KOTF.A.Ş. ve Ahtapot Mucizesi

Eminim bu anonim şirketin adını duymamışsınızdır.

Milyar dolarlarla oynamasına rağmen hisse senetlerini hiçbir borsada satın alamazsınız. Halka hem açıktır hem de kapalıdır.

Neyse uzatmayayım fazla.

KOTFAŞ; açık adıyla  Kamuoyu Oluşturma ve Terör Finansmanı Anonim Şirketi.

Şirketle ilişkiyi ilk kuran ve onu kamuoyuna tanıtan ISGAP.

ISGAP, ‘’Instıtute for the Study of Global Antisemitism and Policy’’ örgütünün amacı adında saklı. Örgüt 2012 yılında ‘’Follow the Money’’ / ‘’Parayı İzle’’ çalışmalarına başladı ve yedi yıllık bir çalışmanın sonunda 2019 yılında raporunu ABD Adalet Bakanlığına sundu.

İlginç bilgiler sıralanmıştı raporda.

Biraz ayrıntılarına gireyim.

Bulguların en ilginci ABD’deki Ivy League üniversiteleriyle ilgiliydi.

Bu üniversitelere Ortadoğu ülkelerinden ve özellikle Katar’dan bağışlar yağıyordu. Çoğu zaman kaynağı açıklanmayan, resmi kayıtlara geçmeyen ve ABD Eğitim Bakanlığının bilgisi dışındaki ‘’avyerto’’ bağışlar.

Yani, 7 Ekim sonrası Harvard; MIT ve PENN üniversiteleri rektörlerinin Hamas katliamı/ saldırısıyla ilgili ‘’değişik!’’ tutumu boşuna değildi.

Tahminlere göre sadece Katar’ın batılı ülkelerde kamuoyu yaratma amacıyla sarfettiği para miktarı 500 milyar ile bir trilyon dolar arası!

Ayrıca ABD üniversitelerine en fazla bağışta bulunan yabancı ülke de yine Katar.

Tabii bu bağışlar akademisyenleri ve öğrencileri de satın alabiliyor, kampuslarda Müslüman Kardeşler, Hamas gibi örgütlere destek  sağlıyor, Katar’ın arzuladığı şekillerde kamuoyu oluşturuyor.

Yalnız bu bağışlar resmen Katar tarafından değil de ona bağlı STK ‘lar tarafından yapılıyor.

Bağışların şeffaf olmaması, gereken makamlara bildirilmemesi federal suç teşkil ediyor. Bu suçu işlemiş üniversitelerden birisi de meşhur Yale.

(Tabii para aklama olasılığı da olaya başka bir boyut kazandırıyor.)

ISGAP yaptığı çalışmada ABD üniversitelerindeki Müslüman Kardeşler / Katar iletişim ağıyla antisemitizm ve İsrael karşıtlığı konusundaki bağı da gözler önüne seriyor.

Katarla ilgili diğer ilginç bir örnek de TAMUQ, Texas A&M University Qatar’s.

TAMUQ  ABD’deki bir  devlet Üniversitesi.

Katar tarafından çeşitli projeler için cömertçe destekleniyor.

Özelliği ileri seviyede nükleer enerji araştırmaları üzerinde uzmanlaşması, (silah dahil). 2003 yılında TAMUQ ile bir Katar STK’u arasında yapılan anlaşma gereğince üniversitenin tüm araştırma bulguları Katar’ın sahipliğinde.

Burdan yola çıkarak nelerin yapılabileceğini okurun hayal gücüne bırakıyorum.

Yine Katar’a bağlı STK’larının bazı batılı medya mensuplarını maaşa bağladıklarını da bizzat emekli Katar’lı politikacılar dile getiriyor.

Yazının bu kısmında Katar’dan ayrılıp Güney Afrika’nın İsraele aşırı (!) sevgisini göstermek  için ülkeyi Uluslararası Mahkemeye soykırım iddiası ve savaşı durdurma talebiyle verişinin sır perdesini çözmeye çalışalım.

1979 yılından beri genelde Ortadoğuyu, özelde İsraeli sarıp sarmalamaya çalışan bir ahtapot var.

İran.

Kolları uzun.

Lübnan, Irak, Suriye, Yemen, Hizbullah, Hamas, Venezuela derken Güney Afrikaya kadar da uzanıyor kollar.

Amaç İsraeli her açıdan, askeri, diplomatik, medyatik, sıkıştırmak

İranla Güney Afrika uzun yıllardır kanka durumunda.

Güney  Afrika’da iktidarda ANC partisi var.

Son yıllarda ciddi mali sorunları var partinin. 2021  yerel seçimlerini takiben yerel yöneticilerinin  maaşlarını veremez duruma düşmüş. Son aylarda ise iflasın eşiğine gelmiş.

Altı milyon dolarlık bir borcunu ödeyemeyince iflas talebiyle aleyhine dava açılmış. Bu durumda partinin önümüzdeki seçimlere katılımı bile tehlikeye girmiş.

Tam bu sırada, Güney Afrika İsrael’e karşı dava açıp suç delillerini Hag’daki Uluslararası Mahkemeye  sunduktan tam bir hafta sonra bir mucize gerçekleşmiş ve ANC’nin kasasında birdenbire 60 milyon dolar belirivermiş.

Borçlar ödenmiş, iflas istemiyle açılan dava  düşmüş.

Ahtapotlar mucize yaratabilir mi?

Düşünmeye değer...

Yazarın tüm yazıları için tıklayınız