Seçimleri bıraktık Eurovision’a kitlendik…
top of page

Seçimleri bıraktık Eurovision’a kitlendik…


Netta Barzilai’ın “Toy” adlı şarkısı ile Portekiz’in başkenti Lizbon’da 2018 Eurovision Yarışması’nı kazanmasından hemen sonra tartışmalar başladı. En sevimli tepki :) Türkiye’de dönemin başbakanı Binali Yıldırım’dan geldi; “İsrail’in şarkıcısı iyi şarkıcı değil. İsrail sadece öldürmeyi bilir, şarkı söylemeyi bilmez”. Oysa İsrael tarihinde ilk kez değil dördüncü kez yarışmayı kazanıyordu.

Sonrasında 2019 yılında yarışmanın İsrael’in hangi kentinde yapılması gerekeceğine ilişkin polemikler başladı. Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev, Yeruşalayim’de gerçekleşmeyecekse yarışmanın iptal edilmesini hükümete önereceğini açıkladı. Bakanın görüşüne göre; Yaruşalayim’in İsrael’in başkenti olduğu dünyaya gösterilemeyecek ise 14 milyon dolarlık bir harcamanın da yapılmasına gerek yoktu...

Diğer yandan Avrupa Yayın Birliği (EBU) üyesi devletlerden İzlanda, İsveç ve İngiltere yarışmanın Yeruşalayim’de yapılmasına karşı çıktı. Bu ülkelerde bazı siyasi partiler sözüm ona “insan hakları ihlali” (???) nedeni ile yarışmanın boykot edilmesini istediler. İzlanda’da yarışmanın başka bir ülkeye alınması için 25 bin imza toplandı.

Gerçekte pek çok Avrupa devletinin eski dünya değerleri ile gelişmekte olan yeni dünya konjonktürünü değerlendirmesi söz konusu değil. İnsan hakları ihlalinden söz eden Avrupa, İsrael’i haritadan silmeyi varlık nedeni haline getirmiş, çocuk ölümlerinin de müsebbibi olan Hamas terörünü salt jeopolitik sebeplerle görmezden gelebilmektedir.

2002 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Silvan Shalom Eurovision yarışmasına siyasetin alet edilmeyeceğine ilişkin EBU ile bir protokol imzalamıştı.  14 Haziran 2018 tarihinde kaleme aldığım “Eurovision ve ebedi başkent Yeruşalayim…” başlıklı yazımda Bakan Miri Regev’in başını çektiği eğilime karşı çıkarak şöyle demiştim:

“ İsrael’de bazı çevrelerce ileri sürülen konuya ilişkin haklı siyasi yaklaşımların Eurovision yarışmasının yerinin belirlenmesi konusunda etkili olmaması, bir yarışmanın milli bir onur mertebesine yükseltilmemesi gerekir. Yeruşalayim’in diğer ülkeler tarafından İsrael’in başkenti olarak tanınmasının sağlanması Eurovision’un bu şehirde yapılıp yapılmamasına bağlı olmamalıdır.”

Nitekim aklıselim üstün geldi yarışmanın yapılması için aday gösterilen üç şehir arasından Tel Aviv seçildi. Sözüm ona İsraellilerin Filistinlilere yaptığı zulmü kınayan BDS hareketinin boykot çağrıları hiçbir sonuç vermedi. Son olarak 50’den fazla sanatçının yarışmanın İsrael’den alınması yönünde yaptıkları çağrıyı da BBC şu ifadelerle reddetti;

“Bu yarışma her zaman dostluk, bir arada yaşam, tolerans ve farklılıklara saygıyı ön plana çıkarmış ve desteklemiştir. BBC’nin varlığını politik amaçlarla kullanmayı uygun bulmuyoruz”.

Tel Aviv, 14-18 Mayıs tarihlerinde 64.’sü düzenlenecek Eurovision Şarkı Yarışması için hazırlıklarını tamamladı, aylar öncesinden kentteki bütün otel rezervasyonları kapandı. Madonna’nın iki şarkı söyleyecek olması yarışmayı daha da görkemli bir duruma getirdi. Madonna’nın söyleyeceği her bir şarkının maliyeti 650 bin dolar. Karşılığını ise Kanadalı iş adamı Sylvan Adams karşılıyor. Söz konusu tarihlerde yüz milyonlarca seyirci televizyon ekranlarına kitlenecekler.

İsrael’i hangi şarkıcının temsil edeceği şu an itibarı ile henüz bilinmiyor. Birkaç aydır Kanal 12’de yapılan ve çok sayıda sanatçının katıldığı seçmelerde sona yaklaşıldı. Finalde yarışacak şarkıcılardan Maya Bouskilla deneyimli, ünlü bir şarkıcı. Kitriya, Aretha Franklin’i anımsatırken, sempatik siyahi şarkıcı İsrael’liğin çok renkliliğini sergiliyor.

Hiç şüphe yok ki gerek jürinin, gerekse izleyicinin gönlünde yatan Şalva Topluluğu’nun İsraeli temsil etmesi. Şalva topluluğu özürlü gençlerden oluşuyor, solistlerin ikisi görme, diğer elemanlar ise farklı şekillerde bedensel ve zihinsel engelli gençler…

İsrael geçtiğimiz yıl Netta Barzilai ile yarışmaya farklı bir sesin yanında, farklı bir müzik tarzı kazandırmış, alışılmışın dışında fazla kilolu bir hanım şarkıcının gönülleri fethedebileceğini ortaya koymuştu.

Şalva topluluğu da bir farkındalık yaratmakta, engellilerin her türlü engeli aşabileceği mesajını iletmektedir.

Ne var ki topluluğun bir bölümü dindar olduğundan ve Şabat’a baktığından grup yarışmadan çekilme kararı aldı. Çünkü yarışma Şabat çıkışında gerçekleşmesine rağmen EBU kurallarına göre tüm katılımcıların Şabat’ta yapılacak iki provaya katılmaları gerekiyordu. Spor ve Kültür Bakanı Miri Regev’in EBU’ya bu durumun Yahudilerin eşit haklara sahip olma hakkını ihlal yönündeki itirazı da bir sonuç vermedi.

İsrael halkı için “People of the Book” terimi kullanılmaktadır. İsrael halkı sadece çok okuyan, kültür seviyesi çok yüksek, teknolojinin her alanında çok ileri bir halk olmanın yanı sıra sanata, sanatçıya çok önem verir. Müzik alanında da sadece klasik müzik tarzında değil, popüler müzikte de son derece yetenekli seslere sahiptir. Nitekim şimdilerde Eurovision ses yarışmasında finale kalan dört yarışmacının her biri ülkesini en iyi şekilde temsil edebilecek yetenektedir.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page