top of page

Bikurim töreni ve içeriği


Bu şabat okuyacağımız Ki Tavo (כי תבוא) peraşasında Moşe hasat ile ilgili bazı emirleri belirtikten sonra Tanrı’nın emirlerini yerine getirmenin veya yerine getirmemenin sonuçlarını yeniden açıklar.

Peraşamızda söylenen iyi duaların (ברכות) ve de onların tam tersi olan kelimeleri bir yana bırakıp, yeni dönem meyveleri ile ilgili emre bir göz atalım.

İsrael oğulları Tanrı’nın verdiği toprakları kuşatıp orada yerleştiklen sonra, her sene, yetişen ilk meyveleri bir sepete koyup “Tanrı’nın seçeceği yere” getirmekle yükümlü idiler. Açıkça söylenmese bile bu seçilen yer Bet Amikdaş’tır. Behor (בכור) kelimesinden türenen ve Bikurim (ביכורים) olarak bilinen bu ilk meyvelerin getirilişi belirli bir tören düzeni içinde yapılmalı idi.

Bet-Amikdaş’a gelen çiftçi meyve sepetini dönemin vazifeli Kohenine devrederdi. Kohen de bu sepeti Tanrı’ya adak edilen yerin yanına yerleştirirdi. Ardından, çiftçi şu sözleri söylemeliydi:

Tanrı’nın huzurunda cevap verip söyliyeceksin; “babam Aram’lı bir gezgindi. Mısır’a indi ve orada çok az kişi ile yerleşti. Ve orada çok büyük ve muhteşem bir millet oldu. Mısırlılar onlara kötülük edip eziyet ettiler. Bizlere zor iş verdiler. Atalarımızın Tanrısı Ad.’a bağırdık. Sesimizi işitti, zavalılığımızı, zor işlerimizi ve baskımızı gördü. Ad. bizi, güçlü bir elle, gergin bir kolla, büyük bir korku ile işaretler ve mucizelerle, Mısır’dan çıkardı. Bizleri bu yere getirdi. Bize süt ve balın aktığı bu toprakları verdi. Ve şimdi ey Ad. işte bana verdiğin ilk meyveleri getirdim.” Ve onu Tanrı’nın önüne yerleştirirsin ve Tanrı’nın önünde secde edersin. (Devarim 26, 5-9)

Yukarıdaki sözlerin büyük bir kısmını bizler her sene Pesah agadasında söyleriz. Bu, İsrael oğullarının bir millet olup vaadedilen topraklara yerleşmemizin kısa bir tarihçesidir.

“Aram’lı gezgin baba” Yaakov’dur. Evini terkedip, Aram bölgesinde yaşıyan dayısının yanına gidip çobanlık yapmıştı. Yukarıdaki pasuklarda belirtilmiyen, bir açlık sonucu olarak ve de Yosef’in daveti ile küçük bir aile olarak Mısır’a gitmişti. Yakov’un sülalesi orada büyük bir millete dönüştü.

Bu noktadan sonra, Bikurim’i getiren çiftçi sözlerine birinci çoğul şahıs olarak devem eder. Mısır’da “biz” eziyet çektik. Tanrı “bizlerin” yalvarışlarını işitti. “Bizleri” Mısır’dan çıkardı. “Bizleri” vaad ettiği topraklara getirdi.

Çiftçi, elde ettiği ilk meyveler dolayısı ile sevinip, şükrederken, milletinin tarihi ile özdeşleşip, Tanrının milletine yaptığı iylikleri, bizzat kendi yaşamış gibi ve kendi ağzı ile dile getiriyor. Bu töreni her sene yapmakla yükümlü bir kişinin milletinden kopma ihtimali de azaltılmış oluyor.

Her sene tekrarlanan bu törenin eğitsel açısı bu kadarla kalmıyor.

Tanrı’nın sana ve evine verdiği bütün iyi şeyler için, sen ve seninle yaşıyan levi ve yabancı ile sevineceksin. (Devarim 26, 11)

Leviler toprak sahibi olmadıklarından, yabancılar da aynen leviler gibi yardım edilmesi gereken kişiler olarak sayılırlar. Bir taraftan yeni meyvelerden dolayı sevinirken, hem milletinin tarihini hem Tanrı’nın milletine yaptığı iyilikleri hatırla ve hem de yardıma ihtiyacı olanlarla bu sevincini paylaş.

Bikurim töreni çerçevesi içinde bir taşla dört kuş.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page