Diaspora Yahudileri Aliya’ya Ara Versinler
top of page

Diaspora Yahudileri Aliya’ya Ara Versinler


(Yazarın yazısını sesli dinlemek için tıklayınız)

Jonathan Barnett ve David Manasseh şimdiye kadar adlarını bilmediğim Kuzey Londra’lı iki Yahudi işadamı ‘’sporcu temsilcisi’’. 1994’de kurdukları Stellar Group geçen yıl dünyanın en önde gelen “spor acentesi” olarak onurlandırıldı.

İşleri, dallarında en yetenekli sporcularla sözleşme yaparak onlara yeni ufuklar açmak, kariyerlerinde yükselmelerini ve daha fazla gelir elde etmelerini sağlamak. Portföylerinde 2013’de Real Madrid’e 100 milyon Euro’ya satılan Galli futbolcu Gareth Bale var. Real Madrid, Gareth sayesinde 2013-14 sezonundan itibaren UEFA Şampiyonlar Ligini birkaç kez arka arkaya kazanarak dünyanın en değerli takımı ünvanına kavuştu.

Stellar bu başarıları sayesinde dünyanın en büyük “yetenek yönetimi” şirketlerinden Los Angeles bazlı International Creative Management’a (ICM) satıldı geçen hafta.

ICM ise, yetenek havuzunun yalnız spor aleminde kalmayacağı felsefesi ile geniş bir yelpazeye hitap ediyor. Basketbol, tenis ve golfun yanında Jerry Seinfeld, Bafta ve Golden Globe ödüllü Olivia Colman gibi (The Crown’da Kraliçe Elisabeth’i oynadı) sinema ve televizyon oyuncularını da yönetiyorlar. Ayrıca edebiyat, kültür ve müzik alanlarında da yüzlerce ‘’yetenek’’e yol gösteriyorlar. CEO’ları: Chris Silbermann.

Bu bir örnek: Hızla değişen dünyada eğilimleri (trendler) kavrama, pozisyon alma, riski yüklenme, yenilikler peşinde koşma alanlarında Yahudiler’in diğer etnik gruplardan aşağı kalan tarafları yok. Fazlası bile var!

Fakat başarı kazanmaları için büyük havuzlarda yüzmeleri gerek. Doğdukları, dilini, huyunu, suyunu iyi bildikleri yerlerde yükselme hırsı yalnız kendileri, aileleri ve vatandaşı oldukları ülkeye yarar getirmiyor, Yahudiliğin ve sonuçta İsrail’in olumluluk hanesine önemli katkılar sağlıyor.

Bugün dünya Yahudileri hemen hemen yarı yarıya İsrail ve Diaspora’da yaşıyorlar. İsrail dışında bir ülkede ortalama nüfusun 5/1000’ini aşmaları halinde iş dünyası, bilim, eğitimden öte siyasi olarak da küçük bir ağırlık oluşturduklarını gözlemliyoruz.

Nüfuslarına oranla ABD (18/1000), Kanada (11/1000), İngiltere (5/1000), Fransa (7/1000) ve Avustralya (5/1000) gibi Yahudilerin yoğun yer aldıkları ülkelerde genel yaşama ve siyasete katkıları, içinde bulundukları ulusun Yahudilere bakışlarını da olumluya dönüştürüyor.

Antisemitizim ve İsrail düşmanlığı ile mücadelede diğer vatandaşlar ile aynı dili konuşmaları, aktivizimleri, kamuoyunu etkileme yetenekleri sayesinde bulundukları ülkede kalmaları İsrail’e göç etmelerinden daha yararlı kanımca, dünya Yahudiliğinin bekası açısından.

Bu fikre 30-40 yıl önce kapılamazdım. 1990’larda İsrail’in Ortadoğu’daki konumu çok daha zayıf, ekonomisi daha çelimsiz, nüfus dengeleri açısından daha olumsuz bir gerçeğe sahipti.

Koşullar değişti: İsrail zenginleşti, Yahudi nüfusu arttı (Rus ve Etiyopya’lı göçmenlerin de desteğiyle), Arap nüfusun doğurganlık oranı düştü (Yoram Ettinger’e göre 2000’de toplam doğumların % 30’u iken, 2019’da % 23 oldu).

Tabii Diaspora Yahudilerinin doğurganlık oranları da düşük, asimilasyon riski yüksek, neredeyse antisemitizm olmazsa bazıları Yahudiliklerini dahi unutacaklar.

Önümüzdeki onyıllarda İsrail Devletinin misyonları arasında Aliya’yı ön planda tutmak kadar Diaspora topluluklarının hayatiyetlerini canlı tutmaları için destek olması da planlanmalı. Henüz Aliya yapmıyorsa, İsrail bağını güçlendirme ve Yahudiliğinin kalıcı olması için.

Bu önerimin tepkilere yol açmasını bekliyorum. Fakat dengeler tersyüz oldu: İsrail güçlenirken Diaspora Yahudiliği göreceli zayıfladı. İsrail’in yaşamsal riskleri artmadı, fakat dünya Yahudilerinin kimliklerini koruma imkanı hızla azaldı.

Barnett ve Manasseh gençken İsrail’e göç etmiş olsalardı, dünya yetenek yönetim havuzunda Yahudi yüzücüleri görmemiş olacaktık.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page