SEV, YAŞAT, OKU VE TABİ Kİ İYİLİK YAP...Davut'un Mezmurlarından
top of page

SEV, YAŞAT, OKU VE TABİ Kİ İYİLİK YAP...Davut'un Mezmurlarından





Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez,


Günahkârların yolunda durmaz,


Alaycıların arasında oturmaz.


Ancak zevkini RAB'bin Yasası'ndan alır

Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür.

Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer,


Meyvesini mevsiminde verir,


Yaprağı hiç solmaz.


Yaptığı her işi başarır.


Kötüler böyle değil,

Rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler.


Bu yüzden yargılanınca aklanamaz,


Doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar.


Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir, Kötülerin yolu ise ölüme götürür.


Hafta sonu. Montreal Pierre-Elliot T. Havaalanından dönüyorum. Trafik açık, bu trafik bu şehirde çalışma saatleri böyle olmaz, İstanbul’un trafiğini aratmayan bir trafik mevcuttur bu anayolda da…


Vancoverdan gelen misafirlerimi yolcu ettim, iki haftalık bir beraberlikde geleneksel yemekler yendi, varendada, gece yarılarına kadar süren şarap, peynir sohpetleri, açık havada edilen dualar, meditasyonlar ile sekiz yıllık arkadaşlığımızı daha da pekiştirdik, anılar yarattık,

Ve ben bu arada size yazacağım yazımın konusunu da belirlemiştim, ama son anda okuduğum şiir konuyu değiştirdi.

Kişilere yazarken ne ilham verir bilemiyorum ama benim yazı konularıma duyduğum bir kelime, veya havada dalgalanan bir yaprak ilham verebilir, ve yine öyle oldu.

Eve döndüm, pikabın düğmesini çevirdim, ortalığı Bethovenin sakin, dingin violin op.61’i sarıverdi, misafirlerden sonra ev gözüme bomboş gözüktü, biraz dinlenmek için okumak istedim elime aldığım David’in mezmurlarında karşılaştığım şiir bugünün konusunu belirleyiverdi.

İyi insan olmak


‘’Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle


yürümez’ ve şiiri okurken sorgulamaya başladım.


Tevrat ‘Yaşat’, İncil Sev’, ve Kuran ‘Oku’ diye başlar.


Bu üç eylem de ‘Iyilik’ çağrıştıran sözcüklerdir.


Fakat gerçek hayatta hiç karşınıza ben kötü bir eylem


yaptım diyen bir bireye rastladınız mı?


Bu sorunun cevabını size bırakıyorum…


Eğer hepimiz gerçekten iyiysek neden bu


dünyada bunca olumsuzluk hüküm sürüyor?


Acaba hiç aynanın karşısına geçip kendimizi sorguladık


mı, gerçekten iyi bir insan mıyız diye?



Yoksa, ilişkilerimizde maddi çıkarlarımız,


egolarımız, isteklerimiz doğrultusunda veya işimizde


profesyonellik adı altında bu mottoyu bir kenara atıp,


bir takım hoş olmayan şeyler mi yansıtıyoruz hayata…



En son ne zaman, kime ufacık da olsa bir iyilik yaptınız?

(Maddi olması şart değil)



Bu dünyaya gelme amacımız nedir? Sadece yiyip, içip,

zevk sefa yapıp, üstüne mal mülk edinmek mi???


Kişinin kendi kendisine bakıp ben iyi insanım, tamamdır


ben oldum diye bir tespit yapması mümkün değil, bu


kanıya ancak diğer insanlar karar verebilir diye


düşünüyorum…


Ha, ya sen iyiliğin neresindesin diye bana bu soruyu


yöneltebilirsiniz


Tabii, bu cevabı ben kendime veremem, ama kendime


ilk aynayı tuttuğumda, felsefe yapmaya pek vaktimin


olmadığı, hayatın hain koşturması içinde olduğum yıllardı, otuzlu yaşlarımda idim.


Şöyle ki, annemin evinde bir cuma aksamı, kardeşimin


dünürleri ile yemekte idik.


Sokağımızdaki, berbat bir durumda sokağa


atılmış bir Terrieri evime almıştım. Köpek bakımı ve


sorumluluğu konusunda tecrübem olmadığı gibi, tam


gün çaışıyordum, köpeği tutup, tutmamak konusunda


tereddütlerim vardı.


Masada bu konu açılınca, sokaktaki her hayvanı evimize


alamıyacağımız gibi bir laf döndü. Bir an duraksadım ve dedim ki:


‘Onu asla sokağa bırakamam, Tekila’ nın, (Köpeğe verdiğimiz


isim) ne kadar yalnız olduğunu hissedebiliyorum’.


Kardeşimin dünürü babama döndü,’ İzzet bey, kızın


hem güzel, hem de iyi kalpli’…dedi


Şöyle bir irkilmiştim, iyi kalpli kelimesi kafama dank


diye vurmuştu, gerçekten öylemi idim??



Canım babam da bana sevgi ve övgü ile bakarak


‘Öyledir Yıldan Hanım’ cım’ dedi.

Ve ben bu konuşmayı umuttum gitti, taki David’in


mezmurundaki şiiri okuyana kadar…




Bügünüme gelince, deneyimlediğim şu ki bazı insanlar


doğuştan iyidir, ve doğuştan gelen bu nitelik, kimileri


için doğal bir davranış şeklidir, ve bazı kişiler için ise,


iyilik, üzerinde çok çalışmaları, ve çaba sarfetmeleri


gereken esneme egzersizlerini


andırır.



Böylece, Montreal kara yolundan, mezmurlara, oradan


da iyiliğe geldik, hayat da böyledir işte…


Yollarımızın hep iyiliklere çıkması dileği ile Quebec’ten kucak dolusu


iyilikler...


RahelÇela B.














Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page