Mutluluğun formüllünü mü buldum? Hayatın anlamını mı?Belki de hepsi? Ya da hiç biri?
top of page

Mutluluğun formüllünü mü buldum? Hayatın anlamını mı?Belki de hepsi? Ya da hiç biri?




Ne kadar mutlusunuz? Doyasıya yaşıyor musunuz? Yaşamak için bir iştahınız var mı?



Önceki yazımda hayatınızın amacı ne demiştim, Einstein amacınızı bulun ve sizi ona götüren yollardan gidin, götürmeyen yollardan gitmeyin derdi demiştim. Görüyorum ve arttırıyorum. Hayat amacını bilen bir insan hayatını yaşamak için coşku duyar, yanıp tutuşur. Kendi içinde karışık olan bir insan tutuklaşır, oradan oraya savrulur, mesafe kat edemez. Önceki yazımdan sonra bana ulaşıp benim için hayatın amacının ne olduğunu soranlar oldu, işte bu yazı da biraz buna istinaden ortaya çıktı. Latin edebiyatından modern pozitif psikolojiye ve Nil Karaibrahimgil’e farklı görüşleri bu yazıda değerlendirip kendi görüşünüzü bulmanız dileğiyle...


Hayatımızı nasıl geçireceğimiz konusunda Latin edebiyatında çok bahsi geçen iki farklı görüş var. Biri Epiküriyen ekolü diğeri ise Stoisizm ekolü. Epiküriyenler hayattan zevk almak hayatın asıl amacı olmalıdır derken, Stoisizm ekolü onurlu yaşayan birinden daha büyük bir zevk alan yoktur der. Zevke ulaşma yolları farklı da olsa ikisinin ortak noktası da hayattan zevk almaya odaklı yaklaşımlardır. Oysa ki modern hayat bunun için çok komplike değil mi? Hayat bitmek bilmeyen zorluklarla dolu değil midir? Gerçekten buraya geliş amacımız keyif olabilir mi? Öyleyse de hayatımızı mutlu olma uğurunda yaşamak bize gerçekten keyif getirir mi? Hayatta kendi mutluluğumuzdan çok daha büyük şeyler olabilir mi mesela? Her gün sosyal olup, kafe/müze gezmek veya da bize keyif veren şeyleri yaparsak gerçekten mutlu olur muyuz?


Mutluluk araştırmacısı, Amerikan Psikoloji Enstitüsü’nün geçmiş başkanlarından, psikolog Martin Seligman bu konuda bizi aydınlatan isimlerden. Araştırmaları sonucunda 3 seviye mutluluk olduğunu söylüyor. Bunların bazılarına sahip olup diğerlerine sahip olmamak da mümkün diyor. Bunlar:

1. Keyif almaktan gelen mutluluk – Bu mümkün olduğunca fiziksel keyif ve tatminle dolu hayatlar ve bunları arttırmak için gerekli yeteneklerin (anda kalabilmek gibi) geliştirilmiş olduğu mutluluğu anlatmak için kullandığı tabir. Bolca zevk veren şeylerin peşinden koşmak, tatlı yemek, partilere gitmek, masaja gitmek vb. Burada ekledikleri bir nokta, bu mutluluk seviyesi insanın genetiğine çok bağlı. Yani toplumun ciddi kısmı bu şekildeki mutluluğa ya sahip ya değil ama bunu çok etkileyebilmesi mümkün değil. Buna ek olarak, keyif almaktan gelen mutluluk kolayca alışkanlık haline gelip mutlu eden o şeyin değerini hızlıca kaybedip daha fazlasını istemeye sebep oluyor. Buna vanilyalı dondurma etkisi diyor Seligman: ilk kaşıkta tadını iliklerimize kadar hissettiğimiz, sonuna yaklaştıkça artık tadını bile fark etmediğimiz birçok fiziksel zevk gibi.


