Shtisel’den sonra Haredi’lere Sevecen ve Yaşlı Gözlerle Bakışım
top of page

Shtisel’den sonra Haredi’lere Sevecen ve Yaşlı Gözlerle Bakışım


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)



Netflix’de Shtisel serisinin 3. mevsimi başladı. Kudüs’de dindar Yahudi toplumunu yansıtan, anlatan, dikkatlice yazılmış bu diziyi hem izliyor ve beceriksizliklere gülüyor, hem de çağdaş yaşama uyum sağlamakta bu kadar güçlük çekenleri mahkum eden zihniyete kızıyorum.


Aslında laik İsrail’lilerden farklı düşünmüyorum. Askerlik yap, çocuklarını savaşa gönder, ardından yeteneklerinle başarı kazan ve dünya kadar vergi öde, fakat nüfusun % 13’ünün erkek kısımı tüm bu fedakarlılara katlanmaksızın devletten maaş alarak sabahtan akşama Yeşiva’larda Tevrat çalışsın.


İlginç olan Shtisel’in Yahudiler dışında dünya çapında geniş bir izleyici kitlesine kavuşması. Hatta Türkiye’de yaşayan okul arkadaşlarım, İstanbul olsun, Adana olsun, bir hayli merak salmışlar. Acaba neden? Yüzyıllarca kapalı kalmış ve gizem dolu bu dindar kesime olan meraklarından mı? Batı’da bu tarz çağdaşlıktan kopuk topluluklara rastlamak güç, fakat İslam Aleminde muhakkak var olsalar da kameralar henüz Shtisel kadar içlerine girmeye muvaffak olamadı.


Bu toplumlarda dış temasların yokluğu içeridekilerin birbirlerine anlayış ve güvenle yaklaşımlara teşvik ediyor. Aile ortamında dayanışma müthiş. Fakat kıskançlıkların da aşağı kalır tarafı yok. Beni hayretlere düşüren Haredi (Ortodoks, aşırı dindar Yahudi) toplumun ırkçı tutumları: Bırakın Yahudi olmayanla neredeyse konuşma yasağını, Aşkenaz kökenlinin Sefarad’ı küçük görmesi bile, daraltılmış, bir nevi insanlığın ortak kaderinden soyutlanmış bireylerin cenderesi, tuzağı, kapanı…


Fakat bu kısıtlı kapsamda mutlular mı? Çoğunlukla evet. Aile ortamında sevgiyle büyü, evlen, bol çocuk yap, Tevrat’ı incele, bazen meslek sahibi ol, mütevazi bir yaşam sür, gözün başkalarında olmasın, Hahamını dinle ve emirlerine uy! İlgi alanlarının azlığı ve tek amaca odaklanma, kafayı karıştırmayı engellediği gibi yaşamı da sadeleştiriyor. Kararları senin adına çoğunlukla toplum ve liderleri alıyor. Parasal sıkıntı dışında hayat yeknesak fakat nereye gidildiği belli.

Haredilere sevecen yaklaşımım bu sadeliği aramamdan mı? Yoksa naif ve mahcubiyet dolu hareketler acıma ve yardım hislerimi mi kamçılıyor? Öte yandan bireylerine karşı olumluluğum, topluluklarına karşı olumsuzluğa dönüşüyor.


İki yıl kadar önce Yeruşalayim’de iken önemli bir ravın cenazesine rast gelmiştik yollarda. Onbinlerce genç ve ortayaşlı, tamamen karalara bürünmüş, dualar okuyarak, trafiği kesmecesine tabutun peşinde siyah bir ırmak gibi akıyorlardı. İçlerinde olmak istemem.


Fakat İsrail’liler çoğunluğu onlardan değilken dahi, içlerindeymişcesine etkileniyorlar. Haredi kime oy kullanacağına karar veremiyor, Hahamları ne derse o! Sayıları İsrail nüfusunun % 12,6’sı olmakla birlikte Knesset’de (Parlamento) 16 milletvekilleri (% 13,3) var (Dindar Siyonist Parti dışında). Yıllardır sağ hükümetlerde yer alarak devlet bütçesinden kendilerine aktarılan fonları sağlama aldılar.


Son yıllarda dindar Yahudilerin ekonomiye kazandırılmaları uğruna önemli adımlar atıldı. Aslında birey olarak fevkalade odaklanma yeteneğine sahipler (Tevrat ve ilişkili kitaplara eğilmelerinden dolayı). Matematik ve İngilizce bilgisi eklendiğinde kod yazmak için ideal adaylar. Hahamlardan bazıları bu mesleklere yönelmelerine karşı değiller.


Fakat teknolojiye ve çağdaş yaşama uyum yavaş ve engebeli. Hızlı olması ruhani liderlerinin güçlerine darbe vurabilir.

Ortodoks liderler kendi üyelerinin yaşamlarına hakim oldukça tüm İsrail’liler sonuçlarına katlanmaya mecbur kalacaklar.

Benim de gözlerimde yaşlar birikecek.


*Bu makalede yer alan fikirler yazara ait olup İYT’yi bağlamaz.



Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page