İsrael kazansın!...
top of page

İsrael kazansın!...


2019 Nisan ve Eylül seçimlerinin ardından 26 Kasım 2019 tarihli “Bibi ile devam mı, tamam mı?” başlıklı yazımda şöyle yazmıştım:

“Bu ülkede Devlet Başkanı Moshe Katsav yargılandı ve yıllarca hapis yattı, keza Başbakan Ehud Olmert de. Dinci Shas Partisi lideri Aryeh Deri, İçişleri Bakanlığı döneminde, zimmetine para geçirmekten suçlandı, üç yıl Maasiyahu Hapishanesi’nde cezasını çekti ve şu anda yine bakan. Yargının gücü bu ülkenin eksisi değil artısıdır.

Bibi’nin çok seveni var, kahroluyorlar, haklılar da… Ne var ki İsrael’de yaşadığım süre içinde bu devlet Menahem Begin, Ariel Sharon, Shimon Peres, Yitshak Rabin gibi sağda olsun, solda olsun ne liderler gördü, her biri tarihi bir şahsiyetti. Yeri doldurulmayacak kimse yoktur. Tüm başarının bir kişiden kaynaklandığını düşünmek bu milletin gücüne inanmamaktır.”

Bu yazıma web sitemizin yorumlar bölümünde, Prof. Daniel Yachya görüşlerini şöylece belirtmişti. Aynen aktarıyorum:

" ‘Yeri doldurulamayacak kimse yoktur’ cümlesine imzamı atarım. Konu bu memleketin Bibi'siz yapıp yapamayacağı değildir. Konu, politikacıların yüzde yüz dürüst olmaları beklentisidir. Yoktur öyle bir şey.

Bundan birkaç sene önce yine bir televizyon programında bir gazeteci gidip hastane odalarının kapı tokmaklarında mikrop var mı diye bir araştırma yapmış ve hastanelerin mikrop yuvası olduğunu söylemişti. Nasıl ki, dünyanın hiçbir yerinde mikropsuz hastane kapı tokmağı bulunmazsa aynı şekilde yüzde yüz dürüst politikacı da yoktur. 60 senelik tecrübeme dayanarak diyebilirim ki benim için ‘iyi hastane’, hastasının problemlerini en iyi şekilde çözümleyendir. Aynı mantıkla, benim için iyi politikacı da memleketi iyi idare edendir.

Ne Rabin'in içkiye merakı, ne Sharon'un Yunan adaları hikâyesi, ne de Peres'in yazmak istemediğim bazı davranışları onların İsrael tarihindeki önemlerine leke sürmez. Ben bu memlekette yüzde 600 enflasyon zamanlarını yaşadım. İsrael bu günkü refah seviyesine geldiyse, bunu modası geçmiş sosyalist zihniyeti bir yana bırakarak liberal ekonomiye geçerek başardı.”

Profesör Yachya görüşlerini şu şekilde sürdürüyor:

“Yarım asırdır bu ülkede yaşayan biri olarak, hem sol partilerin hem de sağ partilerin idare ettiği bir memlekette yaşadım. Bibi'nin yerine gelmek isteyen veya gelecek olanların -Hangi partiden olursa olsunlar- hem iktisadi, hem savunma, hem de iç ve dış politikalarda neler yapacaklarını duymak isterim. Kusura bakmayın ama beni ne Sara'nın lokantalarda ısmarladıkları, ne Bibi'nin puro merakı, ne de oğullarının Fransız kalemi ilgilendirir. Buranın vatandaşı olarak, güvenli ve dünyanın ileri gelen memleketlerinin seviyesinde yaşamak isterim. İster Bibi olsun, ister başkası… Ama o başkasının ne yapmak istediğini ve ne yapabileceğini bilmektir benim hakkım. Biraz da bunları duysak...”

İşte Kahol Lavan lideri Benny Gantz’dan seçim kampanyası süresince bu sorulara yanıt duyamamış olmamız nedeniyledir ki, deneyimli politikacı Binyamin Netanyahu kısa bir süre öncesine kadar iki milletvekili geriden gelen partisini son kamuoyu araştırmalarına göre iki öne geçirmeyi başardı. Beklenmeyen yükseliş başlamıştı…

Ve sonuçta; Likud büyük başarı göstererek, sayımı tamamlanan oyların yüzde doksanına göre, 36 sandalye ile 32 milletvekili çıkaran Kahol Lavan’ın önünde seçimi kazandı ve sağ blok tılsımlı 61 rakamına oldukça yanaşmakla birlikte 59’da kaldı. (Henüz askerlerin ve karantinaya alınan seçmenin oyları sayılmadı).

Seçim öncesi günlerde son derece düzeysiz geçen propaganda konuşmaları, gizlice çekilen ve açığa çıkarılan ses kayıtları, alaycı, kimi zaman da belden aşağı suçlamalar, benzetmeler, aşağılamalar sağduyu sahibi kimi seçmeni üzdü.

Umalım ki tüm çirkinler geride kalır, dünyadaki tek demokratik Yahudi devleti daha da güçlü olarak ahenk ve birlik içinde yoluna devam eder.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page