Roya Hakakian
- Yelda Yael PENSO

- 9 saat önce
- 2 dakikada okunur


Bugün sayfamız bir sanat insanını ağırlıyor.
Roya Hakakian ismi ilk duyulduğunda, sadece bir yazar değil; bir ruhun, bir hafızanın, bir kimliğin haykırışı geliyor akla. İran’daki çocukluğu, gençliği hem Pers kültürünün hem de Yahudi mirasının iç içe geçtiği, çok katmanlı bir geçmiş… Tahran’da, Yahudi eğitimciler bir ailede dünyaya gelmiş; evlerinin kapısında asılı altın mezuzah, öğleden sonraları okulda geçirdikleri Yahudi dersleri, Purim kutlamaları ve belki de en önemlisi, yaşadıkları kimlik bilinci…
1979 devrimiyle birlikte hayat, köklerini sarsmaya başladı. Kadın olmak, Yahudi olmak, genç olmak — her biri ayrı bir kırılganlık barındırıyordu o topraklarda. Roya, tam da böyle bir kavşağın ortasında büyüdü. Ve 1985’te, yalnızca fiziksel değil kimliksel bir yolculuğa çıktı: ailesiyle birlikte Amerika’ya — sürgünde, sığınakta ama aynı zamanda umutla.
Amerika, onun için sadece yeni bir ülke değildi; yeniden doğuşun sahnesiydi. Orada gülmeye, yazmaya, hatırlamaya yeniden başladı. Ve yazdı- önce Farsça şiirlerle, sonra İngilizceyle; daha güçlü, daha cesur, daha net. İlk kitabı “Journey from the Land of No,” bir çocuğun, bir genç kızın, bir Yahudi göçmenin kalabalık bir dünyada kimliğini kaybetme korkusunu ve aidiyet arayışını anlattı. Pers şiir geleneklerinden beslenen dili, o coğrafyanın acısını ve umutlarını çağrıştırıyordu; ama aynı zamanda Yahudi belleğinin, diasporanın suskunluğunu da yankılıyordu.
Roya’nın eserlerinde, Yahudi kimliği kimi zaman sesinde, kimi zaman sessizliğinde, hatta yok sayılmışlığında kendini hissettiriyor. O, bir “İranlı Yahudi” olarak büyüdü — bu hem ona derin bir kök hem de dünyaya açık bir pencere verdi. Bu çift aidiyet, kimliğin hem yükünü hem özgürlüğünü beraberinde getirdi. Onun için şiir ve yazı, sadece sanat değil; varlık nedeni, hafıza ve direnişti.
Ama en güzeli: o hâlâ hatırlıyor. Hatırlamanın gücüne inanıyor.
Roya Hakakian״Sürgün edilmiş bir ağaç, köklerini yitirmiş olsa da meyve vermeye devam edebilir. ״ Onun meyvesi, kelimeler; hatıralar; kimlik — ve umut. Ve bu meyveler sayesinde, biz de onunla hatırlıyor, birlikte direniyor, birlikte insan kalıyoruz.
Yelda PENSO
Bir önceki İz bırakanlar köşemdeki yazım için tıklayınız...





Yorumlar