Neva El Saadavi: Sıfır Noktasındaki Kadın*
top of page

Neva El Saadavi: Sıfır Noktasındaki Kadın*





Dr. Shirli Ender Büyükbay


Sıfır noktasına gelmek nedir bilir misiniz? Sıfır noktası nedir ki? Sıfır Noktasındaki Kadın kitabını okuduğunuzda ne olduğunu anlayacaksınız. Mısırlı “fahişe” Firdevs’in ölüm hücresinden anlattığı yaşam öyküsünü dinlerken, erkek egemen toplumda bir kadının gelebileceği umutsuzluk, çaresizlik, ölümle yaşam arasındaki sınırda yaşamanın nasıl bir şey olduğuna tanık olacaksınız. 1970’lerde Mısır’da geçen bu korkunç hikâye geçmişten bugüne değin üstü örtük sosyal çarpıklıkları ve kabul görmüş toplumsal düzene ait acı gerçeklikleri yüzümüze vuruyor.


Kitabın doğuşu (ilk yayın 1975), aydınların “siyasi suç” nedeniyle hapse atıldığı bir ülkede yaşayan psikiyatr yazar Neva El Saadavi’nin cezaevi yaşamının özellikle kadınlar için nasıl olduğunu merak etmesi ve nevroz hastalarının durumlarını araştırmak üzere Kanatır Cezaevine ziyaretleri ve idam cezasını bekleyen Firdevs’le tanışmasıyla olur. Kendi de 1981 yılında Sedat rejiminin kararıyla cezaevine girmiş ve çıkmış Mısırlı aydın bir kadın olarak El Saadavi, Firdevs’in hikayesiyle, bu dünyada kadın olmanın zorluklarını ve egemen eril güçlerin altında ezilmeye veya “fahişe” olmaya mahkûm olmanın ne anlama geldiğini paylaşmış.


Çok kısa özet geçecek olursam, küçük yaşta annesini kaybeden ve babasıyla, sonradan amcasıyla yaşayan Firdevs, 18 yaşında kendinden 50 yaş büyük bir adamla evlendirilir. Öncesinde babası ve amcası, sonradan kocası tarafından istismara uğramış, dayak ve aşağılanmanın her türlüsüne maruz kalmış Firdevs, lise diplomasıyla “saygın” bir işte çalışmak ve hayatını özgürce yaşamak üzere koca tutsağından kaçar. Ancak, sokağa düşmesin diye “yardım” eli uzatan her erkek onu “sokağa” yani fahişeliğe itmiştir. En nihayetinde, Firdevs kendi içindeki gücü ve öz-değerini keşfedip çok “talep” görmeye başlayan bir fahişe konumuna geldiğinde, bağımsızlığına kanca takan adamların kölesi olmaya itilir. İşte o zaman, bir karar verir: Ya hayatı boyunca bir erkeğin boyunduruğu altında yaşayarak kullanılacak ve istismara uğrayacak, ya da özgürlüğü için suç işleyecek.


Firdevs, umarsızca en karanlık sona doğru çekilmiş bir kadının öyküsüdür. Bütün zavallılığına ve umarsızlığına karşın bu kadın, benim gibi yaşamının son anlarına tanık olan herkese, yaşama, sevme ve kendilerini gerçek özgürlük haklarından mahrum bırakan bütün güçlere karşı direnip bu güçleri yenme isteği vermiştir.” (Neva El Saadavi, Kahire 1983)


Sen bir suçlusun ve annen de bir suçlu.

Annem suçlu değildi. Hiçbir kadın suçlu olamaz. Suçlu olmak için erkek olmak gerekir.

Şimdi buraya bak, ne diyorsun sen?

Suçlu olduğunuzu söylüyorum, hepinizin: babalar, amcalar, kocalar, pezevenkler, avukatlar, doktorlar, gazeteciler ve her meslekten tüm erkekler.

Sen vahşi ve tehlikeli bir kadınsın.

Ben gerçeği söylüyorum. Gerçek vahşi ve tehlikelidir.


