Tevet ayının kişisel gelişim potansiyeli

Kabala'ya göre her ay eşsiz manevi fırsatlar ve bereketler sunar. Tıpkı havada dalgalanmalar olduğu gibi, ruhsal enerjilerde de değişiklikler vardır. Bu enerjilere uyum sağlamak, bu bilgiyi kişisel gelişimimiz ve başarımız için kullanmamıza yardımcı olur. Tevet (şu anda içinde bulunduğumuz İbrani takvim ayı) yılın en soğuk ve en karanlık, aynı zamanda büyük bir ışık, dönüşüm ve kurtuluş zamanıdır. Tevet'in gücü karanlıkta gizlidir. (Tanrı’nın da ışığı çok güçlü olduğu için karanlıkta saklanması gerekiyordu bu nedenle yaratılıştan kısa bir süre sonra “Or ganuz” adı verilen saklı bir ışığa dönüştü .)

İbranice “ayin” (göz) harfi bu ayla ilişkilidir. Her insanda ve olan her şeyde iyiyi görme yeteneği, bu ay için değerli bir hedef ve aynı zamanda koruma sağlar. Kıskançlık - çok fazla acı ve öfkenin kaynağı - birisinin sizin için anlamı olan bir şeye sahip olabileceği yanlış algısından kaynaklanır. Kendimizi veya başkalarını yargılamadan önce, gözlerimizin bizi aldatabileceğinin ve gördüklerimizin gerçekte doğru olmayabileceğinin farkında olmamız gerekir. Unutmayalım ki çoğu zaman bir kişinin niteliklerinin bizi bu kadar rahatsız etmesinin nedeni, kendi içimizde iyileştirilmesi gereken bir şeyi yansıtmalarıdır. Projeksiyon- yansıma, kendimizi kendi güvenlik açığımızın deneyimlerinden korumak için kullanılan bir savunma mekanizmasıdır.

Kıskançlık ve öfke duyguları, kendimizle ve Tanrı ile daha fazla bağlantı kurma ihtiyacının göstergeleridir. Tevet'in içsel çalışması bizden sahip olduklarımız için minnettar olmamızı istiyor - hayatlarımızda ortaya çıkanların sorumluluğunu üstlenmemiz ve kalplerimizi açmak ve affetmek için çalışmak.

Sevgi ve Şifanın Işığını Parlatmak

Bu ay içinde taşıdığımız öfkeyi iyileştirmek için harika bir fırsatımız var. Kolay bir süreç olmayabilir, ancak üzerinde çalışmak hayatlarımızda daha fazla refah, özgürlük ve neşe sağlayacaktır. Öfkemizle kendimizi nasıl sınırladığımızın bilinciyle başlamalıyız. Farkındalık ilk adımdır. Öfkenin kendimize mi yoksa başkalarına mı yönelik olduğu önemli değildir. Kendini veya başkalarını suçlamak, basitçe güçsüzleştirmektir.

Tevet'in ilk günlerinde, hala Hanuka mumlarını yakarken, ışığı bilinçli olarak içimizdeki şifa ve sevgi için çağıran yerlere çevirmeliyiz. Bu ışık bize “teşuva”nın (öze dönüş) en iyileştirici ve dönüştürücü kutsamasını sunuyor. Bu kelime, gerçekten kim olduğumuza, gerçek ve güzel ruhlarımızın deneyimine geri dönmek anlamına gelir.

Tıpkı Kutsal Tapınağı yeniden aydınlatmak için saf bir şişe yağ arayan Makabiler gibi, zihni susturmalı ve içimizdeki saf olan kısmı bulmak için kalbimizi ve ruhumuzu aramalıyız. Bu kendi ruhumuzun ışığıdır. İçimizdeki ruh Tanrı'nın bir parçasıdır; kirletilemez. Kutsal kitaplarımızda yazdığı gibi "Ruhumuz dünyada Tanrı’nın mumudur."

