Birazdan doğum günü bitmek üzere… Ne garip bir gün… Kutlama yapılacak çok şey var oysa. Canından bir parçayı dünyaya getirdi, büyüttü ama en önemlisi iyi bir adam olması için elinden gelen herşeyi yaptı. İyi bir insan olmasının bedelini böyle ödeyeceğini bilemezdi…
Moti Ben Şabat’ın annesinin kendi doğum gününde toprağa verdiği oğlu için hissettiklerini dile getiren sözler…
İsrael’de geçen hafta oldukça yoğun bir şekilde yağan yağmurlar ve sonrasında gelen sel felaketinde kaybettiğimiz canlardan sadece biri. Nahariya şehrindeki evinde otururken dışarıdaki bağışları duyan Moti, arabada zor durumda olan insanları fark ediyor. Yardım etmek için hiç tereddüt etmeden dışarı atıyor kendini. Akıntının etkisiyle dengesini kaybederek sulara kapılıyor ve sürükleniyor. Hiç tanımadığı insanların hayatını kurtaran bir kahraman olurken, kendi hayatından oluyor.
Annesi doğum gününde oğlunu toprağa verirken, sevenleri bu yardımsever güzel ruhu son yolculuğuna uğurluyor.
Aynı günlerde bir başka cenazede, Iran’da binlerce insan uğurluyor Kasım Suleymani’yi…
Yüzlerce insanın canını alan, terör faaliyetlerini organize eden bir kötülükten kurtuluyor insanlık.
Bir eksik ya da bir fazla.. Yahudi düşüncesinde her ruh özel, her bir insan farklı bir misyonla dünyayı inmiştir. Ölümün ne zaman geleceğini bilmemekle beraber nasıl olacağını da seçme şansı elimizde değil. Oysa yaşam… Ne için yaşadığımız? Nasıl bir yaşam sürerek etrafımıza neleri kattığımız bize ve seçimlerimize bağlı.
“Bir insanı kurtaran dünyayı kurtarır “ sözüyle manevi değerlerimizi gösteren Moti bir tarafta, öldürmenin sıradanlaştığı Kasım bir tarafta…
xxx
Yaşlı bir marangoz, eşi ve ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek için işveren müteahhidine emekliliğini istediğini iletti. Müteahhit iyi marangozunun emekliye ayrılmasına üzüldü. Kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz istemeyerek kabul etti ve işe girişti, ne var ki gönlü bir an önce emekli olma niyetindeydi. Bir an önce bitirmek için baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne talihsizlikti!.. İşini bitirdiğinde, müteahhit, evi incelemek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı.
– Bu ev senin, şimdiye kadar verdiğin emeklerden dolayı benden sana hediye. Marangoz şaştı kaldı. Keşke yaptığı evin kendi evi olacağını bilseydi! O zaman böyle baştan savma yapar mıydı!..
Marangoz biz, yaptığımız evlerde hayatımız. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikeriz. Farkında olmadan hayatınızı kendimiz şekillendiririz. Bugün yaptığınız davranış ve seçimler, yarın yaşayacağımız evi kurar.
Aldığımız kararların, attığımız adımların, bizleri Tanrı’nın merhamet, yardımseverlik gibi yönlerini bu dünyaya getiren iyi elçiler, başarılı Marangozlar olmamıza yardımcı olması dileğiyle…
Leiluy nişmat Moti Ben Şabat.. Yiye zihro Baruh…