Türkiye’de Doğmak - Ayrıcalık mı, Değil mi?
top of page

Türkiye’de Doğmak - Ayrıcalık mı, Değil mi?


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)




Bu satırları okuyorsanız büyük olasılıkla Türkiye’de doğdunuz, büyüdünüz, eğitim gördünüz, Türkçe’ye bihakkın vakıfsınız. Belki gençlik yıllarınızda veya daha sonraları doğduğunuz topraklardan ayrıldınız, fakat anavatan ile bağınızı koparmadınız, ilişkiyi devam ettirdiniz, ara sıra ziyaret ediyorsunuz, nostaljik anılarınız canlanıyor.


Fransa, İngiltere, Almanya, İsrail veya ABD’de doğmuş olsaydınız yaşamınız nasıl değişirdi? Aynı yolu izler miydi? Kariyer ne olurdu? Benzer başarıyı kazanır mıydınız? Servet yapar mıydınız? Mutluluğunuz artar mıydı, azalır mıydı?


Türkiye’de doğmanın Batı’da yetişmeye göre bir büyük avantajı var: Doğu kültürlerine açıklık. Türkçe’nin içinde Arapça ve Farsça sözcüklerden dolayı Yakındoğu dilleri yabancı gelmiyor bizlere. Bölgenin gelenekleri, yemekleri, müziği, yaşam tarzı benimsenmiş oluyor. Fakat “Ortadoğu”luğun kendi hayatımızı tamamen hükümranlık altına almasına nasıl engel olabiliriz: Aile, eğitim ve dünyayı tanıma sayesinde.


Batı ülkelerinde doğmanın Doğu’yu (Türkiye dahil) az tanıma veya umursamama eksikliğine rağmen genelde ora vatandaşlarının saadet çıtaları bir hayli yüksek. Mutluluk endeksi iki değerden oluşuyor:

1) Ortalama ömür.

2) Kendini iyi hissetme (wellbeing).


London School of Economics’den uzmanlar bu iki parametreyi birleştirerek WELLBY (Kendini-iyi-hissetme-yılları: Well-being-years) kavramını oluşturdular.


Dünyanın en mutlu (?) toplumları Kuzey Avrupa ülkeleri ve İskandinavya ile birlikte Avustralya ve Yeni Zelanda. Bir çoğumuzun yaşadığı yerleri incelersek (WHR+21_Ch8.pdf (happiness-report.s3.amazonaws.com):


Ortalama Ömür Kendini İyi Hissetme (10 üzerinden)

2006-08 2017-19


12. İsrail – 80,8 82,8 7,1 ----7,4 (+ 0,3)


14. Birleşik Krallık 79,6 81,2 6,9 ----7,2 (+0,3)


18. Fransa 80,2 82,5 6,8 ----6,7 (-0,1)


20. ABD 78,1 78,9 7,3 ----6,9 (-0,4)


70. Türkiye 73,2 77,4 5,4 ----5,2 (-0,2)


Henüz 73 yaşında olmasına rağmen İsrail’in ihtişamlı Batı ülkelerini mutluluk bakımından geçmesini nasıl yorumlarız? Referans olarak Şoah (Yahudi Soykırımı) alındığından mı? Kurulduğundan bu yana tüm tehditlere rağmen hayatta kalmanın getirdiği sevinç mi? Yoksa bazı Batı toplumlarında gerileme işaretleri görüldüğünden mi?


Amerika’nın kurucu liderlerinden 3ncü Başkan Thomas Jefferson (1743-1826) kamu yönetiminin amacını şöyle tanımlar: “İyi hükümetin (devlet) tek meşru hedefi vardır: İnsan hayatına ve mutluluğuna özen”.


Türkiye bu ilkelere sadık rejim inşa edebildi mi? Son 50 yıllık dönem boyunca ülkede yaşamanın ne kadar heyecan verdiğini, daha girişilecek ne kadar çok bakir alan kaldığını, hala başarı ve para kazanmanın Batı’ya göre ne kadar kolay olduğunu söylenip durdum. Herhalde işadamlığının getirdiği iyimserlik olsa gerek. Yaklaşımım, siyasetin kafama balyoz indirilmiş gibi hissetmiş olmamamdan kaynaklanıyor. Akademisyen veya sanatçı olsaydım çoktan nefesi tüketmiştim.


Türkiye ilerledi ve geriledi. Doğanlar sevindiler, gurur duydular, aile kurdular ve son yıllarda pişman olmaya başladılar. Doğmadıkları ülkelere doğru akın akın göç ediyorlar.


Yerlerini Afganistan’dan, Irak’dan, Suriye’den mülteciler dolduruyor. Onların da şansızlıkları o ülkelerde doğmuş olmaları.


Mutluluk endeksinde Türkiye’nin sağlık hizmetlerinde son 15 yılda yaptığı önemli gelişmelerin getirdiği “ortalama ömür” uzunluğunun aynı oranda artmayacağını ve “kendini iyi hissetme” branşında gerileme ile birlikte Batı ile aradaki farkın açılacağını öngörüyorum. Velev ki daha demokratik, güçlü parlamentoya sahip ve liyakati ön plana alan bir iktidara kavuşursa durum değişebilir...


Thomas Jefferson’un felsefesine dikkat eden ülkeler arasında ise İsrail’i de saymak mümkün.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page