top of page

Avraam’ın Öğrencisi Olmak


Talmud’un Berahot kısmında (6b) şöyle bir öğreti yer alır:

“Rabi Helbo şöyle dedi: Rav Una şöyle dedi: Her kim, duası için sabit bir yer belirlerse, Avraam’ın Tanrı’sı onun yardımcısıdır. Ve öldüğü zaman onun için ‘Şimdi nerede bu alçakgönüllü adam! Nerede bu hasid! Atamız Avraam’ın gerçek bir öğrencisi!’ derler .”

Bu öğreti Avraam’ın her zaman aynı yerde dua ettiği tezine dayandığı için Talmud bunun kaynağını araştırır ve peraşamızda yer alan bir pasuğu aktarır: “Avraam sabah erkenden kalkarak, daha önce A-Şem’in huzurunda durduğu yere geldi” (Bereşit 19:27).

Hasid” terimi, kanunun salt gerektirmeleriyle yetinmeyen ve Tora’nın emirlerini daha yüksek standartlarla yerine getiren kişiler için kullanılır. Başka bir deyişle bir hasid, Tora ve mitsvaları sadece bir görev olarak değil, Tanrı’ya olan sevgi ve bağlılığından, O’na yakın olma isteğinden dolayı yerine getiren ve bu nedenle asgari gerekliliklerle yetinmeyen kişidir. Buna karşılık “tsadik” terimi, Tora ve mitsvaları harfiyen yerine getiren, ama bunun ötesine geçmeyen bir kişiyi belirtir. Noah bir tsadikti; Avraam ise bir hasid.

Ancak bu yazıda, duaları için sabit yer belirleyen bir kişi vefat ettikten sonra yakılan ağıtta yer verilen diğer övgünün üzerinde durmak istiyorum. Böyle bir kişinin “Avraam’ın gerçek bir öğrencisi” olduğunu anlamak kolaydır. Ama dualarını hep aynı yerde etmeye özen gösteren bir kişi neden aynı zamanda “alçakgönüllü” olarak adlandırılmaktadır? Aradaki bağlantı nedir?

Bu soruyu anlamak için, Talmud’un, Avraam’ın duası için sabit bir yer belirlemiş olduğuna dair kanıt olarak getirdiği pasuğun tam olarak nerede geçtiğine bir göz atalım. Peraşanın başında, Berit Mila mitsvasını yeni yerine getirmiş olan Avraam’ı insan kılığına girmiş üç meleğin ziyaret etmesi anlatılmaktadır. Bu ziyaretin ardından Tanrı, günahkârlığıyla kötü şöhrete sahip olan Sedom ve Amora hakkındaki imha kararını Avraam’a bildirir. Bu noktada Tora, Avraam’ın Tanrı’yla, bu bölge halkını affetmesi için giriştiği bir tür “pazarlığı” aktarmaktadır. Avraam “Ya bu şehirlerde elli tsadik insan varsa?” diye söze başlar. “Günahkârlarla birlikte onları da mı yok edeceksin? Bu Senin şanına yakışmaz!” Tanrı elli tsadik varsa şehirleri imha etmeyeceğini söyler. Avraam “Ya beş kişi eksikse; kırk beş tsadik varsa?” diye sorar. Tanrı bunu da kabul eder. Avraam her seferinde saygıyla özür dileyerek de olsa ısrarlı duasına devam eder. Kırk, otuz, yirmi ve son olarak on tsadik uğruna da olsa, Tanrı’dan bu bölgeyi bağışlayacağı sözünü alır ve duasına son verir.

Ne var ki bu bölgede sadece on masum insan bile yoktur. Avraam’ın duası teknik olarak kabul edilmiş bile olsa, son tahlilde Avraam, bölgeyi bağışlanması için giriştiği çabada başarılı olamamıştır.

Avraam’dan ayrılan meleklerden ikisi, Avraam’ın yeğeni Lot’u felaket başlamadan önce oradan çıkarmak üzere Sedom’a gelirler. Lot’u iki kızı ve karısıyla birlikte Sedom’dan çıkarırlar. Ama Lot’un karısı, meleklerin onlara verdiği, arkalarına bakmamaları konusundaki talimata uymayınca bir tuz sütununa dönüşür. İşte Talmud’un, Avraam’ın dua etmek için sabit bir nokta seçmiş olduğuna dair kanıt olarak getirdiği pasuk tam olarak burada, felaketin zirvesinin anlatıldığı bu noktadadır. Ya da başka bir deyişle… Avraam’ın duasının Sedom ve Amora halkını kurtaramadığının teyit edildiği noktada!

Hahamlarımız Mişna’nın Pirke Avot kısmında Avraam Avinu’nun öğrencileriyle Bilam’ın öğrencileri arasında bir kıyaslama yaparlar: “İyi bir göze, mütevazı bir ruha ve naçiz bir nefse [sahip olan kişi], Atamız Avraam’ın öğrencilerindendir. Ve kötü bir göze, kibirli bir ruha ve haris bir nefse [sahip olan kişi], kötü yürekli Bilam’ın öğrencilerindendir” (Pirke Avot 5:19).

Bu öğreti doğrultusunda, en başta bahsettiğimiz, “alçakgönüllü” olan kişinin neden “Avraam’ın gerçek bir öğrencisi” olduğunu anlamak kolaydır. Ama henüz daha önce sorduğumuz sorunun cevabını almış değiliz. Dua için sabit bir yer belirlemek neden bir tevazu işaretidir?