2. Uğraşlardan gelen mutluluk – Bu flow state diye tabir edilen, yaparken zamanın nasıl geçtiğini unuttuğu uğraşları olan, gerçekten kendini adadığı uğraşları veya hayatta rolleri (ebeveyin olmak gibi) olan kişilerin yaşadığı mutluluğu anlatıyor. Bir öncekinde keyifli hissederken burada aslında hissedilen hiçbir şey yok. Uğraşları ve kendilerinden başka hiçbir şey yok, zaman bile duruyor. Mesela piyano çalarken müzikle bir olan piyanistlerin yaşadığı haz. Bir öncekinin aksine bu genetiğimizden etkilenmiyor ve buna ulaşmak için herkes onları flow state’e (yaptığı işle bir olduğu, zamanı unutma haline) getirecek uğraşları bulabilir. Bunlar kişinin başarılı olduğu ve yapmaktan keyif aldığı yeteneklerini geliştirmesiyle bulunuyor. Burada vanilyalı dondurma etkisi de yok, ama uzun zamanlı hayat kalitesine katkısı tartışılıyor, daha ziyade andaki mutluluğu etkilediği biliniyor.


Anlamdan gelen mutluluk – Seligman’a göre bu işte gerçekten peşinden koşmaya değer bir mutluluk seviyesi. Burada da kişinin yeteneklerinin ve değerlerinin bilincinde olması hakim. Ama bir öncekinin aksine, bir şeylere ait olmak, kendinden daha büyük bir amaca katkı sağlamak için kullanıyor olması gerekiyor. İşte Seligman’a göre en üst seviye mutluluk bu. Mesela gönüllü çalışmak, insanın gerçekten inandığı bir amaca yönelmesi, kendini geliştirip kendinden büyük bir şeyin parçası olmak gibi. İşin güzel tarafı belki gökte aradığımız mutluluğun formülünü yerde, araştırması sonucunda Seligman’ın bulmuş olması. Psikoloji alanına ciddi katkıda bulunduğuna inandığım bu Selligman ve ekibi anlamdan gelen mutluluğun uzun vadede mutluluğa ciddi etkisi olduğunu görüyor. İlginç değil mi?



Tam da bu noktada ben diyorum ki sadece ilginç değil, aynı zamanda da ilham verici. Bu bilgiyi şimdi mutluluğun formülü olarak kullanmamam düşünülemez. Mutluluğa giden direk bir yol bulmuşlar işte! Sadece orada da kalmayacağım, ekliyorum, bence hayatın amacı da bu! Anlamlı bir yaşam sürdürmek – 3. Seviye mutluluğu getiren şey –. Sonucunda en yüksek seviye mutluluğa ulaşıyor olmak belki de hayatın amacının bu olduğunun bir kanıtı? Değilse de çok güzel bir katma değer en azından! Çünkü bana göre yaşamımızın amacı, kendine bir şeyler katmak, kendini kendinden büyük bir şeye bağlamak için belki okumak, öğrenmek, kendini geliştirmek. Belki bundan daha da fazlası, bardağını güzelliklerle doldurup taşırmak ve başkalarına da bir şeyler katmak. Kendini geliştirip, kendinden büyük bir amaca hizmet etmek. İyilik yapmak... İyilik kazansın diyenlerdenim ben. Kendimize de başkalarına da bol bol sevgi verdiğimiz günlerin hayaliyle yaşayanlardanım ben. Bu sebeple de yaşam koçluğu alanına giriş yapanlardanım, bu niyetle bu yazıları yazanlardanım. İyi ki de yapanlardanım, şu an size en yüksek mutluluk seviyesinden sesleniyorum. İyi ki de yapanlardanım, aşık olduğum bir hayat yaşıyorum!


Nil Karaibrahimgil’in de şarkısında söylediği gibi: “İnsan filmlerde görüyor rüyalarını rafa kaldırmayanları, bazen romanlarda okuyor söylenenlere aldırmayanları, ne mutlu rüyasına uyananlara”. 15 yaşında dünyamızı koruyun diyen Greta Thunberg’i veya 90larında yoga eğitmeni olup gençlere ilham veren Facebook fenomeninin hikayelerini imrenerek izlemiyor muyuz? Sizin kendinizden büyük nelere dokunma arzunuz var? Sizin için hayatın amacı ne olsun? Sizi yataktan neler aşkla kaldırır? Sizin hayatı yaşama iştahınızı ne kabartır?


Daha fazlası için beni Facebookta ve Instagram’da Coach Anita Kaneti olarak bulabilirsiniz.




Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page