top of page

Sparta mı Atina mı?


ree

 


Şimdi yaşamımızı sürdürdüğümüz ülkede tam bir yüzyıl önce birbirine komşu iki yerleşim yerinden birine -Yafo’ya- bir Arap olan Asam Bak El Said, diğerine de -Tel Aviv’e- Meir Dizengoff başkanlık edermiş. İkisinin arasında su sızmazmış. Öylesine iyi dost olmuşlar ki kent meseleleri dışında da görüşüp sohbet etmeye bayılırlarmış.

 

O kadar ki, sonradan ismi Tel Aviv’in en ünlü caddelerinden birine verlecek olan  Dizengoff  “okulları ücretsiz yapalım” diyen heyetteki solculara kızar ve Tel Aviv belediye başkanlığından istifa ederek Yafo belediye meclisine seçilir ve üç yıl boyunca da bu görevde kalır. Hatta Asam Bak rahatsızlanınca yerine vekil olarak Meir’i tayin eder. (*)

 

Gel zaman git zaman, bazı inkitalara rağmen Araplar yan yana, hatta iç içe İsrael vatandaşı olarak Yahudilerle birlikte yaşamayı sürdürmüşler. Peki İntifadaları başlatan, yurt içi ve dışında sayısız terör eylemlerinde pek çok sivil halkı öldüren ve de 7 Ekim pogromunu gerçekleştiren Filistinliler kimler diyeceksiniz? Yahudi Devleti’nin varlığını reddeden bu Cihatçı görüş bu coğrafyada nasıl yeşerdi?

***

Bilmem Yurtaşlık Bilgisi dersinden hatırlayanınız var mı? Doğup büyüdüğümüz ülkede köylerde İhtiyar Heyetleri vardı. Bunlar on iki üyeden oluşur ve en az haftada bir kez toplanırlardı.

 

Yaşamımızı sürdürdüğümüz ülkede de ilk yıllarda Dizengoff, Ben Yehuda cafelerinde, sonradan alışveriş merkezlerinde, ülkenin her yerinde yaşlı emekliler bir araya gelip memleket meseleleri üzerine kafa yormayı ve de zamanlarını değerlendirmeyi pek sevdiler. Bir nevi İhtiyarlar Heyeti veya daha sofistike “parlamento” adı altında.

 

İşte biz de bu geleneği sürdürenlerdeniz. Bu heyetlere katılmanın tek koşulu yetmiş yaşı geçmiş ve siyasi formasyona 😊) sahip olmak.

***

 

Son toplantıda da gündemin ilk maddesi pek tabi ki  başbakanımızın “Sparta” benzetmesi idi.  Sparta, karada askeri gücüyle ünlü bir şehir devleti; Atina  ise deniz gücü, ticareti, kültürel gelişmeleri ve özellikle demokrasisiyle ön plandaydı. Bu iki güç arasındaki MÖ 5. yüzyılda geçen Peloponez Savaşlarını Sparta’nın kazanmasına rağmen, bu devlet tarih sahnesinden silinmekten kurtulamadı.

 

Netanyahu konuşmasında “Süper Sparta” olacağız derken, İsrael’in uluslararası baskılar ve kısıtlamalar nedeniyle daha bağımsız bir ekonomi ve savunma sistemi kurması gerektiğini ima etti. Ancak ertesi gün para piyasasındaki dalgalanma ve iş insanlarının tepkileri yüzünden çark ederek ekonomiyi kastetmediğini, “savunma sanayii”nde dışa bağımlılığı azaltma, kendi kendine yetme eğilimi üzerinde durduğunu belirtti.

 

Her halükârda modern bir süper-Sparta’ya dönüşme yönünde, insan hakları ve özgürlükler alanında baskının artmasıyla ilişkilendirilebilecek ve hükümetin “hukuk reformu” çalışmalarını anımsatacak bu tür zamansız açıklamalar oldukça sancılı…Sparta’nın akibetini unutmamaya çalışalım.

 

Rosh Hashana Bayramını kutlayacağımız bu günlerde iki yıldır masalarında aileleri ile birlikte olamayan rehineleri düşünmeden edemiyor, yeni yıla yine de umutlu girmeye çalışıyoruz. Dualarımız hep onlarla...

Şana Tova…

(*) Meir Dizengoff 1922 yılından 1925’e kadar üç yıl Tel Aviv belediye başkanlığı yaptıktan sonra üç yıl Yafo’da görev görür ve 1928’den 1936 yılına dek, hayatının son günlerine kadar Tel Aviv Belediye Başkanlığı görevini sürdürür.

 

Av. Yakup BAROKAS

 

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.


Bir önceki yazımı okudunuz mu?


ree



ree

 

Yorumlar


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page