Sabır ve Bağışlama

Bu ayki zorluk ve fırsat, sabır geliştirmek ve affetmek hiçbir şeyin tesadüfen olmadığını hatırlamaktır. Her meydan okumanın içinde iyilik vardır. Başımıza gelen her şey - iyi görünen ve çok iyi olmayan şeyler - bizi hayatımızda ileriye götürmek için tasarlanmıştır. Doğru olma ihtiyacını bir kenara bırakarak her şeyi ve herkesi en iyi ışıkta görmeye çalışalım. Öfke içinde sıkışıp kalmanın pek çok olumsuz sonucu vardır. Örneğin bizi güçsüz ve hayatımızda ilerleyemeyen kurbanlar haline getirmesi... Kızdığımızda duygularımızın kölesi oluruz. Kendi mutsuzluğumuz için başka insanları veya olayları suçladığımızda, kendi ruhumuzla teması kaybederiz. Bu yüzden bu ay boyunca okuduğumuz Tora bölümleri de tamamen kölelik hakkındadır.

Kabala, öfkenin hastalığın temel nedeni olduğunu söyler, çünkü aslında bizi Tanrı'nın enerjisinden ve gerçekte kim olduğumuzdan ayırır. Kendimizi hastalıktan iyileştirmek istiyorsak, içimizde hissettiğimiz öfkeyi iyileştirmeli ve dönüştürmeliyiz. Sevinç ve sevgi, yaşamda beslememiz gereken güçlü iyileştirici güçlerdir.

Öfkeyi Yenme Stratejileri

Bu ay kendinizi kızgın buluyorsanız, işte birkaç öneri. Kendinizi sakinleştirmek için çaba gösterin ve düşünmeden konuşmayın veya hareket etmeyin. Derin nefesler almak için kendinizi eğitin ve nefes alarak gerginliğin serbest kaldığını gözünüzde canlandırın. Yumuşak ve nazik bir sesle konuşmayı alışkanlık haline getirin, böylece kızdığınızda sesini fazla yükseltmeyeceksiniz. Cevap vermeden önce duruma farklı bir şekilde bakmak için kendinize zaman verin. Sanki başka birinin başına geliyormuş gibi tarafsız ve objektif olmaya çalışın. Kendinizi o noktadan aşağıya bakan bir dağın tepesinde hayal edin. Duygularınızın sorumluluğunu üstlenin, "Bunu yaptığınızda - hissediyorum" gibi ifadeler kullanın. Duygularınız için diğer kişiyi suçlamayın. Eninde sonunda incinmek ya da kızmak sizin seçiminizdir.

Besleyici veya zevkli bir şey yaparak olumlu enerjinizi artırın. Öfkeyi işlemek, hissetmek ve serbest bırakmak için güvenli mekânlar yaratın. Öfkeli duygularınızdan kaçınmak veya inkâr etmek yerine, kendinize hissetmek için zaman verin. Yine de birinin öfkeli duygularını hissetmek, onlara karşı hareket etmekten ve onları başka birine dökmekten oldukça farklıdır. Bir kişi genellikle hissettiği öfkenin altında incindiğini ve daha büyük bir sevgi ve kabul çağrısı olduğunu fark eder. Kendinizi koşulsuz sevin!

Öfkenin size sunduğu büyüme fırsatını takdir edin ve bu şekilde kendinizi gerçekten iyileştirebileceksiniz. Savunmacılık ve düşmanlıktan ziyade iyileşmeye ve uzlaşmaya davet edecek şekilde öfkeyi dönüştürün.

Bu ay boyunca, meditasyon yapmak için zaman ayırın ve Tanrı ile incinmeniz ve öfkeniz hakkında konuşun ve insanları daha sevgi dolu ve olumlu bir şekilde nasıl iyileştirip daha iyi yanıt verebileceğinizi sorun.

Dediğimiz gibi bu ay aslında büyük bir ışık zamanıdır, çünkü en büyük ışık karanlıkta gizlidir. Gördüklerimiz bize geri yansır. İyiyi görürsek, iyiyi geri yansıtır. Negatifi görürsek, negatif geri yansıtılır. Öyleyse başkalarındaki ve kendimizdeki iyiyi görmeye çalışalım. Sevgiyle öfkemizi kabullenip karanlığın içinden kendimizi ve başkalarını aydınlatan ışığa dönüşmesine izin verelim.