top of page

Kutsal Su, Beit Arava ve Tuz Gölü






Gün çok erken başladı. Yol uzun, gezi içeriği yüklü. Buluşma noktasına vardığımızda bizden başka belki 1000 kişi vardı. Şaşkındım çünkü bu kadar kalabalığın bizimle aynı turu yapmak istemesi beni şaşırtmıştı ama sonra anladım ki bu tur senede iki kere ziyaretçilerine açılıyormuş. Sebebi ise yazının devamında.

Gezide çok fazla odak noktası olacak konu var dönem itibariyle. Ben sizlerle ana başlıklarını paylaşıp geçeçeceğim. Ilgilenenler daha detaylı araştırır isterse… Ben SU ve onun kutsallığına daha çok değineceğim.





Vardığımız yerin adı Kaser El Yehud. Manastırlar Ülkesi. Buradan bir mekan görüntü elde edebilirsiniz.



Israel Parklar Müdürlüğüne bağlı olan alanın adı Baptizim Sitesi. Hıristiyan geleneği, bu siteyi, İsa'nın Beytlehem'deki fiziksel doğumunun aksine, "ruhsal doğumunun" yeri olarak işaretler. Bu nedenle, vaftiz yeri büyük bir kutsal öneme sahiptir - Hıristiyan dünyasının üçüncü en kutsal yeridir.




Atmosfer garip. Bir tarafta İsrael askerleri nöbet tutarken, onların tam karşısında Ürdünlü askerler volta atıyor. Derin sessizlik, kum tepecikleri ve yumuşacık kuma gömülen bizlerin ayak seslerinden başka birşeyin olmadığı 6.5km’lik yürüyüş yolundan ibaret. Ortamda bir çok yıkık bina görülüyor. Bizans döneminden başlayarak her biri dönemin kiliseleri. O yuzden buraya Manastırlar Ülkesi adı verilmiş.


Bölge Ürdün sınırında ve sık sık terör saldırı nedeniyle Israel ordusu tarafından mayınlanmış. 1967 savaşından sonra İsrael topraklarına katılan bölge 1994'e kadar ziyaretçilere kapalıydı. Ürdün ve İsrail arasındaki barış anlaşmasının ardından site 2011 yılında restore edilerek yeniden açıldı. Düzenli ziyaretçi kabul edilmemesinin sebebi ise; lokasyonun Batı Şeria'nın Filistin Otoritesi'nde yer almasından. Sağlı sollu DİKKAT MAYIN VAR yazıları sizlerin kalbini çarptırsa da ortam oldukça güvenli.


Epifani Bayramı için 6 Ocak'ta, Doğu Ortodoks Kiliseleri tarafından Teofani için 19 Ocak’ta ve Paskalya hafta sonu boyunca ziyarete açılıyor sadece. Meraklısınına seremoniyle ilgili bir mini videoyu bırakıyorum.







Yolumuzun uzerinde tek bir kalıntı dahil kalmamış olan Beit Arava Kibutz’unun hikayesine kulak veriyoruz. Harap bir doğada yanmış bir çöl parçası düşünün. Kibbutz tam da burada ilk olarak 1939'da kurulmuş. Kibutz halkı nice zor koşullarla uğraşmak zorunda kalmanın yanı sıra, sussuzluk ve savaş gibi en aşırı koşullarla baş etmiş. 1948 Savaşında kibbutz tamamen boşaltılmış ve Ürdünlüler köyün kalıntılarını yok etmişler. Geriye sadece küçük bir mezarlık kaldı. 1980 yılında tarihi bölgenin 4,8 km batısında aynı isimle yeni bir kibutz kuruldu ve bu yerleşim yerinde hurma, özel sulama teknikleriyle biber, çeri domates ve diğer mahsuller yetiştiriliyor.





Yolumuzun üzerine Ürdünlüler tarafından inşa edilmiş Abdullah Köprüsü çıkıyor. Adını 1951 yılına kadar Ürdün'ün hükümdarı olan Kral I. Abdullah'tan almış. 1967'deki Altı Gün Savaşı sırasında, Ürdün'ün İsrail'e yönelik saldırılarını önlemek için Israelliler tarafından bir bölümü yıkılmış. O zamandan beri kullanılamaz durumda. Köprüye bakıyorum. Ağır bir demir yığını. Duygudan uzak, soğuk. İnanılmaz hikayelere sahip bu köprü nice acılarıda içinde barındırıyor. Kutsal su yolundaki insanlara huzur olacağına kan ve can pazarına dönüşmüş.





