Yaşasın Cehalet
top of page

Yaşasın Cehalet




Cehalet mutluluktur derler, duymuşsunuzdur. Aslında “ignorance is bliss” deyişinin tercümesinden ibarettir. Doğrudur ki cehalet bazı durumlarda mutluluk sağlar, ancak unutmamak gerekir ki cehalet aynı zamanda daracık bir dünya demektir, çünkü bir insan için zihnindeki dünya neyse onun dünyası da o kadardır. Bir başka deyişle, cehaletinden memnun olanlar ve onu seçenler kendi minnacık dünyalarında kalıp bunun bedelini ödemek zorundadırlar. Diğer yandan kendi dünyasını büyütmek isteyenler, her durumda mutsuzluğun bedelini göze almayı bilmelidirler. Yoksa siz bunun kolay bir şey olduğunu mu düşünmüştünüz?


Einstein’a ait olduğu söylenilen bir özlü söz var: “Ne kadar çok bilgi o kadar az ego... Ne kadar az bilgi o kadar çok ego...” Formülü de şöyle: Ego = 1 / Bilgi. Ona ait mi değil mi, tam olarak emin değilim, ama doğruluğu su götürmez. Cahil insanın engin özgüveni, size de yeter bana da. Kendilerini öne çıkarmak için hiçbir şey bilmemelerine rağmen her konuda ahkâm kesen, her konuda fikir beyan eden ve her şeyi bildiğini zanneden bu insanlar, hayatımızın her alanında bol miktarda var. Genel özelliklerine gelince:


Tabii ki, her şeyi bilirler! Menfaat, onlar için birçok şeyden önce gelir. Her düşünceyi şiddetle savunurlar, çünkü ne kadar az bilirsen, o kadar şiddetle savunursun. Dünyayı yalnızca kendileri için yaratılmış bir yer olarak görürler ve kendilerinden bahsetmeye bayılırlar. Değişime kapalıdırlar, ayrıca kendilerini gururla ifade edebilecekleri bir özellikleri olmadığı için, din ve milliyet gibi bütünleştirici özelliklere sırtlarını dayarlar. Bunları okurken, “Ay bu da tam da bizim bilmem kim, birebir kendisi, resmen onu tarif ettin,” dediğinizi duyar gibiyim.



Annem şöyle derdi: “Cahille tartışmak, lağım çukuruna taş atmaya benzer, bütün pis suyu yüzüne sıçrar.” Maalesef kimi zaman bu tür insanlarla, farklı çevreler ve durumlarda karşılıklı gelmek zorunda kalabiliyoruz. Tıpkı şu eski meselde sözü geçenler gibi. Kurt ile eşek tartışıyorlarmış. Kurt, çimen yeşildir, demiş. Eşek ise çimen sarıdır diye diretmiş. Tartışma uzadıkça uzamış ve en sonunda konuyu ormanlar kralı aslana aktarmışlar. Aslan Kurt’a bir ay hapis cezası, eşeğe ise özgürlüğünü vermiş. Kurt şaşkınlıkla aslana yaklaşmış: “Yoksa sen de çimeni sarı görüyorsun?” diye sormuş. Aslan, şiddetle karşı çıkmış. “Çimen yeşildir, bunu bilmeyen mi var?” demiş. “O halde neden bana 1 ay hapis cezası verdin?” diye sormuş Kurt. “Eşekle tartıştığın için,” demiş Aslan. Tam da bu yüzden zeki insanlar cahillerle tartışmaya girmez, “Haklısın,” der konuyu kapatır.


Demem o ki, âlimle sohbet et alırsın mertebe, cahille sohbet etme, dönersin merkebe. Yazıyı Einstein ile açtık, yine onunla bitirelim: “Doğruyu gördüğü halde düşüncelerini değiştirmeyenler, cahillikleriyle mutluymuş gibi yaşarlar.” Varsın öyle yaşasınlar, ama bizden de olabildiğince uzak dursunlar.








Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page