top of page

Welcome Mr. President


Aralık ayındaki bir yazımı “Thank you Mr. President” diye bitirerek İsrael’e - ve bence Ortadoğu barışına da- ciddi katkıda bulunmuş Başkan Trump’ı şükranla uğurlamıştım. (diğer konulardaki pek çok tutumuna karşı olsam da…)

Bunu içten söylemiştim.


Bu haftaki yazıma “Welcome Mr. President” diye başlamayı seçtim. Ama bunlar nezaketen söylenen sözler. İçimden geldiğinden değil.


Aslında kim seçilirse seçilsin, yeni ABD Başkanının İsrael’e Trump kadar destek vereceğini beklemek fazla iyimserlik olurdu. Ancak Başkan Biden’in bu satırların yazıldığı 16 Şubat tarihine kadar hala Başbakan Netanyahu’yu telefonla aramamış olması ülkedeki bazı zihinlerde olumsuz çağrışımlar yapmaya başladı bile.


Acaba Başkan Obama’nın, (Biden’in de vekili olduğu) kendi dönemindeki Ortadoğu’ya ilk ziyaretinde İsraeli kapsamayarak verdiği mesajın bir eşine mi hazırlanmalıydık?


Tabii bu peşin hükme varmak için henüz çok erken. Ancak Başkan Trump’ın döneminde yakalanan Ortadoğu barış rüzgarının 2021 yılında tekrar estirilmesi çok zor gibi görünüyor. Yakalanan ivmenin, momentumun şimdiden düşmeye başladığı görülüyor.


Eylül ayında imzalanan “İbrahim Antlaşmaları” ve akabindeki normalleşme adımlarıyla, B.A.E., Bahreyn, Sudan ve Fas’la başlayan ve devamının da gündemde olduğu “Barış Rüzgarı” kesildi. Yörede yaprak kımıldamıyor.


Tabii bu da sürpriz değil.

Biden’ın gündeminde öncelikli olarak ülkesindeki pandemiyle sağlık ve ekonomik alanda mücadele, Çinle ilişkiler, küresel iklim sorunları ve geçmiş başkanın yaptıklarını tersyüz etmek var. Ortadoğu bu gündemin başlarında yer almayacak belli ki.


Biden’in bu öncelikli sorunlarını hallettiğini farzetsek bile, acaba Trump’ın 2017 yılında Riyad’da Sünni Arap dünyasının 54 liderine verdiği “teröre ve İslam köktendinciliğine karşı çıktıkları oranda ABD desteğini arkalarında hissedebilecekleri” mesajını tekrarlamak isteyecek mi?


Batı Şeriada saçmasapan, yanlış ve maksatlı politikasıyla Filistin halkını yokluğa mahkum eden UNRWA’ya karşı durabilecek mi?


Üç senedir Başkan Trump’ı boylot eden Filistinlilere tekrar yağdırmaya başlayacağı yardımlar buna gerçek gereksinimi olan halka mı yoksa silahlara ve yöneticilerin ceplerine mi gidecek?


Trump’ın önerdiği -ve Filistinlilerin daha maddelerini okumadan red ettikleri- Yüzyılın Antlaşmasından ve “İbrahim Antlaşması”ndan elini eteğini çekip Kerry’nin zamanında hiçbir sonuç vermeyen, (ve ilerde de veremiyecek olan) barış sürecine dönüş yapmak isteyecek mi? (Obama döneminin Dışişleri Bakanı Kerry’nin ekibindeki yöneticilerin bir kısmı şimdi de görev alıyor, Blinken dahil olmak üzere…)


Tekrar hortlamaya başlayan ISIS,(İşıd) tehlikesine karşı tedbir alacak mı?

Sorular çok.


İsrael’e gelirsek, Netanyahu bir yandan Mart ayındaki seçimlere, öte yandan kendi mahkemelerine odaklanmış durumda. Oman veya Endonezya’yla normalleşme, hele ABD’nin arkadan iteklemesi de olmayınca, bekleyebilir.


