top of page

Adalet Ve Nezaketle Tanışmak




Tanah’ın tümü içindeki belki de en keskin sahne geçişinde, Tora bizleri Avraam’ın görkemli evinden, bir anda kötülüğüyle ünlü Sedom şehrine götürmektedir. Avraam’ın evi, bir nezaket ve iyilikseverlik evidir. Burada, evin sahibi, tanımadığı göçebe gezginleri rahat ettirmek için canla başla oraya buraya koşan, onları evine davet eden ve tüm bunları, sünnet oluşundan sadece üç gün sonra, yani ağrılarının had safhada olduğu bir günde yapan biridir! Bu evin dört duvarında kapılar açıktır; ne yönden gelirse gelsin, bir misafirin, evin çevresini dolaşmasına dahi gerek yoktur.



Sonra birden sahne Sedom’a döner. Burası, nezaket ve yardımseverliğin hiç duyulmadığı, hatta “kanunen” yasak olduğu bir yerdir. Fakir ve aç birine yemek vermenin cezası, insanın vücuduna bal sürülüp güneş altında sinek ve böceklere yem edilmektir. Midraş, Sedom’un misafirperverliğini akla zarar örneklerle tarif eder. Sedom’a gelip bir gecelik yatacak yer isteyen bir kişiye bir yatak verilir, eğer yatak misafire büyük geldiyse, kollar ve bacaklar işkence edercesine iki yana doğru “uzatılmaya çalışılır”, yatak küçükse, adamın “taşma yapan” organları kesilerek bu sorun çözümlenirdi.



Tora nezaket ve yardımseverlik dünyasından, kötülük dünyasına geçişi nasıl mı yapmaktadır? Peraşa, Avraam’ı ziyarete gelen üç melekten bahseder. Her birinin bir görevi vardır. Raşi bunu açıklar: “Biri Sara’nın bir oğul doğuracağını müjdeleyecektir; diğeri Sedom’u tersyüz edecektir; üçüncüsü de Avraam’ı iyileştirecektir”. Bu görevler için üç melek gereklidir; zira bir melek sadece bir görev yapabilir. Raşi açıklamasına devam eder: “Melek Refael, Avraam’ı iyileştirdikten sonra, Lot’u kurtarmaya gitmiştir; çünkü iyileştirmek ve hayat kurtarmak, tek görev kabul edilir”. Ve böylece spotlar birden, Elone Mamre’deki Avraam’dan, Sedom’daki Lot’a çevrilir. Yine birer yolcu görünümündeki melekler Lot tarafından konukseverlikle davet edilirler. Bunun karşılığında, şehri yok ederken Lot’u kurtarırlar.


Rabi Mordehay Kamenetsky basit bir soru sorar: Sedom’a gidecek olan meleğin Avraam’ın evine uğramasına ne gerek vardır? Meleklerden ikisi Avraam’ın evine gelebilir, biri Sara’ya müjde verip, diğeri Avraam’ı iyileştirebilirdi. Üçüncüsüne ise bu sahnede ihtiyaç yoktur. Sedom’a gidip, arkadaşını orada bekleyebilirdi. Avraam’a uğramasının nedeni nedir?


* * *


Geleneksel olarak, Talmud öğrenmeye başlayan çocuklar, Baba Metsia adlı bölümün, “Elu Metsiot” (“Hangi buluntular [onundur ve hangi buluntular için duyuru yapması gerekir]?”) paragrafıyla işe koyulurlar. Baba Metsia bölümü genel olarak mal kanunlarını ele alır ve başkalarının mallarına yönelik saygıyı vurgular. Elu Metsiot paragrafı ise, kayıp eşyaların sahiplerine ulaştırılması ve bu eşyaları bulan kişilerin sorumluluklarıyla ilgilidir. Bir dönem, bazı yerlerde çocukların öğrenime, dua kurallarını ele alan Berahot bölümüyle başlamasına dair fikirler çıktıysa da, önceki neslin büyük otoritelerinden Rabi Moşe Feinstein, geleneğin bozulmamasında ısrar etmiştir. Bu ısrarındaki niyeti de açıktır: Çocukların, diğer insanlara yönelik sorumluluklarının bilincine en baştan itibaren varmaya başlamaları gerekir. Bir kişinin, sadece “sinagogda Yahudi” olması yeterli değildir. Bir Yahudi aynı zamanda “dış dünyada Yahudi” olmayı da bilmelidir. Ve bu, her gün, her saniye birçok sınavla karşılaşmak anlamına gelir; dolayısıyla bu sınavlara hazır olunmalıdır.



