Omer sayım hikayemiz
top of page

Omer sayım hikayemiz


Pesah’tan Şavuot bayramına kadar olan günleri sayarken “Omer deriz. “Omer” sayma emri, Tora’nın en ilginç emirlerinden biridir. “Mispar” İbranice sayı kelimesinin kökü “Sipur” = Hikâye ile bağlantılıdır. Bu ikisi arasında nasıl bir bağlantı vardır?

Hikâye anlatımına Pesah’ın ilk gecesi okuduğumuz Agada ile başlarız. Bu nedenle Omer sayımına da ancak Pesah’ın ikinci gecesi başlayabiliriz. Bu hikâyenin devamında Pesah’ta fiziksel hürriyetine kavuşan halkın Şavuot’ta manevi özgürlüğüne kavuşan halka dönüşmesini anlatırız.

Mısır’ı terk ettiğimiz zaman özgürdük, ancak henüz kendi hikâyemizi bilmiyorduk. Tora’yı aldığımızda ruhumuzu ifade edebilmeye yönlenebildik. Ve hikâyemiz gelişmeye başladı. İsrael topraklarına girene kadar geçen 40 senelik sürede her sene bu hikâye anlatıldı. Daha sonra yine İsrael topraklarında her nesil kendisini Mısırdan çıkmış gibi hissetti, Omer sayarak Şavuot bayramında Tora'yı almaya hazırlandı. Sürgünler yaşandı farklı coğrafyalarda yaşanmaya başlandı ve zaman içinde yazılı hale gelen Agada metniyle hikâyemizi anlatmaya ve  her nesilde Mısır’dan çıkış sayesinde “sayılmaya “ başladığımızı unutmadık. On emir “seni Mısırdan çıkaran” Tanrı benim diye başlar. Cuma akşamı okuduğumuz Kiduş duasında “Zeher Leyetsiyat Mitsrayim”- (Mısırdan çıkış hatırasına) diye söyleriz. 

Mistik yazılar, Tanrı’yla bağlarımızın hikâyemizi anlatmamız ile ilişkili olduğunu öğretir. Bu bağlar “Sefirot” olarak adlandırılır ve kabala öğretisi bu farklı sefiralar sayesinde Tanrı'ya farklı açılardan yaklaşabileceğimizi bize öğretir. Sefira da sayı ve hikâye ile aynı köke sahip olan kelimedir. İbranice ortak harfler ספר den oluşur. Omer sayımı boyunca bu Sefira özelliklerini öğrenerek kendimizi geliştirmeye çalışırız. Hesed- iyilikseverlik, Gvura- disiplin, Tiferet- güzellik, Netsah- sonsuzluk, Hod - minnettarlık, Yesod- temel, Malhut - Krallık. Yedi haftalık sayıma tekabül eden yedi Sefira ile kendimizi geliştirirken, değerlerimizi fark eder başkalarının da hikâyelerini daha iyi bir şekilde yazabilmeleri için aracı oluruz. Başkalarının başarısı neden önemli bir hikâye ile anlamaya çalışalım…

Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış. Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış. Bunu öğrenen bir gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş. Gazeteci çiftçiye sormuş:

“Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?” Çiftçi cevap vermiş: “Yoksa bilmiyor musun? Rüzgar, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarlara dağıtır. Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer. Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim”.

Yaşamlarımız da böyledir. Hayatlarını anlamlı ve iyi bir şekilde yaşamak isteyenler başkalarının hayatlarını da zenginleştirmelidir. Bir yaşamın değeri dokunduğu hayatlarla ölçülür. Ve mutluluğu seçenler, başkalarının mutluluğa ulaşmasına yardım etmelidir. Birimizin refaha ulaşması, herkesin refaha ulaşmasına bağlıdır. Buna kollektivitenin gücü diyebilirsiniz, Buna başarının ilkesi diyebilirsiniz, Buna hayat kanunu diyebilirsiniz.. 

Gerçek şu ki hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça… Omer bizim hikayemiz, bireyler olarak girdiğimiz Mısırdan toplum olarak çıkış hikayemiz. Tora'yı alma yolunda hikayemizi yeniden yazdığımız sürecimiz. Pesah ı geride bırakırken “Tizku leşanim rabot “ Sağlıkla, bereketle, huzurla Nice bayramları sevdiklerimizle beraber kutlayabilmek dileğiyle. 

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page