Bence en büyük kayıp Trump’in başlattığı, Ortadoğuda “oyun değiştirici” olabilecek normalleşme sürecinin sekteye uğraması.

Afrikanın nisbeten istikrarlı ve İsraelliler ve / veya Yahudilerle dayanışma ve işbirliğine kapalı olmayan bir ülkesi Fasla ilişkilerin beslenememesi yazık olur. Aynı şey uzay çalışmalarına hız verecek ve aya gitmeyi deneyecek kadar çağdaş ve ileriye dönük düşünebilen B.A.E ile ilişkilerimiz için de geçerli.


Ya İsraele düşman, terörist yatağı, İran müttefiki Omar al-Başir yönetimindeki eski Sudan’ın şu anda İsraelin sulama teknolojisinden faydalanan bir ülke durumuna gelmesine ne demeli?


Bunların hepsi sadece İsrael açısından değil, Ortadoğu barışı açısından da önemli.

Öte yandan İsrael için Golan tepelerinin güvenlik açısından önemi büyük. Bu konuda Trump’ın desteği tam oldu. ABD yeni dışişleri bakanı Blinken’in bu konudaki söylemi, -yani ABD’nin, İran Suriyeyi arka bahçesi olarak görüp askeri varlığını sürdürdüğü sürece, tepelerdeki İsrael hakimiyetinin sorgulanamayacğı ilkesine bağlılığı-, İsraellileri tam olarak tatmin etmediyse de, şimdilik doğabilecek endişeleri erteledi.


Durum İran konusunda daha da kritik, gerek İsrael gerekse Ortadoğu için. Obama yönetimi ve Avrupa’nın istediği/kabul ettiği, ancak İran’ın zaten imzalamadığı ve sadece kısmen uyduğu antlaşmayı Trump rafa kaldırmış ve İran’a ekonomik yaptırımları sıkılaştırmıştı. Bu yaptırımlar Ayetullah Hükümetine diz çöktürtmediyse de rejimi çok zorladığı muhakkak. Biden yönetimi yaptırımlara devam eder mi? Pek öyle görünmüyor.


Yaptırımlar devam ederse İran’ın Ortadoğu’daki askeri tehdidi azaltılır ve nükleer güce ulaşması önlenir mi? Sanırım bu konunun uzmanları dahi bir konsensusa varıp bu soruya kesin bir cevap veremezler. Ancak Biden yönetiminin İranlılara karşı daha müsamahakar davranma olasılıkları bölgedeki pek çok ülkeyi endişelendiriyor.


Filistin Özerk Yönetiminde ise uzun yıllardır yenilenmeyen seçimlerin Temmuz ayında yapılacağı konuşuluyor. Planladığı, uyguladığı ve elini kana buladığı pek çok kanlı terör olayı sonucu dört müebbet hapse mahkum olan Marwan Barghoutinin başkanlığa adaylığını koyacağı söyleniyor. Fatahın ona listede iki numaralı yeri önerdiği diğer bir haber. (Bu Abu Mazenin yaşına ve sağlık durumuna rağmen devam edeceği anlamına mı geliyor?)


Ortadoğu’da yeni ve Trump karşıtı ABD yönetimi artı önümüzdeki İsrael ve muhtemelen FÖY seçimleri bir araya gelince 2021 yılının hareketli ve sürprizli geçmesi olasılığı yüksek. Dileğim bu hareketliliğin İran’ın nükleer niyetlerini ve bölgedeki nüfusunu kırması ve Barış Rüzgarlarını tekrar estirmesi.


Bu paylaştıklarım, siyasal yorumculuğa soyunan birinin değil, İsrael’de 42 yılını doldurmuş ve buraları ve halklarını artık biraz anlamış, barışa susamış ve bunun gerçekleşebileceğine olan inancını sürdürmek isteyen sıradan bir yurttaşın samimi görüş ve dilekleri. Hepsi bu.




Comentários


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page