top of page

BİR AKŞAM YEMEĞİ, DOĞUM GÜNÜM VE HANUKA


Merhaba sevgili okuyucularım. Geçtiğimiz on beş günün sizin için sevgi ve huzurla geçtiğini umuyorum. Benimkiler de fena değildi. En azından kötü değildi! Malum her şeyin iyi tarafını görmek gerek. Biz geçtiğimiz cumartesi gecesi, İYT yazarları olarak, başkanımız ve eşi tarafından güzel bir akşam yemeği ile ağırlandık. Bu tür güzel jestler, biz ömür boyu gönüllü çalışan yazarlar için, çok gönül okşayıcı oluyor. Şehirde olanlar davete neşeyle katıldılar. Zarif karşılama, sıcak ortam, leziz yiyecekler ve içecekler ile her şey mükemmeldi. Diğer mükemmel olan şey ise, yaş olarak renkli bir yelpazeye sahip olan yazarlar grubunun, yaş ayrıntısını geride bırakarak harmanlanması ve neşeli bir sohbet ortamını paylaşmasıydı.

Olumlu edimlerin yanında, gelecekle ilgili istek ve planların da anlatılıp, paylaşıldığı gecede, herkes, bu güzel gecenin tadını damağında hissederek evlerimize dönerken, ortak dilek bu mutlu gecelerin yine yapılması idi. Gerçekten, her şey için teşekkürler.

Önümüzdeki günler, benim çocuk tarafımın ayyuka çıktığı güne gebe. Evet, babaanne Sara, 64 yaşında. Vallahi yaşımın bilincindeyim ama, içimdeki Sarika bana hala göz kırpıyor. Kendim için istiyorsam namerdim, herkesin o gün benimle mutlu olmasını istiyorum. Ailem, toruncuklarım, ablacığım, bazı olmazsa olmazlarım, benimle gülsünler istiyorum. Ben armağan değil, aşk, sevgi, gülücük, kahkaha ve vefa istiyorum. Yani masrafsız ama, dolu dolu armağan sepetleri.

Bu yaşımda benim için arzular, ihtiraslar artık pek yok gibi. Benim arzularım hep sevgi üstüne. Herkes sevinsin, herkes sağlıklı olsun. Sevdiklerim hep yanımda olsun. Beni sevmeyenler uzakta olsunlar ama, yine de çok iyi olsunlar. Beni sevmeleri şart değil, mutlaka ki onların da çok sevip mutlu ettikleri nice insan vardır. Diyojen’in İskender’e söylediği gibi; ”Gölge etme başka ihsan istemem”. Biliyor musunuz insan yaş aldıkça eğer egolarından ve öfkelerinden arınabilirse, bence yaşayacağı bakiyeyi daha huzurlu yaşar. Ben elimden geldiğince böyle yapmaya çalışıyorum.

Aralık ayı dendi mi, bana doğum günümün yanı sıra, Hanuka bayramı da kendini hissettirir. İstanbul’da yaşarken, içinde 44 adet renk renk Hanuka mumu olan karton kutuyu satın aldık mı, artık 25 Kislev akşamının gelmesini beklerdik. Ama İsrael’de her şey farklı. Burada yaşarken, her bayramın öncesinde o bayramı, ta içinizde ayrımsayabiliyorsunuz. Hanukiyaların güzelliği, renkleri ve şekilleri gözlere şenlik oluyor. “ İsrael/Yahudi Sanatı” yaratıcılığı dini objelerde zirve yapıyor. Benim evde, şu an en az beş farklı Hanukiya var. Kasım ayının son haftasından itibaren, pastacı ve fırınlarda, hatta marketlerde bile ağız sulandırıcı,”SUFGANİYA”lar, ortaya çıktı. Çocuklar için rengarenk Hanukiyalar, mumlar ve Sevivon’lar satılıyor. Marketlere çocuklar için özel Hanuka bayramı kutuları satılıyor. İçleri, çikolata, bonbon, oyuncaklarla dolu… Hanuka İsrael’de, adeta Noel’in Avrupa’daki kutlamalarını anımsatıyor. Aileler Cuma akşamları konuk oldukları evlere kutular dolusu, rengarenk süslenmiş sufganiyalar götürüyorlar.

Sanırım sizler de bu coşkunun içine sürüklenmeye başladınız bile… Sevgili okurlarım sizlere, güzellik, mutluluk ve sağlık dolu ışıl ışıl günler diliyorum. Hep sevgiyle kalın.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page