevrelerine ne vereceklerini veya geliştirebileceklerini öğrenemezler.Bu nedenle,ebeveynler olarak çocuklarımızı iyi şeylerle dolu bir bavulla donatmalıyız.


"Bir insan gittikten sonra geriye ne kalır? Ne malları,ne paraları,ne de hikayeleri. Sadece yazdıkları veya anlattıkları ..ve şimdi hikayemi sizlere sunuyorum." Sevgili okuyucularım ,Ulusal İsrael Kütüphanesi'nin "7 Ekim Sonrasında Kaybolan Hayatlar "proje çerçevesinde,o karanlık günde batırılan bir güneşten daha söz etmeye çalıştım.

Sevgiyle kalın.


Sara YANAROCAK


IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.











Komentarze


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page