UMUT TÜKENMEMELİ
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
- 6 Eki
- 2 dakikada okunur

Merhaba sevgili okuyucularım. Uzun zamandır bir araya gelemedik. Bunun nedeni en başta sitemizin yaz tatili arasıydı. Sezon açılınca bu sefer eylülün ilk haftası eşimle küçük bir seyahate gittik. Yani aslında güzeldi ama, benim pek tadım yok. Ben çok duygusal bir insanım. İnanın ki bununla övünmüyorum. Keşke daha sert yürekli olabilseydim. Nedir ki kendime egemen olamıyorum.
Memleketin vaziyeti, etrafımdaki çok değer verdiğim dostlarımın hastalıklarını ve dertlerini korkunç bir empati duygusuyla ta gönlümüm derinliklerine hissediyorum. sıkıntı ve üzüntü sapsarı bir sıcak gibi gönül tellerimi kavuruyor.
Bu kısa seyahat bittiğinde eve döndüğümüzün ilk haftası covid oldum. Oldukça ağır seyretti. Başımı kaldıramıyordum. Hazırlanıp, kurduğum hayaller suya düştü ailemle ve torunlarla birlikte olamadık. Aslında onların varlığı olmadan geçen zamanlar kendi ömrümden eksilmiş mutluluklar gibi hissettiriyor.
Bu arada Şana Tova ve Hatima Tova dileklerimi geç de olsa kabul edin. Yarın Sukkot bayramı. Çocukken neşeyle ve hoplaya zıplaya yaşadığımız bayramlar, artık kötü hatıralarla birbirine dolanmış zamanları akla getiriyor.
Kippur Savaşı, Simhat Tora 7 Ekim felaketi insanın üzerine bulut gibi çöküyor. Umut var m?
Olmalı, mutlaka olmalı…görüşmeler yapılıyor, umutlar besleniyor. Savaş bitecek mi yoksa balçıklar yükselecek mi? Birkaç canlı ve birçok ölü rehine için, hapishanelerdeki yüzlerce eli kanlı katil ortaya saçılacak. Bunlar düzgün duracaklar mı, yoksa yeni potansiyel katiller planlar kurmaya mı başlayacaklar? Bilemiyorum. Eskiden daha iyimserdim ama tünelin ucunda pek ışık göremiyorum. Aslında beni en çok hasta eden şey iki senedir savaşın yükünü taşıyan yedek askerler ve askerlik dönemlerini yapan gencecik delikanlılar. Bu genç insanlar yıllarca bitmeyen bir mücadele içindeler.
Artık evlilikleri yıkılıyor, travmatik haller sergiliyorlar. Travma merkezleri sadece fiziksel değil ruhsal olarak iflas olmuş genç insanlarla dolu. Artık bir kısır döngü haline gelmiş bu mücadele yakın veya hiç tanımadığınız bir kişi dahi olsa, insanı kahrediyor.
Benim güzel ülkem ne hale geldi? Umut etmek istiyorum. Herkes huzurlu ve dingin olsun istiyorum. Aslında herkesin sinirleri laçka, kimi kızgın, kimi kin ve nefret içinde. Kötülükleri birilerine yıkmak çabasındalar. halk bile ikiye bölünmüş durumda.
Yarın yeni bir güzel güne uyanmayı çok istiyorum. Dünyanın geri kalanı da kendi sırtlarındaki kamburları görmeden, İsrael'e çemkiriyorlar. Böylece kendi ülkelerindeki gündemleri örtmeye kalkıp, kendi halklarının gözlerini boyuyorlar.
Bu yazıyı kötümser bitirmek istemiyorum. Her şey güzel ve iyi olacak. Karar alıcılar akıllarını öne koyup güzel kararlar verecekler. Esaret ve akan kanlar bitecek. Yurdumuz ve insanlık huzur içinde yaşayacak.
''İstersek bu hayal değil'' demişti Hertzl. Evet istiyoruz, evrene ve Tanrı'ya bunun için dua ediyor ve gönderiyoruz. Bu sene Sukkot bayramı esenlik ve mutlulukla gelecek.
Hag Sukkot Sameah…
SARA YANAROCAK
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Yorumlar