Rabi Mordehay Kamenetsky yukarıdaki sorusunu cevaplamaya yardımcı olacak yaşanmış bir olayı aktarır:


Yeşiva’daki öğrenimini terk edip, gençliğin getirdiği maneviyat arayışı sonucunda kendisini Hindistan’daki bir yoginin yanında bulan bir gencin hikâyesidir bu. Bu yogi, maddiyatçılığın ne denli berbat bir şey olduğunu vurgulayıp duruyor, batılı lüks yaşamı yerden yere vuruyordu. Hayatta en önemli şeyin barış, sevgi ve uyum olduğunu üstüne basa basa söylüyor, bencillik ve hırsın iğrençliğini haykırıyordu. Genç Yahudi, üstadının batılı kültüre karşı bu denli tavizsiz bir tavır içinde olmasına âşık olmuştu. Yanından bir an bile ayrılmıyordu. Ta ki… Bombay’da onunla sokakta dolaşırken şu olayı yaşayana kadar:



Yolda bir cüzdan görmüşlerdi. İçinden nakit ve kredi kartları dışarı taşıyordu. Bir Amerikalı turiste ait olduğu her halinden belliydi. Yogi ani bir hareketle onu yerden kaptı ve entarisinin içine soktu. Takipçisi Yahudi genç şaşırmıştı: “Ama cüzdan birine ait ve sahibini bulmak hiç de zor değil!” diye itiraz etti. Fakat yogi bilge ve tok bir ses tonuyla “Bu, tanrıların bir hediyesi” diye cevap verdi. “Bizim önümüze çıkması, bize gönderildiğini gösterir” dedi. Genç itiraza devam ettiyse de, yoginin kulakları birden sağırlaşmıştı.



O an; küçüklüğünde Rabi’sinin öğretmiş olduğu sözler kulağına çalındı: “Sahiplerine geri ulaştırılması gereken eşyalar şunlardır: [1] Üzerinde tanımlayıcı bir işaret olan eşyalar…”



Terk ettiği geleneklerinin doğruluğu ve geçmişinin saflığı, içinde bir fırtına koparmıştı. Yogi ile cüzdanı orada bıraktı ve Yeşiva’ya geri döndü.


* * *


Farklı, hatta gerçekten yanlış olan kültürlere karşı vaazlar vermek çok kolaydır. Gevşek ahlakı ve etiğe aykırı davranışları yerden yere vurmak kadar basit bir şey yoktur. Bunları yaptığınız zaman da sizi bir idole çevirecek bir çevre edinmeniz de hiç zor değildir. Dolayısıyla tüm bu olumsuz, hatta katışıksız kötülük yansıtan davranışlarda şampiyon konumunda olan Sedom’u yok etmek de kolaydır. Fakat Tanrı, meleklerin sadece bunu yapmalarını istememiştir. Önce hepsinin – orada işi olmayanların bile – Avraam’ı ziyaret etmesini öngörmüştür. Onların, nezaket ve iyilikseverliğin “gerçekten” ne olduğuna tanık olmalarını istemiştir. “Gidin; yaşlı ve rahatsız bir adamın, tamamen yabancı olan insanları konuk etmek için nasıl koşuşturduğunu görün. Gidin; 90 yaşındaki bir kadının, onlara taze ekmek pişirmek üzere nasıl istekle hamur açtığını görün. Gidin; sizin yok etmenizi gerektirecek kadar berbat durumdaki Sedom’un bile kurtarılması için dua etmekten çekinmeyecek kadar “insana inanan” adamı görün. Ve sonra; ancak sonra, gidip onların gerçekten hak ettikleri cezayı uygulayın”. Çünkü iyinin ne olduğunu etüt etmediğiniz sürece, kötüdeki kusurları gerçekten görmeniz mümkün değildir. Ve bunu yapmadığınız sürece o kötüye karşı yargılayıcı ve cezalandırıcı role giremezsiniz.

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page