Viyana’dan Yahudi izlenimleri…
top of page

Viyana’dan Yahudi izlenimleri…





Geçen hafta Viyana’daydık – malûm, Purim öncesi torunlar!.. Biraz da hava/ortam değişikliğine ihtiyacımız vardı, açıkçası… Sabah saat 05:30 El Al uçuşu, son koltuğuna kadar doluydu – neredeyse hep genç çiftler; bazıları belki de Gazze’den dönmüş olan miluyimlerdi ki, onların bizden fazla ortam değişikliğine ihtiyaçları olsa gerek!

 

Oğlum ve ailesi, Viyana’nın yüz yıllık binalarından birinde oturur – o kadar ki, tesadüfen tanıştığımız yetmişli yaşlarda bir kadın, bizimkilerin dairesinden ilk okula gittiğini anımsadı, dahası onun annesi de aynı daireye gelin gelmiş! Apartmanın giriş bölümündeki yer karoları, odaların büyüklüğü ve yüksek tavanları, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun son yıllarını bile görmüş gibi… Ve de tabii ki ülkenin 1938 sonraki Nazi dönemini!

 

Daireleri tüm çağdaş alt yapı donanımlarını içeren bu eski binalara girerken, aklımdan hep aynı karabasan günleri geçiyor: Muhtemelen oradan, belki torunlarımın her gün yuvaya/okula gittikleri dairelerinin kapılarından, yaşıtları olan çocuklardan yaşlı büyüklerine kadar nice Yahudi aile fertleri kamyonlara bindirilip, Auschwitz, Dachau veya Mauthausen gibi ölüm kamplarına yük vagonlarıyla gönderilmek üzere sürüklenmişlerdi…   

 

Her Viyana ziyaretimde Jüdisches Museum’a uğrarım. Bu kez, orada iki sergi izledim. İlkinde, 1920’lerde ABD’nde tıp okumuş kimi seçkin öğrencilerin, Viyana Üniversitesi’nde ün salmış çok sayıdaki Yahudi profesörlerin birinin yanında ihtisas yapmak üzere bu kente geldikleri, resim ve belgelerle gözler önüne seriliyordu. Diğerinde ise, 1881 doğumlu Emil Singer’in pek sevilen Viyana gravürleri sergileniyordu – o Emil Singer ki, orada sürekli müşterileri olmuş bazı sanatsever Amerikalı uzman hekimlerin, vatanlarına döndükten sonra göstermiş oldukları tüm çabalara rağmen, kendisiyle eşine birer ABD vizesi sağlayamadıkları için, ailecek 1942 yılında Belzec kampında katledilecekti…

 

Avusturya Parlamentosu’nun restore edilmiş binasındaki kütüphane, yeniden açıldığından beri "Tacheles reden (Yiddiş dilinde “Gerçekleri Konuşmak”); Anti-Semitizm: Demokrasi için bir Tehdit" sergisine ev sahipliği yapmaktadır. Bu serginin amacı, Avusturya'daki Yahudi nefretinin tarihini aydınlatmak, ziyaretçilerine antisemitizmin kökenleri, tarihçesi ve günümüzdeki belirtileri hakkında daha fazla bilgi sağlamaktır – zira Şoa ve Yahudi düşmanlığı ile başa çıkmak için, onu hatırlamanın gerekliliğine Avusturya’da özel bir önem veriliyor…

 

19 Mart akşamı, Parlamento Başkanı Wolfgang Sobotka serginin bir uzantısının açılışını yaptı. Sobotka, "Bugün aynı anda hem mutlu hem de hüzünlü bir gündür," diye vurguladı. "Sevinçli, çünkü bu sergimize yeni bir bölüm katabiliyoruz – ancak aynı zamanda üzücü, çünkü antisemitizm gibi bir olguyla mücadele edilebilmesi için bu sergi hala gerekli görünüyor."

 

Serginin bu bölümünde, Viyana Yahudi Cemaati ve Yad Vashem ile girişilen ortak çalışmalar neticesinde, Avusturya’daki Yahudi gençlerin, dinlerine ait nesneler ve ritüeller hakkında geniş topluma sürekli olarak nasıl bilgi verdikleri gösteriliyor… Yanlarında bir Ester parşömeni, bir mezuza veya bir Seder tabağı getiriyorlar ve bu nesnelerin Yahudi yaşamı için önemi hakkında konuşuyorlar. Bu amaçla kurulmuş LIKRAT Grubu, Yahudi yaşamını okullara taşımayı kendine görev edinmiş… Ailelerinden gelen bilgilerle donatılmış ve zor durumlarla başa çıkmak için profesyonelce eğitilmiş olan bu grup, okullarında yöneldikleri diğer öğrencilerin Yahudilikle ilgili sorularını yanıtlıyor. Ne var ki bu tür etkinlikler, ülkenin tüm dersliklerinde olumlu tepkilere yol açmıyor. Bu bağlamda LIKAT Grubu’nun iki üyesi bir meslek okulunda sınıftan çıkarken, bir genç arkalarından sağ kolunu kaldırarak malûm selamı verdi! Oradaki diğer öğrenciler ise bu harekete sadece güldü ve hiçbiri itiraz etmedi. Bunun gibi olaylar, Parlamento'daki sergide yer alan videolarla çarpıcı biçimde dışa vuruluyor…

 

Serginin bu yeni bölümleri aynı zamanda antisemitizmle mücadelede Avusturya devletinin girişimlerini ve geniş toplumun katılımını da ortaya koyuyor. Yahudi düşmanlığının günümüzde halen nasıl ortaya çıktığını, nasıl işlediğini, antisemit olaylar karşısında her bir bireyin neler yapabileceğini ve yapması gerektiğini gösteriyor.

 

Açılış töreninin diğer konuk konuşmacıları arasında bulunan Yad Vashem Yurtdışı Eğitim ve Öğretim Bölümü Başkanı Dr. Noa Mkayton, antisemitizmin "toplum üzerinde yıkıcı bir etkisi" olduğuna işaret etti. Viyana Yahudi Cemaati Kültür Müsteşarı ve LIKRAT Avusturya Program Yöneticisi Beatrice Kricheli, “artık sesimizi yükseltmenin zamanının geldiğini” belirtti. "Şu anda net sözler söylememiz ve eylemlerin konuşmasına izin vermemiz gerekiyor…" derken, bu ortak serginin, antisemitizmin nasıl ortaya çıktığını, bununla ne türde mücadele edilebileceğini, "yani en doğru yolun, gerçek ve çok yönlü Yahudi yaşamını sergilemek olduğunu" dile getirdi: “Antisemitizme verilecek en iyi yanıt budur!”

 

Benzer girişimlerin diğer bazı ülkelerde, TMT aracılığı ile Türkiye’de bile yapıldığını görmek sevindiricidir elbet – ancak bunların, yerel parlamento yönetiminin şemsiyesi altında yapılması, özellikle kıvanç verici olsa gerek... 


Viyana Yahudi Cemaati Başkanı O. Deutsch ve Parlamento Başkanı W.Sobotka

©Parlamentsdirektion/Johannes Zinner



Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page