Bu sorunun cevabını Avraam’la Bilam arasında bir başka kıyaslama yaparak bulabiliriz. Hepimizin hatırlayacağı gibi, Balak peraşasında, Moav kralı Balak’ın, Bene-Yisrael’e beddua etmesi için yabancı peygamber ve büyücü Bilam’ı tuttuğunu okuruz. Bilam, Bene-Yisrael’e beddua etmek için üç girişimde bulunmuş ve her üçünde de ağzından beddua yerine övgü ve bereket sözleri çıkmıştı. Bu girişimlerin ilkinden sonra Balak Bilam’a serzenişte bulunur ve ardından şöyle der: “Şimdi benimle halkı görebileceğin başka bir yere gel... Ona benim için oradan beddua et” (Bamidbar 23:13). Ne var ki Bilam ikinci girişiminde de başarısız olur. Balak tekrar memnuniyetsizliğini belirtir ve yeni bir teklifle gelir: “Şimdi gel seni başka bir yere götüreyim… oradan beddua edersin” (Bamidbar 23:27). Ama Bilam orada da başarılı olamaz.

Ne olduğuna dikkat ettiniz mi? Tıpkı Avraam gibi, Bilam da, ağzıyla, konuşma gücüyle bir şeyler yapmaya çalışmaktadır. Ama ikisinin sadece amaçları değil, başarısızlık sonrasındaki tavırları bile taban tabana zıttır. Balak’ın “başka bir yerde” beddua etmesini teklif ettiği Bilam’ın bunu kabul etmesi, belli bir zihniyeti ortaya koymaktaydı: “Sorun bende veya ağzımın hünerinde değil; bu yerin kendisi uygun değil! Dediğin gibi, başka yere gidelim. Orası da olmazsa başka bir yere. Çünkü benim kendi hünerimden şüphem yok. Ben mükemmelim. Ama bu yer uğursuz!”

Bilam, başarısızlığının sebebini kendisinde değil, başkalarında ve/veya başka etkenlerde arayan gururlu bir insanın – “kibirli ruha sahip” bir insanın – en bariz örneğidir. Böyle insanlar “Bilam’ın öğrencileri”dir. Diğer tarafta kimler vardır? “Mütevazı ruha sahip” olan “Avraam’ın öğrencileri”. Çünkü Avraam her ne kadar ettiği duaya rağmen Sedom halkını kurtarmayı başaramamışsa da, bunu başka herhangi bir etkene bağlamamış, örneğin dua ettiği yerin uğursuz bir yer olduğunu öne sürmemişti. Tam da başarısızlığının teyit edildiği noktada, “… daha önce A-Şem’in huzurunda durduğu yere geldi.” O günkü duasını tekrar aynı yerde yaptı. Zira eğer duasında başarılı olamadıysa, bunun duayı ettiği yerle veya diğer herhangi bir şeyle ilgisi yoktu. İşte, bu olayda Avraam’ın tevazuu, aynı yerde dua etmesiyle ifade bulduğundan, duaları için sabit yer belirleyen kişi de, “alçakgönüllü, hasid ve Avraam’ın gerçek bir öğrencisi” sözleriyle övülmektedir.

[Bir parantez açayım: Yazılarım çerçevesinde tevazu konusuna daha önce de özellikle Moşe Rabenu bağlamında değinmişim. Moşe Rabenu tevazuun zirvesini işaretlemekteydi. Bunu Tora’nın onun hakkındaki sözlerinden biliyoruz: “Ve bu kişi, Moşe, son derece alçakgönüllüydü – toprağın yüzeyindeki insan ırkının tümünden [daha alçakgönüllü]” (Bamidbar 12:3). Moşe bunu halkın bir isyanı sırasında kendisi ve Aaron hakkında “Biz neyiz ki?” (Şemot 16:6) [yani “biz hiçbir şey değiliz”] sözleriyle de ifade etmişti. Avraam, tevazu konusunda ikinci sıradadır. Bu onun yukarıda sözü edilen duasındaki “Ben toz ve külden ibaretim” (Bereşit 18:27) sözlerinde görülür. Üçüncü sıradaki mütevazı kişiyse Kral David’dir: “Oysa ben bir kurtçuğum – adam değilim!” (Teilim 22:7).

Hepsi alçakgönüllüdür, ama kendi aralarında fark da vardır. Moşe kendini “bir hiç” olarak adlandırmıştır. Avraam “toz ve kül” diyerek kendisini cansız bir varlığa benzetmiştir. David ise “kurtçuk” diyerek, kendisini önemsiz addedilen, ama canlı bir varlıkla bir tutmuştur.

Pirke Avot’taki tevazu konulu bir öğretide buna yönelik bir ima vardır: “Yavne’li Rabi Levitas şöyle der: Meod meod (מאֹד מאֹד) eve şefal ruah… Çok, ama çok mütevazı ruhlu ol…” (Pirke Avot 4:4). İlk bakışta “meod” sözcüğünü iki kez yazmaya gerek yoktur. Sadece “çok mütevazı ruhlu ol” demek yeterli olmalıydı. Ama işte, ikinci meod sözcüğü bu üç tevazu devine, aralarındaki sıralamaya göre gönderme yapmaktadır. Zira bu sözcük Mem, Alef ve Dalet harfleriyle yazılır ki bunlar, sırasıyla Moşe, Avraam ve David’in baş harfleridir.]

Avraam’ın öğrencileri olarak onun birçok yönünü kendimize örnek almamız gerekir. Tevazu burada kilit bir rol oynamaktadır ve bunun en temel işareti, her ne konuda olursa olsun, başarısızlıklarımızı başka hiçbir etkene değil, sadece kendimize bağlamaktır. Hayatta ilerlemenin en önemli anahtarlarından biri de budur.


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Adres                              : Mohrey Sigariyot 7 Bat Yam-ISRAEL
Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                          Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page