AH BU ŞARKILAR…
top of page

AH BU ŞARKILAR…




 

Merhaba sevgili okuyucularım. Bir on beş günü daha devirdik. Yine baş başayız.

Bu hafta sizinle dün akşam gittiğim bir konserden bahsetmek istiyorum. Malum biz eli kalem tutanlar, bir şeyler yazabilmek için sanat, sevgi, ve yeni etkinliklerden beslenirsek, yazısını yazacağımız konular için, bu izlediklerimiz bize esin kaynağı olurlar.

 

Dün akşam eşimle birlikte Rishon Letsiyon Eyhal Hatarbut Oditoryum’unda, Raanana Symphonietta orkestrasının eşliğinde Dudu Fisher’in konserini izledik. Dudu’nun konuğu olarak da sahneye gelen Yardena Arazi konsere üç sevilen şarkısıyla eşlik etti.

Dudu Fisher dinletisini, şarkı aralıklarında anlattığı yaşam anılarını mizahla harmanlayarak anlatıyor ve izleyiciyi konserin başından sonuna kadar cebine atıyor. Şarkıları zengin bir çeşitlilikte, sesi olağanüstü. Aslında esas mesleği kantorluk (hazan) olan Fisher, din dışı müziklerde de çok başarılı.

 

Yıllar önce İstanbul’da yaşarken onun bir konserini, Neve Şalom Sinagogu’nda NŞKM’nin faaliyeti olarak dinleme şansını bulmuştuk.

Dudu nasıl söylesem insanın içinde sevgi ve şefkat duygusu uyandırıyor. İsrael Ordusu ve rehineler için söylediği bir ilahiye şofar çalarak başladı. Yanındaki barkovizyonda, tefilin takmış talletlerini kuşanmış genç tsahal askerleri, tüfekleri ve tanklarıyla ilerleyen gencecik askerleri, dalgalanan İsrael bayrakları ve rehinelerin tümünün resimleri sürekli olarak geçiyordu. O’nun Tanrı’mıza yakaran o gür sesiyle, bu görselleri izlemek dinleyicilerin ruhunu göklere yükseltiyordu.

 

Konserin bir yerinde şimdi yedi buçuk yaşında olan oğlu Shmael Ficher’i sahneye çağırdı. ” Armut dibine düşer” sözü vardır ya, küçük oğlan melek sesiyle muhteşem şarkılar söyledi. Dudu konserine başlarken, şimdi 92 yaşında olan annesi için yidiş dilinde” Yidishe Mame” şarkısını söyledi. Oğlu da “İma Sheli” adlı şarkıyı seslendirdi. Dudu’nun sahnede vermek istediği mesaj, nesiller boyunca annelerin kutsallığını ve önemini anlatmaktı. Sözüm meclisten dışarı babaların kutsallığı da tabiidir ki tartışılmaz, nedir ki “Ana gibi yar olmaz”.

 

Böylesi ortamlarda, şimdilerde kendimi buruk hissediyorum. Vicdanım sızlıyor. Savaşta yaşamlarını yitiren genç askerlerin, sivillerin ve rehinelerin acısı içimi derin bir sis gibi kaplıyor. Ama yanı sıra sahnedeki sanatçılar tarafından savaş ve kayıplar bu dinletilerin ana temasını oluşturuyor. Böylece sadece ortak bir duygunun paydası oluyorsunuz. Bu benim için çok sağaltıcı bir şey. Ortak acıyı birlikte hissedip tasalanmak…

 

Önümüz Pesah, hayat ve gelenek ile iman eşgüdümlü olarak yanımızda bize eşlik ediyorlar. Tanrı inandırsın iki gündür evim buram buram haşlanmış pırasa kokuyor. Ah şu pırasa ile ıspanak, Sefarad Pesah mutfağının olmazsa olmazı. Yani ben devrim yaratmak istesem bile, çocuklar sofrada önce bunu arıyorlar. Bir de (hiç sevmem) kuzu tepsisi. Vallahi kuzular için çok üzülüyorum ama, ne yaparsın Pesah Sederi sofrasının baş tacı bir sunum.

 

Şaka bir yana, ben ulusumuzun dünyanın dört köşesine saçılmalarına ve İsrael’de de aynı şekilde geleneklere ve Tora’mıza sahip çıkmamızın efsununa hayranım. Nelerden geçtik, hala da geçiyoruz, din, iman, gelenek, mutfak, sofra, aile birliği, şarkılar, ilahiler, matzot ve şarap yerli yerinde. İşte bu bağlılık ve sadakat, Yahudi ulusunun diğer düşmanlar tarafından yutulmamasını, sevgili Tanrı’mızın her zaman kendi seçilmiş ulusunun payidar olmasını sağlıyor.

 

Size şimdiden Pesah Kaşer diliyorum. Başta ülkemizdekiler olmak üzere, tüm dünyaya yayılmış bir şekilde yaşayan dindaşlarımıza ve giderek tüm insanlığa huzur, sevgi ve barış diliyorum.

Sevgiyle kalın. Ekteki linkte Dudu Fisher’in şarkılarını dinleyebilirsiniz.













Etiketler:

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page