Üç ateş – ve bir müjde…
top of page

Üç ateş – ve bir müjde…





Çoğumuz farkında değildir belki – ancak 10 Mayıs 2023 gününde, tam 90 yıl önce meydana gelmiş ve Nazi döneminin, kendi gözlemlerime göre üç belirleyici ateşin ikincisinin yer aldığı, tarihe geçmiş kapkara bir olayı anıyoruz…



“10 Mayıs 1933 akşamı, Berlin Opera Alanı: Tam orta yerde dev bir ateş, alevler gecenin karanlığına yükseliyor. Çevresinde toplanmış insanlar keyifli... Aralarında öğrencileriyle gelmiş sayısız üniversite profesörü de var. Kucaklar dolusu, çantalar içinde, sırt torbalarında, bisiklet sepetlerinde, hatta el arabalarına doldurulmuş yığınla kitap taşıyorlar ateşin yakıldığı alana. Az öteye tezgâh kurmuş seyyar satıcılar kızartılmış sosisler, bira, şekerleme, çikolata satıyor. Ellerinde büyük meşaleler üniformalı kızlar insanların arasında dolaşıp duruyor. Az sonra kamyonlar ateşin yanına yaklaşıyor. Kapaklar açılıyor. Kahverengi gömlekli üniversite gençleri kamyonlardan aldıkları binlerce kitabı ateşe fırlatıyor. Kara suratlı üniformalılar, tasmalarından zor tuttukları kurt köpekleri yanlarında, olup biteni dikkatle izliyor.”



Bu satırları, yazar/çevirmen/fotoğraf sanatçısı, değerli dostum Ahmed Arpad’ın izniyle, Almanya’da yayımlanan Toplum dergisinin geçtiğimiz Pazar günkü yazısından alıntılıyorum.



Arpad, şöyle sürdürüyor yazısını: “O gece Alman dilini, kültür ve edebiyatını yüzyıllar boyu onurlandırmış edebiyatçıların, düşünür ve sanatçıların yapıtları büyük ateşte yanıyor, kül oluyor! Kitap yakma eylemleri 10 Mayıs'tan sonraki aylarda da sürdü. Hitler Gençliği ve eğitim müdürlükleri Almanya'nın tam doksan kentinde yüz iki yakma eylemi düzenledi. Almanya'nın yirmi bir üniversite kentinde üç yüzün üzerinde edebiyatçının, filozofun, bilim adamının ve politik yazarın yapıtları ateşlerde kül oldu. (…) Kitaplar yanarken sadece Nazi subayları nutuklar atmıyordu. Profesörler de heyecanla: ‘Giderek artan Marksist girişimler, yıkım getiren Yahudi ruhu Almanya'yı tehdit ediyor’, diye binlerce insana sesleniyordu.”



Bu entelektüalizmin kıyımı, Alman yazarlarından H.Heine, S.Zweig, B.Brecht gibi isimlerle Yahudi düşünür veya bilim adamlarından örneğin K.Marx ve S.Freud’u, keza dünya edebiyatından E.Hemingway, J.London, M.Gorki’yi kapsıyordu. Her biri hümanist, yenilikçi ve ileri görüşlü aydınlardı – o denli ki, Yahudi asıllı büyük Alman ozanı Heinrich Heine’nin 1824 yılında kaleme aldığı "Bugün kitapların yakıldığı yerde, yarın insanlar da yakılır" cümlesi tarihe geçmiştir…



Keza, Hitler’in şansölye (başbakan) olarak atanmasından bir ay sonra ve kitapların yakıldığı tarihten iki buçuk ay önce, Nazi döneminin ilk büyük ateşi, Alman parlamentosunun toplandığı Reichstag binasında 27 Şubat 1933 akşamı çıkmış olan yangındır. NSDAP’nin en büyük rakibi olan Almanya Komünist Partisi üyelerinin bu yangını çıkaranlar olarak gösterilerek yargılanmış olmalarına karşın, asıl kundakçıların Hitler yandaşlarının olduğu daha sonra açığa çıkacaktı!



Ya üçüncü ateş? Onun yakılması için tam 12 yıl geçmeliydi… Bu arada Almanya’nın neredeyse her büyük kentinde, düşman uçaklarının attığı bombaların neden olduğu sayısız yangın çıkacak, ölüm kamplarında katledilen milyonlaraca Yahudinin son bulduğu krematoryumlarda nice ateşler yanacaktı… Ancak tüm bunları bitiren ateş, sevgilisi Eva Braun ile birlikte intihar eden Hitler’in cesedinin yardakçıları tarafından alevlere verilmesiyle oluştu…



Aydınlatıcı ve düşündürücü yazısını şöyle noktalıyor Arpad dostum: “Kitap, diktatörlerin, baskı yönetimlerinin korkulu düşüdür, örümcekli kafalar için karabasanların en korkuncudur. Çünkü kitap, bütün işkencelerden, zindanlardan, her türlü silahtan daha güçlüdür. İnsanlık tarihinde kitaptan nefret eden, kitabı yasaklayan, yakan çarpık politika önderleri hep görülmüştür. (…) Düşünce özgürlüğüne baskı, uygulandığı ülkenin sınırlarını kolayca aşar, başka toplumlara da sıçrar. Bireye baskı yapan, onu düşüncesinden dolayı zindana atan çıkar çevreleri her zaman ve her ülkede vardır.”


(Yahudi soykırımına da geniş yer veren bu yazının tamamını okumak isteyenler için: https://www.facebook.com/296410634047470/photos/a.296417290713471/1891475961207588/ )


***


Genizlerimizi yakmış olan bu acı yazıyı noktaladıktan sonra, güzel bir gelişmeden söz etmek istedim:


Geçtiğimiz Pazar akşamı iki ilginç sunum ile gerçekleşmiş olan B’nei B’rith toplantısından önce, salonun girişinde kurulu bir masada, İsrail’deki Türkiyeliler Birliği’nin burs fonunun yararına bir kitap satılıyordu… Bu olgu, aslen aynı ana amaca (ihtiyacı olan çocuklara burs sağlamaya) hizmet eden iki yardımsever kurumun ortak dayanışmasının bir örneğiydi. Çoktandır özlemini duyduğum(uz) bu birlikteliğin önümüzdeki dönemlerde de sürmesini içtenlikle ümit ederim…






Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page