Bileklerime çelik kelepçeler taktılar ve beni hapishaneye götürdüler. Hapishanede beni pencereleri ve kapıları her zaman kapalı olan bir odada tuttular. Benden niye bu kadar korktuklarını biliyordum. Çünkü, maskelerini yırtan ve çirkin gerçek yüzlerini ifşa eden tek kişi bendim. Bir adam öldürdüğüm için değil -ki her gün binlerce insan öldürülüyor- benim yaşamama izin vermekten korktukları için beni ölüme mahkûm ettiler. Yaşadığım müddetçe güvende olmayacaklarını ve onları öldüreceğimi biliyorlar. Benim yaşamam onların ölümü demek. Benim ölümüm onların yaşamı demek. Onlar için hayat daha fazla suç, yağma ve sonsuz ganimet. Hem yaşama hem de ölüme karşı zafer kazandım, artık ne yaşamayı arzuluyorum ne de ölmekten korkuyorum. Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey ummuyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum. Bu yüzden özgürüm. Çünkü yaşam boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, umutlarımız ve korkularımızdır. Tadını çıkardığım özgürlük onları öfkeyle dolduruyor.”


Başkana işlediğin suçtan dolayı seni affetmesini isteyen bir başvuru yaparsan serbest kalman için bir umut var.

Ama serbest kalmak istemiyorum ve suçum için af dilemiyorum. Çünkü suçum dediğiniz şey suç değildi.

Adam öldürdün.

Eğer bir kez daha senin olan [yönettiğin ve egemen olduğun] hayata dönersem, öldürmekten asla vazgeçmeyeceğim. Öyleyse affedilmem için Başkan'a bir dilekçe göndermemin ne faydası var?

Seni suçlu. Ölmeyi hakkediyorsun.

Herkes ölmek zorunda. Sizin işlediğiniz suçlardan biri için ölmektense kendi işlediğim bir suç için ölmeyi tercih ederim.


Lise IB Diploma programında okutulan kitaplar arasında yer alan ve zaman aşımına uğramayacak olan Sıfır Noktasındaki Kadın, her bireyin okuması şart olduğu bir eser. Çünkü, hikâye 1970’lerin Mısır’ında geçse de maalesef günümüz gerçekliğinden pek de uzak değil… 21. Yüzyılda halen toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ediyor olmamız yeterli bir kanıt değil midir? Yüzlerce (tüm dünyada) sivil toplum kuruluşları bugün halen kadın hakları savunuculuğu yapıyorsa, hiçbir kadının sıfır noktasına varacak kadar çaresiz ve umutsuz kalmaması, aksine, toplumun her kisvesinde erkeğin yanında eşit konumda varlığını sürdürebilmesi ve kadının hakkettiği rolü geri kazanması için uğraşıyorsa, kanımca yeterli bir kanıttır.


Özetle, bir kadın, anne, teyze veya ablaysanız, Firdevs’in öyküsünü okuyun! Bir eş, baba, abi, amca, dayı iseniz, okumadan geçmeyin! Bir öğretmen, hukukçu, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliğinden ve adaletten yanaysanız, mutlaka ama mutlaka Firdevs’in hikayesine kulak verin! Kadının toplumda hakkettiği yere gelmesini savunuyor ve hakketmediği yerin en uç noktasına -yani sıfır noktasına- gelebileceği olgusuna duyarlıysanız, Firdevs’in korkunç yaşam öyküsüne tanık olun. İster kadın olun ister erkek, gelişmiş, medeni, adil ve toplumun her ferdinin eşit fırsat ve haklara sahip olduğu bir toplumda yaşamak istiyorsanız ve kadın ile erkeğin birlikte güçlenerek toplumu geliştireceğini savunuyorsanız, kendinize ve sevdiklerinize bir iyilik yapın ve bu kitabı okuyun derim.


***


● Neval El Seddavi: Sıfır Noktasındaki Kadın; çev. Selma Demiröz; Metis Yayınları 2023 (ilk yayımı 1975);112 sf.


*Woman at Point Zero, by Nawal El Saadawi. 142 pages.

First published in English, translated from the Arabic original, in 1983 by Zed Books Ltd.


***

Bir sonraki yazı: 31 Mayıs 2023










Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page