Bereket yağmuru

“A-şem’in bize bolluk vermesi için belirli şartlara ihtiyacı yoktur.”

Rav Avraham ben Rav Nahman şöyle açıklar: Aşırı para arzusu, yetersizlik korkusundan, kıtlık bilincinden doğar. Ve bu korku hepimizde az ya da çok vardır, hatta para sıkıntısı çekmesek bile...

Bu korku şunu ima eder: “Sanki A-şem'in bana bolluk vermesi için bazı şartlar gerekir.” Bu ise O’nun kudretini sınırlamaktır. Oysa gerçek şu: A-şem dilerse, herhangi bir koşulda, herhangi bir kişiye “parnasa” verebilir. İnsanın sadece kendi üzerine düşeni yapması gerekir; dürüst, sade, Tora kurallarına uygun ve anlamlı bir çaba yeterlidir.

Gücünü kontrolden değil, Tanrı'ya güvenden al. Kendine ve A-şem’e güven: O seni unutmadı. Gereğinden fazla efor, stres ve korku yerine, “emuna” (inanç) ve huzur içinde yaşa. Karanlıkta bile umutla atılan bir adım, sana hiç ummadığın kapılar açabilir.

Parnasa, ışık gibi gelir — yukarıdan, beklemediğin anda, en sade şekilde. Azla başla… ve gökler gerisini getirsin." Hazır olmayı bekleme, her şeyin mükemmel olmasını bekleme. Her büyük yolculuk, küçük ama samimi bir adımla başlar. Eylem, yukarıdan yardımı çeker. Sen elinden geleni yaparsan- küçücük bile olsa- gökyüzü sana bir kapı açar. Ve o kapı… başka bir kapıyı açar. Böylece adım adım ilerler, inşa eder, yükselirsin.

Bir başlangıcı, bir tohumu, bir adımı asla küçümseme. Çünkü önemli olan, eylemin büyüklüğü değil, onu ne kadar inanç ve istekle yaptığındır. Değişim mi istiyorsun? Başla. Büyük mü hayal ediyorsun? Küçük ilerle. Şüphede misin? Adım at, A-şem seninle yürür. Ve unutma: Işığın içeri girmesi için küçücük bir aralık bile yeter. Hanuka’nın ışığı bütün seneyi aydınlatsın, 8 gün yanmaya devam eden küçük yağ kabı gibi bereketli geçim kaynaklarımız olsun...

Riva N. ESSEMİNİ

  Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Ne zaman kalça aksamayı bırakacak?

Bağış/Donation/תרומה

Yazarın tüm yazıları için tıklayınız