Solomon Perel
top of page

Solomon Perel




Bugün sayfamız yaşamı 1990 yapımı “Europa Europa” filmiyle beyazperdeye aktarılan 1925 Almanya doğumlu İsraelli motivasyon konuşmacısı ve yazar Solomon Perel’i ağırlıyor.

Yok artık, biraz abartı mı var sanki diyeceğinizi şimdiden duyar gibiyim… hadi başlayalım.


Perel, Rusya'dan Almanya'ya göç etmiş Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Naziler 1933 yılında iktidara geldiğinde, Almanya'nın Yahudi vatandaşlarına yönelik sistematik zulüm başladı. Ve Perel ailesi de bundan nasibini aldı. Önce ayakkabı mağazaları yağmalandı sonra da Perel okulundan atıldı. Çare olarak 1935'te ailecek halasının yaşadığı Polonya'nın Lodz kentine taşındılar. Başlarına gelecek felaketleri bilmeden…



Eylül 1939'da Polonya'yı işgal ettikten sonra, Solomon ve kardeşi Yitzhak Polonya'nın Sovyet işgali altındaki bölgesine kaçmaya çalıştı. Solomon başarılı oldu ve bir yetimhaneye yerleştirildi, kardeşi Litvanya'ya gitti.



Solomon, Naziler’in Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ni işgal ettikten sonra yetimhaneden kaçtı ve 12. Panzer Tümeni (Wehrmacht) tarafından Grodno yakınlarında yakalandı. Ana dili Almanca olduğu ve taaa o zamandan akıcı ve ikna edici konuşabildiği için Solomon kendisini esir alanlarını bir Volksdeutscher (Almanya dışında yaşayan etnik bir Alman) olduğuna ikna etti.


Daha sonra da tercüman olarak çalışmaya başladı. Bulunduğu birlikte kendini sevdirdi. Birimin komutanı onu evlat edinmeyi planlayarak ona daha fazla koruma sağladı. Tercüman sıfatıyla, daha sonra, Liozna yakınlarında yakalanan Joseph Stalin'in oğlu Yakov Dzhugashvili'nin sorgusuna katıldı. Her şey toz pembe değil elbet. Sünnetli bir Yahudi olan Solomon, askeri birliği tarafından sürekli olarak keşfedilme tehlikesiyle karşı karşıyaydı ve birkaç kez Sovyetlere geri kaçmaya teşebbüs etti, ancak her seferinde başarısız oldu. Sünnetli olduğunu ortaya çıkaracak tıbbi muayenelerden kaçınmak için çeşitli bahaneler uydurdu. Ordu doktoru bir keresinde ona tecavüz etmeye çalıştı. Solomon kendini korumayı başardı ancak doktor onun sünnetli olduğunu gördü ve Yahudi olduğunu anladı. Doktor, Perel hakkında bilgi vermedi, aksi takdirde eşcinsel olduğu ortaya çıkacaktı. Perel'e göre, "Ben onun sırrını biliyordum, o da benimkini biliyordu ve bu olaydan sonra öldürülünceye kadar benimle ilgilendi."



Hala reşit olmayan Perel'e orduda kalamayacağı söylendi. Bunun yerine, Braunschweig'deki bir Hitler Gençliği yatılı okuluna gönderildi ve burada Yahudi kimliğini Josef Perjell adı altında saklamaya devam etti . Oradayken Nazi ırk teorisi ve askerlik öncesi hazırlık çalışmaları üzerine dersler aldı. Sünnetli olduğunu gizlemek için mümkün olduğunca diğer öğrencilerle duş yapmaktan kaçınmış, duvara dönük veya iç çamaşırıyla duş aldı.



Savaşın sonuna doğru, Solomon bir piyade olarak orduya alındı ​​ve elde taşınabilir bir tanksavar roketatarla donanmış bir köprüyü korumakla görevlendirildi. 20 Nisan 1945 gecesi, 20. doğum gününün arifesinde, orduya girdikten kısa bir süre sonra Birleşik Devletler Ordusu tarafından yakalandı. Astsubay olduğu için ertesi gün serbest bırakıldı. Savaşın bitiminden sonra kısa bir süre bu sefer Kızıl Ordu için tercümanlık yaptı. Doğduğu yere geri döndükten ve düzinelerce araştırma yaptıktan sonra, nihayet Sovyetler Birliği'ne kaçmayı başaran ve o zamanlar Münih'te evli ve yaşayan kardeşi Yitzhak'ı buldu. Onunla birlikte olmak için Münih'e taşındı. Araştırmaları sırasında diğer aile bireylerinin başlarına gelenleri öğrendikçe yıkıldı. Babasının Lodz gettosunda açlıktan ölmüş, annesi 1944'te gazlı bir kamyonda öldürülmüş ve kız kardeşinin ölüm yürüyüşü sırasında vurulmuştu. Peki küçük kardeşi David? İngiliz mandası altındaki Filistin’e gitmiş, hayatta kalmış ve kardeşi Solomon’u çağırıyordu. Temmuz 1948’de yeni kurulan İsrael’e göç etti.



İsrael’e geldikten sonra İsrael Savunma Kuvvetleri'ne (IDF) katıldı ​​ve 1948 Arap-İsrail Savaşı'nda savaştı. 1959'da karısı Dvora ile evlendi ve iki oğlu oldu. Perel 1985 yılına kadar Almanya’ya dönmedi, dönemedi. Peine Belediye Başkanının daveti üzerine Peine Sinagogu'nun yıkımını anma törenine katılmak üzere yola çıktı.



Bu sırada anılarını yazdı: Ich war Hitlerjunge Salomon (I Was Hitler Youth Salomon), büyük ses getirdi yazımın başında belirttiğim gibi yaşamı filim konusu oldu.

Mayıs 2012’de ise Hollanda’nın İkinci Dünya Savaşında Öldürülen vatandaşlarını anma gününde kitabı tiyatrolaştırılarak sahnelendi. Solomon oyunum prömiyerinde yer aldı.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page