Overdose
top of page

Overdose






7 hafta önce ayağımı kırıp ev hapsine girmiş biri olarak alçısız ilk sokak gezmesinde bir serginin son gününü yakaladığım için pek mutluydum.

Konusu oldukça ilginç olan sergide henüz iyileşmiş kırığımı zorlamamak adına koltuk değneklerimle gezinmenin keyfindeyim.

Mekan Holon Design Museum, güzel işlere ev sahipliği yapan bir müze.








Tasarım Müzesi Holon, Mart 2010'da açılmış ve kısa sürede dünyanın önde gelen tasarım ve çağdaş kültür müzelerinden biri haline gelmiş. Holon belediyesi, Tasarım Müzesi Holon'un kurulmasına 17 milyon dolar yatırım yapmış ve ardından sürekli destek sağlamaya devam edeceğini bildirmiş. Güzel Türkiyem’de böyle bir belediye var mı acaba diye düşündüm.


Müze uluslararası üne sahip mimar Ron Arad tarafından ikonik bir binada yer alıyor.

Binanın hava koşullarına dayanıklı çelikten yapılmış turuncu gövdesi bir kurdelenin kıvraklığındaö rüzgarda hareket edecekmiş hissiyati yaratıyor. Kusursuz yapi mekansal ve optik deneyimlerin karışımıyla ziyaretcileri büyülüyor. Tavsiyem sergiye girmeden binanın ortasındaki bilet gişesinin yanındaki aformik banklarda zaman gecirmeniz.

Müze, ziyaretçilerine, tasarımın, hayatımızda oynadığı rolü daha derinden anlamamıza yardımcı olmaya adamış, heyecan verici sergiler ve etkinlikler sunmakta.






Aşırı Doz” sergiside tam bu kapsama uygun bir görsel şölen sunuyor izleyenlerine.

Fark edilmesi ve onlarsız yaşamanın neredeyse imkansız olduğu basit şeylerin hayatımızdaki yerleriyle ilgili soruları gündeme getiriyor. Saç fırçası, çekmece, kablolar, elektrik düğmeleri, tencere, tepsi, squash raketi, koltuk değnekleri, vs vs… Biz onların hep orda olacaklarını düşünüp, varlıklarına alışır, farkına varmadan hayatımızdaki yerlerini kabul ederiz. Bu basit nesnelerin formları değiştirilmedikleri sürece, varlıklarını görmezden gelmeye alıştığımız için, biçimlerinde veya işlevlerinde oluşturulacak minicik bir değisimi görmeye karşı da oldukça hassasız. Sergi katılımcılarının çoğu, bir nesnenin orijinal işlevini dönüştürmüş veya genişletmiş. Tanıdık olana karşı eleştirel ve şiirsel bakış açısıyla bizleri, önyargılardan arınmış, çocuksu ve eğlenceli bir alana daldırmayı başarmışlar.







Sergi, İsrael’den ve yurtdışından binlerce çağdaş sanat ve tasarım i rev içeren Galila Barzilai Hollander Koleksiyonu’ndan yaklaşık 150 sanatçı ve tasarımcının gündelik nesnelere verdiği yorumu içeriyor. Her eser ziyaretcilerde basitlikten karmaşıklığa giden hisler uyandırıyor. Bir ev ortamını düşünün, içinde geziyorsunuz, dolaplar, sandalyeler, kitaplar, tabaklar, ayakkabılar, alışveriş arabası, kablolar, borular her şey ama her şey var olmasına ragmen, inanılmaz bir değişimle sanat eserlerine evrilmiş. Bu evin içerdiği “insan” nesnelerini sanatçılar adeta metaforik i rev haline dönüştürmüş.

Galerilerin her biri tanıdık i rev ortamını sergiliyor ve her yerleştirme günlük bir sahneyi yeniden inşa ediyor. Perspektif değişikliği, tanıdık olanın içindeki tuhafın, kamusal olanın içindeki mahremi ve aşırı olanın içindeki örtük olanın açığa çıkmasına izin veriyor.







Serginin açılışı İsveçli tasarımcı Michael Johansson'un Ghost VII adlı eseriyle ziyaretçileri karşılıyor. Çalışma, hepimiz evinde bulunan düzinelerce nesneden oluşan devasa bir duvar sunuyor: aletler, kapılar, çekmeceler, dolaplar, raflar, buzdolapları, fırınlar, çerçeveler ve daha fazlası. Bu çalışma İsveç Büyükelçiliği'nin desteğiyle Shenkar – Mühendislik Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğrencilerinin ortak bir çalışmasından oluşmuş.

Kordidoru dönünce paranın bir kağıt üzerine basılmış bir mürekkepten başka bir şey olmadığına şahit oluyorsunuz. Oldukça ironik. Günümüzde paranın dünyayı ele gecirdiğini bilip anlamını yitirip değersizlestiğinde, bir küpeye, yaka ignesine ya da bir heykele dönüştüğünü görmek çok çarpıcıydı.

Kabloların salıncağa, elektrik devrelerinin rakete, metrelerin tabloya, sandalyelerin avizeye, taşıma poşetlerinin en modern elbiselere, perukların paspasa, yer firçasının tokyolya, avize taşların yer paspasına dönüşmesi zihinlerinizi zorluyor.












Dönüşen objeler sizde zihin karmaşası yaratırken insanın varoluş basitliğinin neye dönüşeceğini sordum Sarah’ya…

Cevap tam serginin adına uygundu.

Toza dönüşeceğiz.

Bu dönüşüm zamanına ulaşmadan önce yaşamınıza güzellikler katmanız dileğiyle.

Bu serginin son günüydü ama mekanı takibe alın derim. Yeniliklerde ziyaretiniz kaçınılmaz olsun.

Ha birde ekleyeyim, engelliler, yaşlılar ve pusetler icin asansör, çocuklar içinde müthiş keyifli aktiviteler var.

Pazar günleri kapalı. Her gün sabah 10’da açılıyor. Salı ve Cumartesi günleri 20.00’ye kadar açık.

Biletleri internetten almanızı tavsiye ederim.




















Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page