Kipur günü :Merhametin merhemi....
top of page

Kipur günü :Merhametin merhemi....


Elul ayının ilk gününden itibaren dualarımızda en çok tekrarladigimiz cümle “Her şeye gücü yeten, merhametli ve nazik, kolay öfkelenmeyen, nesiller boyunca iyilik ve hakikatte cömert davranmış, iyiliğin bekçisi, arındırıcı, günahlara ve ihlallere tahammül eden Aşem, Aşem…” (Şemot 34:6-7) Bu cümledeki her bir söz tek başına onarıcı bir enerji ile yüklenmiştir. Merhametin On Üç Özelliği olarak ifade edilen bu cümle aynı zamanda kabalaya göre kırık olan her şeyi tamir etme gücüne de sahiptir. Talmud’a göre (Roş Aşana 17b) Tanrı Moşe’ye şöyle dedi: “İsrail ne zaman günah işlerse, halk bunu söylesin ve ben onları affedeceğim.” Tanrı’nın İsminin Aşem, Aşem diye tekrarlanması, günah işlemeden önce de, günah işleyip tövbe ettikten sonra da, Tanrı’nın bize vermek istediği “Ben aynı Tanrı’yım” mesajını içinde barındırıyor. Bu sayede , tövbe ederek merhamet beklemenin her zaman mümkün olduğunu ve Tanrı’nın her zaman bizim O’na dönmemizi beklediği anlamını da çıkarabiliriz.

Tanrı’nın yada hatalı hareketlerimizle zarar verdiğimiz kişilerin merhametini isterken üç farklı cümleyi kullanırız:

Selah lanu, seliha kelimesiyle aynı kökenden olup “özür” anlamına gelmektedir . Özür dilerken , sözlerimiz yada hareketlerimizle zarar verdiğimiz kişiye “yaptıklarım için üzgünüm, pişmanım ve bir daha asla yapmayacağım” derken zarar verdiğimiz kişinin samimi olduğumuza inanmasıni ve olumlu cevap vermesini bekleriz. Göreceli olarak küçük yada kısa zamanda unutulabilecek hatalar için merhameti daha kolay elde edebiliriz. Mehal lanu, mehila kelimesiyle aynı kökenden olup “silmek, temizlemek” anlamına gelir. Burada zarar verdiğimiz kişinin, bu günahı sanki hiç işlenmemiş gibi silmesini ve ilişkiyi hata öncesinde olduğu gibi sıcak ve samimi bir şekilde devam ettirmesini isteriz. Karşı tarafın gözünden bakıldığında bir insanın kırıldığı, zarar gördüğü bir davranış sonrasında her zaman olumlu tepki vermesi zordur. Unutmamamız gereken şey her birimizin içinde bu seviyede bir merhamet duygusu, karşısındakini bu derece bağışlayacak güç, Tanrı tarafından verilmiştir.

Tanrı'ya benzemeye çalıştığımız ve üzerinde çalışmamız gereken noktalardan biri de kin tutmadan, intikam duyguları taşımadan da affedebilmektir. Kaper lanu, İbranice kapara sözcüğünden gelir ve anlamı “bağışlanmaktır”. Kalbini kırdığımız kişinin bizi bağışlamasını istediğimiz zaman, aslında “Sana ve ilişkimize yaptıklarımdan ötürü, vicdanım beni rahat bırakmayacak. Lütfen beni affet, hissettiğim suçluluğu ve acıyı yok et,” diyoruz. Bu isteğe olumlu cevap vermek, insanın kapasitesinin çok ötesindedir. Ancak Tanrı, yüreklerimize dokunup “teselli ol,” diyebilir.

Bu nedenle Bağışlanma Günü olan Yom Kipur’dan önce zarar verdiğimiz kişilerin merhametini istemek için tek tek özür dilemeli ve hatalarımızın silinmesini bu kişilerden beklemeliyiz. Hata yapmış olmaktan ötürü duyduğumuz pişmanlığı ve vicdanen çektiğimiz acıların tedavisinin ise sadece Tanrı tarafından olabileceğini göz önünde bulundurarak merhamet özelliğini bize göstermesi için dua etmeli ve bunu kendi kelimelerimizle dile getirmeliyiz.

Merhamet, bize yada yakınımıza yapılan hataları inkar etmek, görmemezlikten gelmek değildir. Doğanın adeletiyle ilahi adaletin çelişkili olduğunu düşünmek de değildir. Merhamet göstermek durumunda kaldığımız her durumda bunun Tanrı’nın isteği ile olduğunu anlamaya çalışmak ve içimizdeki Tanrı’nın parçasıyla farkındalık kurup affedilmeyi denemektir. Affetmek karşımızdakinin hak etmesinden çok bizim iyiliğimiz içindir. Bizler gösterdiğimiz merhamet seviyesine göre Tanrı’nın da merhametini hak ederiz. Bu Kipur gününe af dileğimiz kadar geçmişten taşıdığımız kırgınlıkları da affederek girmeye çalışalım. Başkalarını, Tanrı'yı ya da kendimizi de…

Gmar Hatima tova dileklerimle

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page