Osmanlı İmparatorluğu’nun İlk Stockholm Temsilcisi Mois ben Yehuda Bebri – Aslan Ağa (2)
top of page

Osmanlı İmparatorluğu’nun İlk Stockholm Temsilcisi Mois ben Yehuda Bebri – Aslan Ağa (2)


Osmanlı İmparatorluğu’nun İlk Stockholm Temsilcisi

Mois ben Yehuda Bebri – Aslan Ağa (2)


Bir tarih araştırması forumu olmayan bu sütunların amacını aşacak ayrıntılara girmeden olayların geçtiği dönemi ana hatlarıyla özetleyelim ve bir önceki yazımız konusu mezar taşında adı geçen Bebri’nin kimliği konusunda beliren tereddütlere değinelim.


Ana Tablo


Mezar taşında yazılı İbrani takvim tarihinin Miladi karşılığı 28 Mayıs 1673. Araştırmamızdaki değişik belgelere göre de konumuz olaylar 1669 ile 1673 yılları arası dönemde geçmektedir.



Anılan yıllarda Osmanlı tahtında IV. Mehmed (1648-1687) oturmaktadır. İsveç Krallığında ise XI. Karl (1660-1687) kral olmasına rağmen yaşı küçük olduğundan ülke Kraliyet Naiplik Meclisi tarafından yönetilmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun himayesinde, müttefik devlet statüsündeki Kırım Hanlığı (Tatar Devleti) Kağanı ise Adil Giray (1666-71) dir.



Hem Stockholm Büyükelçiliğimizin internet sitesinde hem de İstanbul’daki İsveç Konsolosluğu (İsveç Sarayı) konulu kitapta Stockholm’deki Türk Temsilcileri sıralamasında ilk isim olarak Aslan Ağa’nın adı okunmaktadır.


Aslan Ağa ile Mois bar Yehuda Bebri ikilemi

Ancak aynı dönemde “Büyük Türk’ün İsveç’teki Elçisi’ görevi için iki değişik ismin görülmesi birçok soru işaretini beraberinde getirmektedir .



Konumuzun geçtiği dönemde İsveç yöneticileri Yahudilere güvenmemekte ve özellikle devlet işlerini onlarla görüşmekten imtina etmektedir. Örneğin 1667’de İsveç yetkilileri diplomatik misyonla gelen Hollanda elçisiyle görüşmeyi reddetmişlerdir.



Tevrat’a göre Yakub (Yaakov) dördüncü oğlu Yehuda (Yuda) için ‘aslan’ deyimini kullanmıştır (Yaratılış, 49:8-9).Böylece ‘aslan’ Yehuda kabilesinin ve Kral Süleyman’ın (Shlomo) ölümünden sonra kurulan iki devletten biri olan Yehuda Krallığı’nın arması olmuştur.



Bebri’nin İsveç’te bir engelle karşılaşmamak için babasının adı Yehuda’nın Türkçe çevirisi ‘Aslan’ ile Osmanlı’da bir askeri veya idari rütbe olan ‘Ağa’yı beraberce kullanmayı tercih etmesi, başka delillerle de doğrulanması kaydıyla, mümkündür.

Osmanlı, İtalyan ve Yahudi kayıtlarında rastlanmayan Bebri sözcüğü Litvanca kunduz, Tatarca da bebek anlamına gelmektedir.



Dikkate değer bir nokta da Aslan Ağa’nın mükemmel Osmanlıca konuşup yazmasına rağmen hesap notlarında ve muhaberatında eski İspanyolca dilini kullanmasıdır.


Aslan Ağa kimi temsil etmektedir?

Kayıtlara göre ilk seyahatinde kendisini Kırım Hanının temsilcisi olarak tanıtan ve yetki mektubunu taşıyan Aslan Ağa ikinci seyahatinde Osmanlı Hükümdarının temsilcisi olarak görülmektedir.



Bir diğer yaklaşım da Kırım Hanlığı temsilcisi olarak gittiği ilk seyahatinde İsveç hükümetinin Aslan Ağa’ya Osmanlı İmparatorluğuyla bir ticaret anlaşması zemini hazırlaması için görev vermiş olmasıdır.


Aslan Ağa’nın seyahatları


Belgelere göre Aslan Ağa İsveç’i 1669 ve 1673 yıllarında iki kez ziyaret etmiştir.


İlk seyahat – 1669 yılında Kırım’dan Ukrayna ve Varşova yoluyla İsveç’e varan Aslan Ağa mayıs ayında oradan ayrılarak Viyana üzerinden Kırım’a dönmüş, bu arada İsveç Kralının Avusturya İmparatoruna ve Kırım Hanına mektuplarını kendilerine tevdi etmiştir. Bu ilk ziyaretin, belirgin bir konuyu müzakere etmekten çok Batı’ya doğru genişlemek arzusu taşıyan Rusya’ya dolaylı bir mesaj amacı taşıdığı düşünülmektedir.



İkinci seyahat - Hava muhalefeti yüzünden bir süre Kırım’da beklemek zorunda kalan Aslan Ağa Osmanlı ile İsveç arasında bir anlaşma konusunu görüşmek üzere Sultan IV. Mehmed’in huzuruna kabul edilmesi için Sadrazam Fazıl Ahmed Paşa vasıtasıyla randevu talebinde bulunmuş, ancak Girit’in fethi ile sonuçlanan Kandiye seferinden yeni dönmüş olan Sadrazam’ın cevabı yoğun gündeminden dolayı gecikmiştir. Aslan Ağa nihayet Edirne Sarayında huzura kabul edilmiş ve İsveç Kralının mektubunu Sultan’a sunmuştur.



Sultan’ın cevabını götürmek üzere bu kez İsveç’e deniz yolu ile gitmeye karar veren Aslan Ağa, aralarında iki oğlunun da yer aldığı on kişilik heyetle İzmir’den Livorno (Toskana Büyük Dukalığı) yoluyla Amsterdam’a, oradan da yine deniz yoluyla Göteborg’a ve Eylül 1671’de Stockholm’e ulaşmıştır.



Osmanlı Elçisi (Aslan Ağa? Bebri?) dönüş yolunda Amsterdam’a vardığında hastalanınca görevini oğlu sürdürmüştür.


İlginç olan, gidişte ve de dönüşte Amsterdam’a uğrayan, Hollanda makamlarından ve Amsterdam’daki İsveç Elçisinden hüsnü kabul gören, Sefarad toplumuyla şüphesiz temasta bulunan Aslan Ağa’nın görkemli mermer mezar taşı dışında Bebri ismine rastlanmamasıdır.


Kaynaklar:

- Dr. Manfred R. Lehmann ile 1992 yılı ve sonrası yazışma.

- Dr Kaj M. Ettlinger, ‘Aslan Aga-turkisk ambassadör till Sverige eller svesnkt sändebud med diplomatiska uppdrag till Turkiet?,’ Person-historisk tidskrifti 1998, Arg94, Häfte 1.

- Sayın Margaret Karlsson , 3 Mayıs 2005 tarihli mektubu.

- Sture Theolin, The Swedish Palace in Istanbul, Yapı Kredi Kültür Sanat, 2001.

- Rijks Universiteit, Leiden, 2003 yılı yazışması

- Riksarkivet Stockholm, Kasım 2006 ziyaretim notları

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page