Su ve kutsallığı insanlığın kendini yeniden doğuşa teslim ettiği hislerini kapsıyor. Tanrı’nın, yarattığı varlıklara hayâtı su vâsıtasıyla bahşetmesinden olmalı ki su ile arınan kişi tıpkı doğduğu günkü gibi tertemiz bir hâle dönüyor. Hıristiyanlıkta Vaftiz, Yahudilikte Mikve, Müslümanlıkta Abdest su ile insan bedenin arınmasını hedefliyor. Temizlik bedensel gibi gözüksede aslında ruhu arındırmak hedefinde. Ve tüm dinlerde suyla ilgili birçok kural belirlenmiş olduğunu görüyoruz.





Biz su yolunu takip edip Tuz Gölü’ne indik. Burada kanolarla harika bir gezi programına katıldık. Suyun değerinin değiştiği ve doğayı yok ettiği ortamda kanolarımızda 4lt tatlı su ile karşı kıyıdaki Ürdün’e bakıyoruz.


İsrael topraklarının 60% çöl ama sahip olduğu suyun 90%ını geri dönüştürebiliyor. Suyla ilgili teknoloji ve know-how'dan Israel yılda 2,2 milyar dolar ihracat yapıyor ve bu miktarın birkaç yıl içinde 10 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediliyor. Sudaki tuzu arındırıp içilebilir su elde ettiği 5 büyük tesisi var. Bu tesislerdeki suyun bir kısmınıda yıllarca savaştığı ve en nihayetinde barışa eriştiği Ürdün’e bedelsiz ulaştırıyor. Filistin bölgesindeki birçok merkezede verilen temiz suya karşılık yaşananlar tatsız olsada insanlığın kutsala erişebilmesi herşeyden değerli.





Tuz gölünde kanolarda bir sağ bir sol küreklerken doğanın tuzdan arınıp çölleştiğine, suyun çekilmesine, karanın artışına, karada oluşan yeni bitki örtüsüne hayretle bakıyoruz. Tuzun kristallerinin suda oluşturduğu sanata hayran kalıyoruz ve karşı kıyıda susuzluktan kırılan Ürdün’e bakıyoruz. Aklımız kaynaklarımızı kendi topraklarımızı kurtarmak için kullanmaktansa neden başkalarına satıyoruz sorusuyla meşgul ederken birden kıyıdaki rehberin sözü hepimizi derinden etkiliyor:


İsrael neden suyu silah olarak kullanmıyor? Çünkü uluslara ışık olması gerektiğini biliyor. Yoksul insanlara ve uluslara yardım edebilmek ve onların yaşam kalitelerini iyileştirebilmek Israel için bir onur. Adaleti yerine getirme arzusu İsrael mirasının bir parçası. Suyun nice zor kapıları açmaya yardımcı olduğunu da defalarca gördü.





Sabah Hıristiyan alemiyle başlayan su yolculuğumuz gururla gün batışında sona eriyor.

Manastırlar bölgesini ziyaret etmek için

https://en.parks.org.il/reserve-park/baptismal-site-on-the-jordan-river-qasr-al-yahud/ bu siteden rezervasyon yapabilirisiniz ama ancak toplu giriş günlerinde ziyarete açıldığını hatırlatırım.


Her yaştan kişiye uygun Ölü Deniz’de kano için https://deadseakayak.co.il/ ve diğer başka sitelerden reservasyon yapabilirsiniz.


*Çoğumuz, bugüne kadar -bende dahil, Yardenit’in vaftiz yeri olduğunu biliyorduk. Yardenit’de Ürdün Nehri üzerindedir ve Ürdün'de vaftiz olmak isteyen ancak lojistik ve güvenlik engelleri nedeniyle Keser El Yehud’a ulaşamayan Hıristiyan hacılar için alternatif bir site olarak oluşturulmuştur. Burası İncil'de İsa'nın vaftiz yeri olarak tanımlanan coğrafi konuma daha yakındır.








Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page