SONUNCU MOŞELE…
top of page

SONUNCU MOŞELE…



Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız






Bu yazıyı kaleme aldığımda halen Pesah haftası içindeyiz. Bu vesileyle yazımı okuyan herkesin Pesah bayramını kutlamak istiyorum. Özene bezene kurduğumuz sofrayı en sevdiklerimizle paylaşmanın mutluluğunu yaşadık Seder gecesi… Bu çok büyük bir nimet, hele hele bu mutluluğu yaşayamayanları düşününce...


Ülkelerinden, evlerinden koparılmış, üç beş parça eşyalarıyla yolları arşınlamış, muhacir konumuna düşmüş, aileleri parçalanmış Ukraynalı dindaşlarımızı düşündüğümüzde üzülmeden edemiyoruz. Barındıkları ülkelerde Sohnut’un (Yahudi Ajansı) büyük çabası ile çeşitli mekanlarda kurulmuş bayram sofraları etrafında Agada’yı okuduklarını televizyondan izledik. İçim sızladı onları izlerken…


Gönüllüler onları yüreklendiriyor, hep bir ağızdan duaları seslendiriyor, Mısır’dan çıkışın, özgürlüğe ulaşmanın sevincini yaşatmaya çalışıyorlardı. İki ay öncesine dek sizin, bizim gibi normal bir yaşamları olan, ev ve iş sahibi olup, bir anda evsiz barksız muhacirlere dönüşmüş bu kişilerin gülümseme çabalarına rağmen burukluklarının bakışlarına, yüz ifadelerine yansıdığı ne yazık ki gözlerden kaçmadı.


Pesah’tan çıktıktan birkaç gün sonra, 27 Nisan Çarşamba akşamından başlayarak Perşembe günü süresince Shoa’da yitirdiğimiz altı milyon dindaşımızı anacağız. “Yom HaShoa ve HaGvura” dediğimizde Naziler tarafından salt Yahudi oldukları için hayatları söndürülmüş genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek dindaşlarımızı anarken, güçlü Nazi ordusuna karşı mücadelelerini çaresizlik, açlık ve yoksunluk içinde de olsa günlerce sürdüren Varşova Gettosu direnişçilerinin kahramanlıklarını unutmuyoruz. Mordehai Anielewicz, Beitar Hareketinden Pavel Frenkiel ve daha niceleri…


Avrupa’nın en büyük hapishanesi olan, üç metre yükseklikte duvarla çevrili Varşova Gettosuna kapatılan Polonya Yahudileri dış dünyadan tamamen koparılmıştı. Özellikle genç yaştaki direnişçilerin Nazilere karşı koyuşları 19 Nisan 1943’te, Pesah Bayramı arifesinde başladı. Savaşçılar ellerindeki kısıtlı olanaklarla bir ay boyunca kahramanca çarpıştı. Daha fazla direnemeyeceklerini anladıklarında 100 kadar Yahudi savaşçı, teslim olmak ve ele geçirilmektense savaşarak ölmeyi tercih ettiler. Bu, Nazi işgali altındaki bir Avrupa şehrinde gerçekleşen ilk halk ayaklanması oldu ve diğer getto ve kamplardaki ayaklanmalara da örnek oluşturdu.


Günümüzde, Varşova Gettosu’nun bulunduğu yerde apartmanların arasında yarı yıkık bir iki duvar ve küf kokan iki binadan başka bir şey yok. Yıllar önce Polonya’da ölüm kamplarını, ayakta kalabilmiş sinagogları, Esperanto’nun yaratıcısı Dr. Zamenhoff, tarihçi Meir Balaban, çocuklarla birlikte ölüme giden Janus Korchak’ın mezarlarının bulunduğu Gesxa mezarlığını gördüm, Auschwitz- Birkenau arasında Yaşam Yürüyüşüne katıldım. Polonya’da bir zamanlar 500 bin Yahudi’nin kapatıldığı Varşova Gettosu’nun yıkıma direnmiş bir-iki binasını ve yer yer ayakta kalmış duvar kalıntılarını gezdim.

Rehberimiz Varşova Gettosu’nun çekilmiş eski fotoğraflarını göstererek hayal gücümüzü kullanmamamızı sağlıyordu. Fotoğraflardan birinde; tam da üzerinde durduğumuz zeminde açlık ve hastalıktan kırılan insanlar yatmaktaydı.

Varşova Gettosu direnişinin bir Pesah bayramı arifesinde başladığını söylemiştim. İçinde bulunduğumuz bu Pesah bayramında onları düşünmemek, empati kurmamak mümkün mü? Getto’da duyduğum, beni çok etkileyen, daha doğrusu içimi sızlatan bu şiiri sizlerle paylaşırken “BİR DAHA ASLA” diyorum…

VARŞOVA GETTOSU’NDA SON PESAH SEDERİ

Varşova Gettosu’nda bir Moşele vardı,

Sonuncu Moşele…

Babasına soruyordu, “Ma Niştana?”

“Ma Niştana Alayla Aze Mikol Alelot?”

“Niçin bu gece diğerlerinden daha uzun ve daha korkunç?”

Moşele bu soruları sorarken, gökler ve yeryüzü suskundu,

Melekler ses çıkarmaya korktular.

Ve babası yanıtlamak istedi, “Avadim Ayinu”

“Sevgili baba, bir sorum daha var,” dedi Moşele

“Bilmek istiyorum, gelecek yıl sana ‘Ma Niştana?’ diye sorabilmek için hayatta olabilecek miyim?

Bu soruyu sorabilecek Yahudi bir çocuk kalabilecek mi?

Bu soruya ‘Avadim Ayinu’ diye cevap verecek, Yahudi bir baba kalabilecek mi?”

Ve babası yanıtladı, “Bilmiyorum…

Bilmiyorum hayatta olacak mıyım,..

Bilmiyorum, bilmiyorum hayatta olacak mısın?

Ancak şunu biliyorum ki,

Sadece bir Moşele olacak,

Bir yerlerde, ‘Ma Niştana?’ diye sormak için.

Bilmiyorum ben hayatta olacak mıyım?”










Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page